Mehmet Göncü
4 Mayıs 2011
Son yıllarda ilimizde de yaygın hale gelen bir hırsızlık türü halkı alabildiğince tedirgin ve huzursuz ediyor.
Gerçi bu hırsızlık görünürde öyle büyük bir hırsızlık değil ama yine de verdiği zarar bazen telafisi imkânsız bir halde çok büyük olabiliyor.
Bu demektir ki, bir atasözünde olduğu gibi; “Hırsızlık hırsızlıktır, bunun büyüğü küçüğü olmaz”
Efendim halkı canından bezdiren hırsızlığın adı; Hurda malzeme hırsızlığıdır.
Bu hırsızlar bazen cadde ve sokaklardaki Belediyeye ait demir rögar kapaklarını söküp satarlar, bazen fırsat bulurlarsa binaların demir bahçe kapılarını aşırırlar, zaman, zaman gece karanlığında gidip mezarları ihata eden demirleri çalarlar. Bazen telefon kablolarını bakır tel için kesip tahrip ederler. Velhasıl daha birçok malzemeyi hurda yapıp satmak için kullanılmaz hale getirirler.
Bu hırsızlar son zamanlarda ise doğalgaz bina giriş panolarını kırıp içindeki topraklama çubuğunu bakırı için söküp alıyorlar.
Yukarıda saydığım olaylara ilaveten daha birçok olumsuz hadise var.
Benim demem o ki, bu hırsızlar elde ettikleri veyahut parçalayarak hurda haline getirdikleri malzemeleri mutlaka bir yerlere satıyorlardır.
İşte benim sözüm bu hurdaları satın alanlaradır. Menşe-i belli olmayan veya belgeye bağlanmadan, ayrıca satıcısının kim olduğu bilinmeden alınan bir malda eksik işlem vardır. Şöyle ki; bu tür ticari faaliyetler mevcut yasalar gereği gelir idaresince çok boyutlu değerlendirmeye tabidir.
Aslında bu işin ticaretini yapanların bir hırsızlık malını bilerek alacaklarını aklımın ucundan bile geçirmem ama gerçekten bu malları bilerek satın alanlar az da olsa varsa, onlar da hırsızlık malını bilerek almaktan yasalar karşısında suçlu sayılırlar.
Geçenlerde bir arkadaşımın kullandığı otomobille şehir içinde seyir ediyorduk. Hava yağmurlu ve yol karanlıktı. Birden arka tekerimiz kapağı çalınmış bir rögar çukuruna girdi, teker patladı, aracın bazı parçaları kırıldı. Bereket kurallara uygun bir hızda gittiğimiz için canımıza bir şey olmadı.
Hemen durumdan Belediyeyi haberdar ettik. Anında gidip oraya yeni bir rögar kapağı taktılar.
Üzerinde Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi yazılı rögar kapağını çalan hırsız veya hırsızlar bu kapağı acaba kime satabilirler diye gerçekten merak ediyorum.
Öte yandan Belediyemiz ilgili biriminin bu konuda nasıl bir yasal yol izlediğini ve önlem olarak ne gibi yasal tedbirler aldığını gerçekten çok merak ediyorum.
Bu konuda kent halkına da büyük görevler düşüyor. Bu tür hırsızlık olayları ile karşılaştıklarında hemen Belediye ve emniyet birimlerine haber vermeleri gerekir.
Çünkü uygar bir kentli olmanın temel kuralı kamu hizmeti ifa eden ilgili görevlilere yardımcı olmaktır.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…