Ebru Okutan Akalın
28 Kasım 2006
Prof. Dr. Halit Andaç Özgeçmiş;
9 Kasım 1959’da Amasya’da doğdu. Baba mesleğinden dolayı Ülke’nin çeşitli bölgelerinde bulundu. Ortaokul sonunda fen liseleri giriş sınavında ilk başarısını elde ederek Türkiye 18.si oldu ve Ankara Fen Lisesini kazandı. Bu okulu dereceyle bitirdikten sonra Üniversite sınavında başarılarını devam ettirerek Türkiye 46.sı olarak ıstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde okumaya hak kazandı .1982 yılında mezun olan Andaç Konya’da askerliğini de tamamlayarak , 1984 yılında evlendi. 1989 senesinde Ankara Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümünde uzmanlık eğitimi almaya başladı. Mezun olup uzmanlık alanında çeşitli yerlerde görev aldıktan sonra 2002 yılında Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümüne gelip Prof. ünvanını aldı. Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı olarak ilimizdeki ilk açık kalp ameliyatını gerçekleştirdi. Bugüne kadar 5000 civarında ameliyat gerçekleştirerek kendi jenerasyonunun bu anlamda en önemli isimlerinden olan ve halen Üniversitemizde büyük başarılara imzasını atan Halit Andaç bu görevlerinin yanı sıra Harran Üniversitesi Tıp Fakültesinde Başhekimlik sıfatıyla da idarede hizmet vermeye devam etmektedir.
Röportaj ;
& Harran Üniversitesine ilk geldiğiniz dönem neler gözlemlediniz?
& Geldiğim dönemde Harran Üni. Tıp Fakültesinin birçok alanda faaliyetlerinin yeterli olduğunu gözlemlememe rağmen Kardiyoloji ve Kalp , Damar Cerrahisi dallarında oldukça geri durumda olduğunu gördüm daha sonra bu konuyu sayın Dekanımız ve Rektörümüzle paylaştım ve onların desteğiyle bu alanda yapılanma başladı. Neticesinde de 2002 yılında “ilk açık kalp ameliyatı”nı gerçekleştirdim.
& Biraz Tıp Fakültesinin gelişiminden ve kendi dalınızdaki iyileştirmeden bahsedebilir misiniz?
& Elbette bahsedebilirim şöyle ki rakamsal değerlerle konuşursak 95 yıllarında (ki ilk kurulduğu yıllardır) yıllık ameliyat sayısı 400 , poliklinik sayısı 8000 iken 2004 yılı itibari ile ameliyat sayımız 6000 ki bunların yaklaşık 250 si açık kalp ameliyatı olmakla, poliklinik sayımız 116 binlere yükselmiştir.
Kendi alanımla ilgili de kısa zamanda çok yol katettiğimizi söyleyebilirim. Diğer üniversitelerle hatta birçok Özel hastane ile bile kıyaslandığımızda gayet iyi durumdayız. Son derece modern tıbbi techizata sahibiz , personel sıkıntımız yok bu anlamda Sayın Rektörümüzün yoğun desteğini gördüm diyebilirim. Bu kalitenin neticesini de özellikle son zamanlarda artan bir ilgiyle almaktayız, demek istediğim sadece ilimizden değil Mersin, Adana, Diyarbakır gibi çevre illerden bize sevk edilen hasta sayısında gözle görülür bir artışla karşı karşıyayız. Elbetteki bu bizi çok memnun etmekte.
&Peki bundan sonraki hedefleriniz neler? Bir diğer sormak istediğim soru da sıkıntılarınız ve sorunlarınızla ilgili, Yani her şey çok mu mükemmel?
& Bizim kendi branşımız için amacımız ameliyat çeşitliliğini arttırmak, Üniversite genelinde her türlü sosyal güvencesi olan hastaya hitap edebilmektir. şu an Sayın Valimiz liderliğinde genel sağlık sorunlarını konuşmak üzere bir platform oluşturuldu. Bu Platform doğrultusunda gerekli faaliyetler devam ediyor. Ancak bunlar henüz kesin bir sonuca kavuşmadı. Sonuçlandıkça basın kuruluşları bilgilendirilecektir. Ayrıca bildiğiniz üzere hastanemizin cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi var, bir diğer hedefimiz de dahili yoğun bakım , koroner yoğun bakım ünitesi , yanık ünitesi oluşturmak gibi bizi daha gelişmiş hastaneler konumuna getirecek yönde çalışmalarımız var. Ancak bu noktada en büyük problemimiz olan yer sıkıntımız yine karşımıza çıkıyor. Her türlü tıbbi donanıma ve insan gücüne sahip olmamıza rağmen mekan yetersizliğimiz bizleri Urfa Halkına bu hizmetleri vermekten alıkoyuyor. Biz bu konuda şanlıurfalı’lardan, sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyoruz. Bu bir sağlık hizmetidir unutulmasın lütfen.
& Osmanbey kampusünde yapımının sürmekte olduğunu bildiğimiz yeni tıp Fakültesi Hastanesi ne durumda? Sizce sıkıntılara çözüm olabilecek mi?
&Yapılan ve 2008-2009 yıllarında bitmesi planlanan bu yeni hastahane 600 yataklı olup ve en son teknoloji ile donatılacaktır, mekan problemini kökten silecek kapasitededir. Ancak bu hastahanenin şehirden olan uzaklığı ve önümüzdeki beklememiz gereken yıllar bizi düşündürmekte. Bununla ilgili yaptığımız çalışmalar neticesinde Yenişehir Kampusündeki binaları bu anlamda değerlendirmeyi düşünüyoruz.
& Halit Bey Araştırma Hastanemizin tedavi edebildiği hastaların hangi sağlık güvencesine sahip olması gerekiyor?
& Bu benim de üstünde durmak istediğim bir konu aslında, şimdi şöyle detaylı bir şekilde izah etmem gerekirse genel Sağlık Yönetmeliğine göre tedavi kurumları 3 gruba ayrılıyor. 1. basamakta sağlık ocakları ve kurum tabipleri , 2.basamakta yataklı tedavi veren sağlık kurumları ve 3.basamakta ise eğitim veren yataklı tedavi kurumlarıdır. Biz 3.basamak tedavi kurumu içerisine giriyoruz ve bize bu sevk zincirini tamamlayarak gelen Yeşil Kartlı hastalardan hiçbir ücret almadan tedavi hizmeti verebiliyoruz.
Ancak bu noktada değinmeden edemeyeceğim ki çoğumuzun da bildiği gibi sahte yeşil kart vakaları. Bizi çok zor durumda bıraktığı anlar oluyor. Bu sene Sağlık Bakanlığının şanlıurfa’da yaptığı çalışma sonucunda 500 bin civarında görünen yeşil kartın neredeyse yarısının sahte olduğu tespit edilmiştir. Bu önemli bir orandır ve hem devlete hem de gerçekten ihtiyacı olan vatandaşa zarardır.Biz karşılaştığımız bu tür durumlarda gereken işlemi yapıyoruz. Yasa dışı yollara başvurulacağına bize gelmelerini yapılabilecek bir şey varsa her türlü yardımı yapacağımızı her fırsatta dile getiriyoruz.
ıkinci Grup Hastalar SSK’lı hastalar ; Geçen sene ülke genelinde bizim de içinde bulunduğumuz 42 Üniversite hastanesinin temsilcilerinin katılımıyla bir protokol imzalandı. Bu protokol gereğince SSK’lı hasta müracaat ettiği SSK hastanesinde ilgili sağlık hizmetinin üretilememesi koşuluyla hekimin sevkiyle paket program çerçevesinde ilgili sağlık hizmetini satın alabiliyor.Ancak buna rağmen biz SSK’dan yeterli hasta akışını sağlayamadık. SSK nedense hastaları il dışına sevk ediyordu. Oysa gönül ister ki biz burada iyi bir sağlık hizmeti verebiliyorsak Urfa Halkı da bu hizmetlerden kendi evlerinde yararlanabilsinler.Biz dışarıya gidip yabancı olmaya hiç gerek yoktur diyoruz. Neyse ki son zamanlarda bu akışı sağlamaya başladığımızı söyleyebilirim. Ancak bilindiği gibi SSK Devlet Sağlık Bakanlığı bünyesine geçti. Bundan sonraki gelişmeleri hep beraber gözleyeceğiz.
&şimdi son olarak en çok sorun yaşadığımız Bağ_Kur’lu vatandaşlarımıza; Aslında Bağ_Kur’lu &Hastalar Türkiye genelinde sıkıntı yaşamaktadır. Ben kendim Başhekim olduğum dönemde 2,3 defa Bağ_Kur ile görüşme yaptım. Ancak anladım ki Bağ_Kur Kurum olarak yataklı tedavi yapan hastahanelerle bir anlaşma yapmak niyetinde değildir.Bu da tabii ki Bağ_Kur’lu hastaların Mağduriyetiyle neticeleniyor.Yıllarca az da olsa sağlık primi yatırmış bir hastanın hastahanemize geldiği zama sonradan alacak olsa da ödeme yapmak zorunda olması çaresiz kalıp sorunlarını bize intikal etmesine zemin hazırlıyor.
Aslında burada yine Hükümetin sağlık politikası devreye giriyor. Tüm sağlık güvencelerinin tek bir çatı altında toplanması sorunlara kökten çözüm getirilmesi gerekiyor.
& Halit Bey ilk geldiğiniz dönemlerde hastalarınızın ölüm oranının fazla olduğu gibi iddialarla aleyhinize bir takım çalışmalar olduğunu, ancak bunların halkın gerçekleri görmesiyle yok olup gittiğini gördük bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
&Kliniğimizde her türlü ameliyatı gerçekleştirmiş olduğumuzu söylemiştim.şu ana kadar benim kişisel olarak yapmış olduğum ameliyat sayısı 5000 , şanlıurfa’ya geldikten sonra ise 500-550 civarındadır. Fakat bizim burada yeni kurulmuş olduğumuz bir birim olmamız nedeniyle ve tedavi sunduğumuz hasta populasyonunun çoğunluğunun maddi durumunun iyi olmadığı göz önünde bulundurulursa bizim hasta seçme şansımız olmadığı anlaşılabilir. Yani her türlü hastayı hatta en yüksek riske sahip olan hastayı da biz burada tedavi ettik.Bu tabii başlangıçta bizim sonuçlarımızın %90_95 gibi bir miktar düşük olmasına neden oldu. Fakat şu an son iki yılda başarı oranımız %95 in üzerinde ve kaybettiğimiz hasta sayısı %3 civarındadır.Bizim burada taburcu ettiğimiz hastaların çoğu yüksek riskli bulunduğu için bize sevk edildi. Yani diyebilirim ki hayatımın hiçbir döneminde hasta seçmedim.Cerrahi sınırda olan ameliyat edilebilecek tüm hastaları ameliyat ettim.Emin olun ki eğer hasta seçme şansım olsaydı %100 başarı sağlardık. Kaybetmiş olduğum tüm hastalarım için her platformda bilimsel olarak açıklama yapabilecek durumdayım.Sonra benim birkaç ameliyat daha yaparak kendimi ispatlamak gibi bir endişem de yok. Kendi jenerasyonumda 5000 kadar ameliyatla en yüksek sayıda ameliyat yapan doktorlardan birisiyim. Tekrar söylüyorum Ben Hasta Seçmem bunu yapmak ne hekim olarak ne de insan olarak bana yakışır. Çünkü hasta riskli bile olsa size ihtiyacı vardır.
& şu sıralar çok revaşta olan Özel Tıp Merkezleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
&Sağlık kuruluşları sağlık hizmeti vermek üzere kurulur ticari amaç içermez. Bize gelen bazı hastalarımız bazı şikayetlerde bulunuyor ki bunlardan beni en çok üzen hastanın” Doktor Bey size geliyoruz 3 günde çıkabiliyoruz özele gittiğimizde aynı gün sonuç alıyoruz” ben bu tip şikayetlere şöyle yanıt veriyorum. Biz ticari amaçlı kurulmuş müesseseler değiliz hastalarımıza detaylı tetkikler sonucunda tedavi veririz bu hastayı önemsediğimizdendir. Aksi bir davranış bize yakışmaz. Modern Tıp böyle bir sağlık hizmeti veremez diyoruz.
& Son olarak Urfa v e Urfa Halkı ile ilgili düşüncelerinizi bizimle Hizmet okurlarıyla paylaşabilir misiniz?
& 2002 yılında Urfa’ya gelip akademik kariyerimi tamamladım.Urfa kendi branşımla ilgili çok bakir bir bölgeydi.Burayı tercih etmemin en önemli nedeni buydu. Geldikten sonra tercihimde hata yapmadığımı gördüm. Bölge insanı sağlık hizmetinde ve belli branşlarda çok çaresiz kaldığını gördüm. Urfa’lılar çok sıcak insanlar onlarla güzel bir iletişim sağladığımı düşünüyorum.