Selahattin E. Güler
8 Mayıs 2021
Harran’ın 3 km doğusunda İmam Bakır Köyü’nde, Oniki İmam’ın beşincisi olan İmam Muhammed el-Bakır’a ait olduğuna inanılan bir mezar bulunmaktadır. Mezarın üzerine sonraki yıllarda bir türbe yapılmıştır. Türbenin bitişiğine 1976 yılında “İmam Bakır Camii” inşa edilmiştir. Müslümanların 639 yılındaki Harran’ı fethi sırasında İmam Bakır’ın parmağının koptuğu ve oraya gömüldüğüne dair bir hikâye anlatılır.
Şimdiye kadar bu böyle biliniyordu. Ancak günümüz bilgi çağında o dönemin kaynaklarının tercüme edilmesi ve kolay ulaşılmasından dolayı bilinenlerin yanlış olduğu ortaya çıktı.
676 yılında doğan İmam Muhammed el-Bakır’ın Harran bölgesine geldiğine dair kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Harran 639 yılında Müslümanlar tarafından savaşsız ve âmânla teslim olmuştur. İmam Muhammed el-Bakır, Müslümanların bölgeyi alışlarından 37 yıl sonra dünyaya gelmiş olduğundan Harran ve Urfa’nın fethine katılması söz konusu değildir. Mezarı ise Medine’de Cennetü’l Baki Mezarlığı’ndadır.
Dönemin tarihi kaynaklarına göre köydeki bu mezar, Hz. Peygamber (sav)’in amcası Hz. Abbas’ın torunu Ali bin Abdullah’ın oğlu İmam İbrahim bin Muhammed (701-749)’e aittir. Aynı zamanda Abbasi devriminin hazırlayıcılarından olan İmam İbrahim, Emevilere karşı gizli propagandayı Irak’ın Kufe şehrinde başlatmıştı. İmam İbrahim, 25 yıl süren propaganda faaliyetlerini başarılı bir şekilde yürütmüş ve sonunda kendisinin emriyle siyah bayraklar çekilerek isyan fiilen başlamıştı (747). Kısa sürede Abbasi taraftarları Horasan’ı kontrol altına almışlar ve Irak’a doğru ilerlemeye başlamışlardı. İsyan batıya doğru yayılmaya başladığı sıralarda İmam İbrahim, Emevi halifesi II. Mervan tarafından Şam’a bağlı Humeyme Köyü’nde tutuklandı ve hapse atıldı. İmam hapisteyken yerine gizlice kardeşi Ebü’l Abbas es-Seffah’ı imam tayin etti ve Kufe’ye gitmesini tembihledi. İmam İbrahim daha sonra Harran’a getirilerek orada hapse konuldu. İsyancılar henüz Harran’a ulaşmadan II. Mervan’ın emri üzerine hapishane binası üzerine çöktürülerek öldürüldü (Eylül 749). Veba salgınında öldüğü veya zehirletildiğine dair rivayetler de bulunmaktadır ancak son iki rivayet olaylara ters düşmekle birlikte mantıken de uygun değildir. II. Mervan’ın emriyle içinde hapsedildiği bina çöktürülerek öldürülmüş ve binanın yakınına defnedilmiştir.
Rahmetli Aziz Kutluay Hoca, bu konu ve mezar üzerinde uzun yıllar inceleme ve araştırma yaptı. Türbe civarında, o sıralarda yıktırılmış olan hapishanenin temel kalıntılarına da rastlamıştı. Yerel gazetelerde konuyu gündeme getirdi, yetkilileri bilgilendirdi, hatta oraya götürüp gezdirdi ve kalıntıları gösterdi. Bir levha üzerine İmam İbrahim’i ve nasıl öldürüldüğünü anlatan bilgilerin yazılmasını istedi. Yetkililer gerekenin yapılacağı sözünü vermelerine rağmen şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı.
Hiç ilgisi olmadığı ve bölgeye de gelmediği halde mezarın İmam Bakır’a atfedilmesinin sebebi belli değildir bir yanlışlık olmuştur. Yerel yöneticilerin bu konu üzerine eğilmelerini ve şimdiye kadar yanlış bilinenlerin doğrusuyla düzeltilmesini talep ediyoruz. Yerel bir tarihçi olarak dogru bilgileri buraya not düşmek istedik.
KAYNAKLAR:
1) Ethem Ruhi Fığlalı, “İbrahim el-İmam” maddesi, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt V/2, s. 890
2) Taberi, Tarih, cilt II, s. 116, 418.
3) İbnü’l Esir, el-Kâmil fi’t-Tarih, terc. Yunus Apaydın, İstanbul 1986, cilt V, s. 339, 347-348, 409, 422.
4) el-Mes’udi, Mürucüz-Zeheb ve Me’adin’ül Cevher, neşr. M.Muhyiddin Abdülhamid, Kahire 1367/1948, cilt III, s. 243-244.
5) Yakubi, Tarihu’l-Ya’kubi, , neşr. M.T.Houtsma, Beyrut 1960, cilt II, s. 327, 332, 342.