Halit Güllüoğlu
28 Nisan 2009
Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ile Baroların çoğunluğunun imzaladığı “Hukuka Davet” kampanyaları taktire değer bir teşebbüstür.Şanlıurfa Baro Başkanımız Yahya Demirkol da duyuruya bu amaçla katılmıştır. Ayrıca her hukukçunun “hukuka davete” katılması görevi cümlesindendir. Yeter ki niyetin sınırları belirlenmiş olsun. Ancak Ergenekon gibi kritik dönemdeki Yargılama aşamasında gündeme gelmesi değişik yorumlara sebep olacağı da unutulmamalıdır. Bundan dolayı Barolar Birliği Başkanının önceki söylemleri akla geldikçe bu duyurunun amacı yeni tartışmalara sebep olacaktır kanısındayım.
Peki öyleyse neden bu davetten kuşku duyulsun.İnsanların taraf olarak davrandıkları bir sırada Yargıdaki olaylarda “Hukuka Davet” ne anlama gelecektir. Samimiyet derecesi nedir?C.Savcıları Hakimler görev başında değiller mi? Hukukun sağlanmasından neden endişe duyuluyor?Yoksa bu girişimin yargıyı baskı altına almak maksadı mı? var.İşte içinden çıkılması zor sorular ve sorunlar önümüze çıkmaktadır.
Binlerce Avukatın üye olduğu Barolar Birliği ne yazık ki halka olan güvenini her alanda sağlamıştır diyemeyiz..Genel Başkanın beyanatları çoğunlukla şahsi görüş ve anlayışıdır.Bütün Baroların katıldığı var sayılmamalıdır.İşte bundan dolayı konunun dikkatle takibi gerektiriyor. Türkiyenin en Büyük Hukuk Kurumu Barolar Birliği aynı zamanda kamu Kurumudur. Avukatların serbest Meslek mensubu olduklarına bakmayın. Ceza Muhakemesi Usulü Kanununa göre zorunlu olarak üstlendiği soruşturma ve duruşmalar vardır. Avukat isteyen herkese hizmet verme yasa gereğidir.
Şimdi böylesi bir Hukukçu Camianın çok yönlü sıfatla vereceği şerefli hizmetleri olacaktır. Öncelikle bizzat kendilerinin Hukuka uymaları başta gelir. Avukatlığını üstlendiği müvekkilinin hukukunu koruma mecburiyeti vardır. Ayrıca Ülke sorunlarında ve görevlerinde kişisel düşüncesi siyasi anlayışı ne olursa olsun tarafsızlığını kesinlikle korumak durumundadır. Belli bir Partinin misyonuyla hareket eden Türkiye Barolar Birliği Başkanının zaman zaman açıklamaları bu açıdan beklenen güveni sağlamadığı meydandadır….
Kısacası herkesin her zaman muhtaç olduğu Hukuka saygıyı inkar mümkün değildir. Aksine davranış Adaletin rencide olmasına neden olacaktır. Endişemiz odur ki,bunca çiğnenmiş haklara rağmen zamanında savunma yapılmadığı da gerçektir. Ergenekon Davasında, Paşaların üst düzey bürokrat ve namlı kişilerin hatırına da olsa “Hukuka Davet Duyurusu” nun hakkiyle uygulanması hepimizin dileğimizdir. Bazılarının beğenmediği Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç;Hukukçu olmamasına rağmen son olarak verdiği beyanatından alınacak ders vardır. Her kesime hitap ederek ayrıca taktir toplamıştır.
Bu anlayışla Baroların istenilen itibara kavuşması beklemek hakkımızdır. Barolarımızın mensubu Avukatların çoğunluğunun Özoku her zaman onaylamadığını bilmekteyiz. Çünkü değişen çağda gelişen insan hakları çerçevesinde artık “irtica ve laiklik” ten başka savunulacak pek çok hakları var coğrafyamızda…
Netice olarak , “Hukuka Davet” duyurusu herkesin özlemini duyduğu Demokratik Hukuk Devletinin tüm bireylerine mal edilmesidir dileğimiz .Ancak “sözde değil özde” olsun…..
Hoşça kalın.