İbrahim Halil Okuyan
22 Kasım 2006
Urfa, bir “Su medeniyeti” şehri. Bazı yıllar aksamalar olmuşsa da şehrimizin Edessa, Kaliru gibi isimlerinin mânâsında bile “Su” var. Günümüze kadar gelebilmiş hayrat vakıfları ve çeşmeler her ne kadar su’dan mahrum görünüyorlarsa da diri oldukları zamanlarda oldukça çağlamışlar. Bugünkü ağlayışlarını uzun yıllar duyan olmamış ise de “Fırat suyu” inşallah onları da canlandıracaktır. Bugün her evde musluklar akıyor. Bu, az bir nimet değildir. Doğrusu Su medeniyetinde “Suya doyum” olmuyor. Restore edilen çeşmeler bir yana, bugün Belediyemizin yaptırdığı çeşmeler Urfa’nın su’dan yana tarihini değiştirirken insana ayrı bir göz zevki ve ruh neşesi de veriyor. Ulucami avlusuna yapılan çeşme ile başlayan, Karameydanda görücüye çıkan çeşmeler devri bugün hayırseverlerin ve Belediyemizin himmeti, Mimar Cevher ılhan’ın sanat zevki ve (Evvel Allah) Fırat suyunun kudreti ile her tarafı şenlendirmeğe devam ediyor. Ayakkabı imalatı ile geçimini sağlayan “Eskici Pazarı” dediğimiz külliyenin tarihi değirmen bölümünden geçerken yapılan yeni bir çeşmenin musluğuna el attığımda çok özlediğimiz su hayat verircesine avcumuza boşaldı. Oradan “Dabakhane kahvesi” denilen yerin önüne geldiğimde daha özenilerek yapılmış bir çeşme ile karşılaştım. Bu da bir hayır sahibinin katkısı ile canlanmıştı. “Dabakhane Camii”ne doğru yol alırken bir “şelâle Çeşme” dikkatimi çekti. Suyun bolluğu insana ayrı bir zevk vermez mi? Vali Atilla Vural ve kardeşi Dr. Burhan Vural’ın dedelerinden olan “şeyh Selim” türbesini selâm ve dua ile geçtikten sonra Dabakhane Camiinin kıble tarafındaki meydanda yine Sayın Mimar Cevher ılhan’ın zevki ile yapılmış, işlenmiş kubbeli, sütunlu bir çeşme inşası ile suyun doruğunda ve huzurunda dolaştım. Burada Cami duvarına dayalı şekilde taş işçilerimizin kurduğu mütevazi şantiyeyi de selâmladım. Güzel projeleri alınterleriyle gerçekleştiren bu insanlar ezelden ebede giden “Urfa taş işçiliğinin” zenaatını sanat yapan ve eserlere ayrı bir hayat veren beyaz taşımızı süsleyerek yüzümüzü ak eden vefâkâr ve fedekâr ustaları idi. Allah güçlerini arttırsın, eksik etmesin. Bu işlere maddi ve manevi katkılarıyla start veren şüphesiz Belediyemiz ve onun değerli Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dır. Ortaya çıkan bu eserler Urfamızın çehresini değiştiriyor. Belediyemiz bir yandan bugüne kadar görmediğimiz büyük projelerle icraatını sürdürürken, bir yandan da kendi ekipleriyle yapılabilecek faaliyetleri en iyi şekilde devam ettiriyor. “Arı kovanı çalışması” sistemi ile herkes kendi işi-gücü ile meşgul. Dolayısıyla Urfa hergün biraz daha gelişiyor, güzelleşiyor. Artık yapılanların sayısını unuttuğumuz parklar-bahçeler Urfa’ya ayrı bir güzellik veriyor. Bu parkların her birinde saydığımız “huzur çeşmeleri”nden bir tanesinin veya havuzların bulunması çok isabetli. Su alan yerde yeşilin hayatı da sürüyor. Tabii bunlar insana ayrı ayrı huzur veriyor. şüphesiz, yapılan işler bunlarla bitmeyecek. Tasarlanan birçok bölgelerde parklar, çeşmeler göreceğiz. Bunlara emeği geçenleri ayrı ayrı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.