Mehmet Göncü
3 Nisan 2013
Kıymetli okuyucularım, yazımın konu başlığındaki deyiş aslında şöyledir.
“İnsan insanın rahmanı,
İnsan insanın şeytanıdır”
Gerçekten doğrudur. Bu konuda daha birçok ata sözü ve deyiş vardır.
Örneğin; “Üzüm üzüme baka baka kararır” gibi. Bu konuda hadisi şerifte vardır. “Bana birini sorarsanız arkadaşına bakarım” demiştir Peygamber efendimiz.
Bu konuda yüzlerce yaşanmış örnek vardır. Kötü arkadaş insanın başını belaya sokar, iyi arkadaş ise kişiyi güzel ve doğruya yönlendirir.
Benim de başımdan bu konuda hem iyi hem de kötü çok çeşitli olaylar geçmiştir.
Onun için arkadaş seçerken, hep dikkat ederim ancak hiçbir zaman da önyargılı olmam.
Hepimiz insanız. Yüzlerce sevabımız ve günahımız vardır. Hiç kimse bu dünyada sütten çıkmış kaşık değildir.
Ben şahsen bu gerçeğin bilinciyle bir arkadaşın üç kusurunu gördükten sonra ancak ona karşı mesafeli dururum. Ayrıca bu konuda bir çok yazılmış eser de vardır. Örneğin; Ordinaryüs Profesör Ali Fuat Başgil’in “Gençlerle baş başa” isimli kitabı, Dal Carnegie’nin “Üzüntüyü bırak, yaşamaya bak” ve “Dost kazanma sanatı” adlı eserleri hep benim hayatımın rehberleri olmuştur.
“İnsan insanın rahmanı” sözüne örnek olarak; yazı, şiir ve edebiyat sanatının ustalarından ilimiz Urfa’nın yetiştirdiği değerli bir insan olan Fuat Rastgeldi’den biraz bahsedeceğim.
Şöyle ki; 30 yıl önce memuriyet görevimden emekli olup ecdad diyarı Urfa’ya gelip yerleştikten sonra sosyal hayattan kopmamak için küçük bir kırtasiye dükkanı açmıştım. Dükkana gelen müşterilerimin arasında o tarihlerde Hizmet gazetesi köşe yazarı olan Rahmetli Avukat Adil Rastgeldi’yle, halen ilimiz Hizmet gazetesi köşe yazarlığını sürdüren Sayın Fuat Rastgeldi bey de bulunuyordu.
Zaman zaman Adil ve Fuat beylerle günlük olaylar üzerine fikir alış-verişinde bulunurduk.
Bütün içtenliğimle söylüyorum. Ben şahsen, iyi bir hukukçu olan Adil beyden ve çok iyi bir mühendis olan ve Urfa’yı çok çok iyi bilen Fuat beyden bir çok konuda faydalanmış ve bilgi edinmişimdir.
Gerçekten Fuat bey, “Urfamızın başta su kaynakları olmak üzere çok boyutlu ekonomik potansiyelini dinamizme nasıl çeviririz”i hakkında çok geniş ve engin bilgi sahibi bir kimedir. Fuat bey bir gün bana; “Sen de gazetede makale yaz. Senin bilgi birikimin var, bunu değerlendirirsen memnun olurum” dedi.
Ben de kendisine; “Benim bilgi birikimim çok az ve sınırlıdır, şu aşamada henüz öğrenmeye çalışıyorum” dedim. Bu arada “Beşikten mezara kadar da bilgiye muhtaç olduğumu” söyledim. O da bana esprili bir şekilde; “Mezarda istesen de yazamazsın, sen şimdi bildiklerini kaleme al, ben götürüp yayınlatacağım” dedi ve dediğini de yaptı.
Gazetemiz Hizmet’in sahibi Ömer Okutan’ın da onayından sonra o tarihten beri Siyah-beyaz isimli bir köşede makale ve şiirler yazıyorum.
Gerçekten itiraf etmek gerekirse bu konuda kendimi yeterli bulmuyorum ancak Nabi’nin güzel beytiyle biraz teselli olmaya çalışıyorum;
“Etme ar, oku, öğren ehlinden.
Her şeyin ilmi güzel cehlinden”
Özetle; bütün eksikliklerime rağmen beni de yazı ailesi bireyi olarak aralarına kabul ettikleri için gazetemiz Hizmet’e ve benim bu işte rahmanım olan Sayın Fuat Rastgeldi beye sonsuz şükranlarımı arz ediyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…