Konuk Yazar
15 Temmuz 2015
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Güzelliğe
dair aksesuar, kadının bir şekilde kendini farklı şekillerde ifade etmesi, ben
varım güzelim demesinin bir yolu çok yıllar önce dövmeden geçiyordu. Hatta öyle
ki bu eylemin tek tanrılı dinler öncesine kadar uzandığını biliyoruz.
Urfa’nın
köylerinde çokça yapılan süse ve var olmaya dair bu şekiller yapılana çok büyük
eziyetler sunarken bazen iyileşene kadar günlerce ateşler içinde yatmasının da
nedeni olabiliyordu. Şehirli kadınlar kısmen takı ve varlık içindeyken köyde
yaşayanların çoğunun bu şansı pek tabi ki olmuyordu.
Dolayısıyla
yapılmış olan bu dövmeler anlamları olsa da bir nevi takı vazifesi de
görüyordu. Siverek ve çevre il ilçelerde özellikle kırsal kesimdeki kadınların
asırlardır vücudunun çeşitli yerlerine yaptığı, Kürtçede “Dak” olarak
adlandırılan dövme geleneği bazı yerler de gerilese de halen birçok yerde,
kadınların canını çok acıtmasına rağmen güzelliğin sembolü olarak kullanılmaya
devam ediliyor.
Güneydoğu’da
asırlardır özellikle kırsal kesimdeki Kürt kadınlarının vücutlarının çeşitli
yerlerine yaptırdığı ve İslam öncesi doğan ve dünyanın bazı bölgelerinde halen
devam eden Şamanizm, Paganizm, Budizm, Zerdüştlük gibi birçok dinde kutsal
kabul edilen güneş, ay, yıldız, kuş ve çeşitli geometrik figürler kutsal
metinler gibi insan vücuduna işleniyor. Teknolojinin gelişimiyle birlikte
Siverek ve çevresinde bu gelenek gerilese de, birçok yerde halen canı çok
acıtmasına rağmen güzellik sembolü olarak kullanılıyor. Şakağına, dudağına,
çenesine, kaş arasına, alnına, göğüslerine, bacaklarına, burnuna, ayaklarına ve
parmaklarına yaptırdıkları güneş, yıldız, kuş, ağaç, bilezik, yarım güneş ve
diğer geometrik birçok figürün ne anlama geldiğini günümüz kadınları bilmese de
bazısı büyüden, nazardan, bazısı aşiretin damgası, bazısı güç gösterisi, bazısı
ise güzel görünmeyi sağladığı için yaptırıyor.
Bölgede
halen Siverek, Diyarbakır Şanlıurfa ve Karacadağ eteklerinde yaşayan kadınların
ağırlıklı olarak güzelleşmek için tercih ettiği dövme sanatını uygulamak tam
bir tören havasında geçiyor. Öncelikle dövme yapacak genç kızın isteğine göre
ve vücudunun istediği bölümüne ay, yıldız, bilezik, kuş figürleri neyi
istiyorsa o çiziliyor. İkinci aşamada ise dövme yapma konusunda usta olan yaşlı
kadınlar, odanın bir köşesinde sürekli yanan idare lambasından duvara bulaşan
isi kazıyarak içine kız çocuğu emziren annenin sütünü de ekleyerek özel bir
karışım elde ediyor.
Zahmetli
olmakla birlikte titizlikle bir iğne ile bu karışım söz konusu figürlerin
üzerine iğne ile vurarak derinin altına gönderiyor. Kız çocuğu emziren anne
sütü kullanılmasının nedeni ise dövmenin ölünceye kadar kalıcı olarak kalması.
Yaşlı kadınları, sonradan öğrendikleri “İslam’da dövme yaptırmak
günah” söylemi korkutsa da onlar sadece güzellik amacıyla gençliklerinde
bunu yaptırdıklarını dile getiriyor.
Son
yıllarda gençler bu tür dövmeleri eskiye nazaran daha az yapıyorlar.
Tabii
sadece Kürtlere özgü bir şey de değil. Araplarda da çok yaygın şekilde
yapılıyor. Yıllar yıllar önce Siverek’te sabahın köründe köyden gelmiş
kadınların yüzlerinde ellerinde bu anlamlı ve güzel süsleri çokça görmek
mümkündü. Hatta bazı ailelerin köyden getirdikleri gelinlerin yüzlerinde de bu
anlamlı şekilleri görmek olasıydı.