İbrahim Halil Okuyan
26 Aralık 2006
Türkiye’de konut açığı büyük. Her bölgede evler, apartmanlar yapılıyor. 100-200 milyara daireler satılıyor. Tabii bunlar özenilerek yapılmış, kaloriferli daireler. Merkezi sistemle her taraf ısıtılıyor. Yaşadığımız süre içerisinde gerek konutlarda ve gerekse kurumlarda çok kalorifer arızaları, kazan patlamaları gördük. Büyük veya küçük kazalarda birçok insanımız hayatını kayb’etti. Birçok kereler görülen bu üzücü olaylara rağmen bunlardan ders çıkardığımız pek söylenemez. Müteahhitlerin inşa ettiği daireler yüksek fiatlarla satılıyor. 15-20 ailenin ikamet ettiği binalarda 1-2 kalorifer kazanı bulundurulur. Ama bu kazanları ısıtacak, kaloriferi yakacak, ehliyetli bir insan bulmak pek nadirdir. Kazanlar hamam külhanı usulü ile yakılır; sistem nedir, derece ne olmalıdır. Kontrol mekanizmasında nelere dikkat edilmelidir.. Vanalar açık mı, kaplı mı farkında olunmaz. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Askeri Lojmanlarında yaşanan feci olay bu yaramızı yeniden hatırlattı. Hayatını kayb’eden 8 yurttaşımızın acısı Vatan sathını sardı. Bakalım bundan bir ders çıkarılabilecek mi?. Tabii facia son derecede üzüntü verici idi. Sabotajdan bile şüphelenildi. Kazanlardan birinin birgün önce tamir edilmesindeki normal düzenin sağlanamayışı hatıra geldi. 4-5 kişi sorguya alındı. Sonra bu şüphelerin yersiz olduğu anlaşıldı. Faciaya tamir gören kazan değil de, öbürünün, yani kusursuz kazanın sebep olduğu anlaşıldı. Aslında kazan kusurlu değil ama onun sorumlusu olan şahıs vanaları kanalı unutmuş ve sağlam kazanı patlatıncaya kadar var gücüyle ısıtmış ve 8 kişinin ölümüne, Lojman binasının bir bölümünün çökmesine sebep olan facia bu ihmalden doğmuş. Bu olay bütün Türkiye’ye ibret olmalı, unutulmamalıdır. Kaloriferci çalıştırmanın apartmanda Daire almak kadar önemli olduğu kabul edilmeli, aklı başında, işbilir ehliyetli kişiler bulunmalı, liyakatlerine göre ücretleri de belirlenerek çalışmaları sağlanmalıdır. şurası da bir hakikat ki, kalifiye eleman bulmakta zorluk çekilmektedir. Bunu gidermek amacıyla Valilik organizesinde kurslar açılmalı, ustalık belgeleri alacak şekilde elemanlar yetiştirilmeli, apartman sahip ve yöneticileri kalorifer bölümlerinde bunları çalıştırmalıdırlar. Görülüyor ki, bilgisizlik, cehalet devasa demir kazanları bile patlatıyor, can ve mal ziyanlarına büyük kapılar açıyor. Bu faciaların çoğalması Memleketimizde trafik kazaları gibi bir de kalorifer kazaları sektörünün(!) oluşmasına meydan vermeden önü alınmalı, facialar önlenmelidir. ınsanın evi veya işyeri en rahat bulunması, huzurla çalışması gereken yerlerdir. Buralarda karşılaşabileceğimiz tabii afetler dışında bir de hesapta olmayan bu gibi faciaların zuhur etmesi, çoluk-çocuğun, evin, eşyaların tehlikeye girmesi düşünülmesi bile insanı huzursuz eden olaylardır. Bunları önlemek için hazırlıklı olmak herkesin görevi olmalıdır. Diyarbakırdaki elim olayda ölen çocuk ve ailelere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyor, Cenâb-ı Hakkın bir daha Milletimize facialar yaşatmaması için dualar ediyoruz.