
Mehmet İmre
18 Ekim 2006
Toplumsal bilinçlendirme ve eğlendirme yöntemlerinden biri olan tiyatro ve bunun alt dalı orta oyunu.. Geçmişi tarihin en derinliklerine dayanan ıslam Kültür ve Medeniyetinde de önemli bir yere sahip olan orta oyunu, kendi döneminde bir çeşit kitle iletişim aracıydı. Oyuncular sergiledikleri oyunlarla mimik ve hareketleriyle insanların bilgilenmesinde rehberlik ederlerdi. Anadolu’da da orta oyunun özel bir yeri ve önemi vardır. Geçtiğimiz günlerde şanlıurfa’mızda aynı oyunu farklı tarihlerde üç defa izleme imkânı buldum. şanlıurfa Belediyesi tarafından hazırlanan “Ham Hum şarapol” adlı oyunu belediye binasının önünde yüzlerce kişi ile beraber izledik. Oyun; Kadir KIRICI yönetiminde hazırlanıp, hemşehrimiz Mehmet AKAN’ın eserinden seçilmişti. Oyun ile beraber müzikal ortam, Osmanlı kıyafeti ve Osmanlı terimlerine genişçe yer verildiğini gördük. Oyun özelden ıstanbul Büyük şehir Belediyesinin amaçlarına hizmet etmektedir. Genelde ise göçün doğurduğu olumsuzluklara değinmektedir. Anadolu’nun herhangi bir ilinden kalkıp ıstanbul’a göç etmenin doğurduğu olumsuzluklara esprimsel bir üslupla anlatılmaktadır. Gündelik yaşam zorlukları, Anadolu’dan giden bayanın ve kızının fahişelikle geçimini sağladıkları, erkek çocuğunun bir züppe olarak ortaya çıktığı, evin reisi Ulvi Efendinin ise iş bulamama dramı verilmekteydi. Ramazan Ayı içerisinde bulunmamız ve manevi atmosfere uygun olarak seçilen bu oyun insanlarımızı eğlendirirken, oyuncuların zaman zaman kullanmış olduğu argo kelimelerle de hayatın gerçekleri düşüncesini uyandırmaktadır bizlere. ıki ay boyunca hazırlanan bu oyunun zorlukları elbette olacaktır. Her şeyden önce oyunu sokak ortasında sergilemek, oyuna konsantre olmak elbette zordur. Oyunculuk bir yetenektir. Allah’ın kuluna vermiş olduğu bir ödüldür. Önemli olan bunu bilip, bu amaçla çalışmaktır. Bu anlamda da bu oyunu sergileyen on üç gencimizi tebrik ediyorum. Umarım Urfa Kültürüne hizmet edecek oyunları da sergilerler. Saygılarımla…