Sabri Dişli
30 Ekim 2007
Bu tiyatro topluluğu neye yarar?
Mesele şu Belediye Tiyatrosu… Hiç bişeye yaramazlar… (sanki başka tiyatro topluluğu varmış gibi)
Yaramaz, çünkü memleketimin ayakta duran tek tiyatro topluluğu… Bu tek tiyatroyu sahiplenmek yerine sürekli dışarıdan ekip getiriyoruz.
Oysa, amatör ruhları öylesine gelişmiş ki her oyuna her yapıta dört elle sarılıyorlar…
Önceki akşam Üstat Mustafa Acar’ın yazdığı oyunu; Usta oyuncu ve hoca Kadir Kırıkçı tek başına sahneledi.. 2,5 saat sahnede kırdı geçirdi.
Eh nede olsa Kırıkçı…
Siz ona meddah deyin, orta oyunu deyin, tek kişilik düet deyin, şovmen veya şowmen deyin.. stendap veya Stand-up deyin ne dersiniz deyin işte…
Bence, tiyatronun tüm vasıflarını oyuncu karakterinde toplamış, yerelin üzerinde bir sanatçı…
Tiyatro Ekibine de güçlü oyunculuğunu, amatör ruhu, enjekte etmiş..
Oyuna gelen tiyatro seyircilerinin önünde fır dolap dönüyorlar… Cici kızlar, sevimli genç erkek çocuklar, çocuklarımız…
Çünkü; seyirci onlar için çok değerli…
Belediye Başkanının getirdiği sanatsal yeniliklerden biri olan bu topluluk ayakta dimdik duruyor…
ıyi hoşta kimse görmüyor mu ne?
Diyelim şURKAV bir etkinlik düzenledi…
Binlerce lira döküp dışarıdan tiyatro ekibi getiriyorlar…
Yahu bu çocuklar bizim…
Siz ellerine verin malzeme, konu, senaryo, onlar oynasın…Sahnelesin. Hem de en alasından.
Ne gereği var dışarı para vermeye… para verdiklerinizin segmenti çıtası… bizimkilerin üstünde değil, yani…
Oyunu yazan üstat senarist Mustafa Acar küskün bir şekilde Urfa’dan tayinini çıkardı, ben biliyorum…
Gitti ya… Yarın ne büyük sanatçıydı derler…
Bu ülkede, hele bu kentte sanatçı harcamak çok kolaydır, hatta gelenektir.
Sanatsız toplumlar işte…
Aha geldiği yer ortada…
Çok methiye dizdim değil mi? Sanatçı mahareti, yeteneği farkı anlamak için 2,5 saatlik bir metni ezberlemeyi deneyin…
Çok mu geldi!