Mahmut Çepoğlu
26 Şubat 2007
Yaşam tarihi boyunca sosyal bir varlık olan insan, ihtiyaçlarını karşılamak, sosyal yaşamı düzenleme adına toplumsal yaşamla içselleşmişlerdir. ılkel çağlarda barınak bulma, yurt edinme vahşi hayvanlara karşı korunma, tabiat olaylarına karşı beraber direnme, yaşamı kolaylaştırma adına kolektif çalışma, imece usulü dayanışma, komşuluk ilişkilerinden doğan yardımlaşmayı geliştirmiş paylaşımcı bir ruh hali elde etmişlerdir. Modern çağa adapte olma adına, zaman, mekan ve şartlara göre değişkenlik gösteren yaşam, tarihi süreç içinde yeniden şekillenmesine neden olmuştur. Günümüzdeki fizyolojik ve biyolojik ihtiyaçlar kadar sosyal, kültürel etkinliklere çağa damgasını vurmuştur. Sosyal aktiviteler adına sivil toplum kuruluşlarının hayata geçirilmesi ve orada yer alabilme dayanışma, yardımlaşma, çalışmalar başlamış toplumsal değişimlere referansı olarak dernekler önderlik misyonunu yüklenmişlerdir. ılimizde aile yapısını güçlendirme, bunu siyasete taşıma, sosyopolitik çalışmalarla çözülmekte olan feodaliteyi güçlendirme, zorbalık ve şiddeti egemen kılma, dinsel ve siyasal kimlik yanında yeniden aşiret bağlarını geliştirerek siyasi partilerde güç gösterisinde bulunma, köydeki aşiret etkinliğini şehirde resmi sıfatta dönüştürme adına dernekleşmeler sürdürülmektedir. Peki neden böyle bir gereksinim hasıl olmuştur. Sosyolojik olan bu vaka güçle gelen köylü toplumunun sesini yükseltmesi olsa gerek. Devlet kapısında kendini yalnız hisseden yoksul vatandaş bu tür derneklerle güç bulacağını ümit etmektedir. Devlet çarkının dönmesinde engellere takılması, siyasi ve politik insanların aracılık girişimleri arzuhalini bildiremeyen insanların kendini yalnız hissetmesiyle başlamakta. Herhangi bir polis merkezine herhangi bir sebeple düştüğünde derdini anlatamaması mahkemede kendini ifade edememesi, haklı iken haksız konuma düşmesi. Herkes kendine “dayı” bulurken oda bir yerlere yamanma ihtiyacını hissetmektedir. Bu yanma birazda baskın çıkma, rekabet gücünü artırmaya yöneliktir. Hastasını veya ölüsünü hastaneden alamamanın ezikliğini, belediye kapısında haksızlığa uğraması ona kendine bir önder, bir sahip aramasına neden olmaktadır. Adliyede yeterince hak ve adalet dağıtılmamasından yakınılır. Davalarının yılları bulması nedeniyle insanlar bu işlerini daha kolaylaştırmak için dernekçiliğe dolaysıyla aşiretçiliğe başvurmakla çözüm aramaktadır. Dernekçilik adı altında aşiretçiliğe özenmenin en büyük etkinliklerinden biri de milliyet meselelerinin ağır bastığı dönemlere rastlamaktadır. şehir karmaşasında kaybolan aşiretçiliği bir araya getirme ve güç gösterme daha önce kurulan milliyetçi akım dernekleri bunlara sebep olmaktadır. Gerçi dernekler bu ara suskunluk içindedirler. Ancak seçimlerin gelmesi ile tekrar dernek levhaları ve tabelalar asılacak. Aşiretleşen derneklerin toplu şekilde partilerden ya istifaları konuşulur yada yeni bir partiye girmeleri yerel medyada ki aranılan haber olur. şehirde kimse kimsenin oyuna ambargo koyması mümkün değildir. Ancak köylerimizde hala bir veya iki kişinin sandık başkanı karşısında her kesin adına oy kullanılması gibi bir ilkelliği bir zorbalığı aşmış değiliz. Aslında dernekçilik memleket sorunlarını dile getiren sivil alanda faaliyet gösteren toplumun renkliliğini göstergesidir. Kültürel kalkınma, bakım, onarım, yardımlaşma dayanışma gibi faaliyet içeren bu dernekler yaşama şartlarını kolaylaştırmak toplumsal sorunları anında halletme çabasını gösterir yapılan haksızlıklara karşı durma ne birey ne aile düzeyinde mümkündür. Dayanıma güçlülüğün gereği olarak sesini duyurmak için örgütlülük şarttır. Ancak bu örgütlülük toplumlara daha geri şehir yaşamında koparıp kırsal alandaki ağır basan feodalitenin şehirde devam ettirilmesi şehir yapısına ters düşmektedir. Ancak yukarıda saymış olduğum devlet kapısındaki eksiklikler insanları bu tür derneklere yardımlaşmaya zorlamıştır. Tüm bu dernekçilik anlayışını bir kenara bırakarak diyorum Urfa’nın tarih yapısını kültürünü folklorunu kurtaracak bu konuyu sahiplenecek insanlara ihtiyaç vardır. Urfa bizimdir ve Urfa’yı seviyoruz gelecekte bu topraklarda çocuklarımız yaşayacak mutlu bir gelecek bırakma adına hizmet anlamında bir taş koyalım.