Deniz Güney
16 Haziran 2010
Televizyon kanallarını zaptinglediğim bir sırada Şanlıurfa Valimiz Nuri Okutan’ın konuk olduğu Skytürk TV’deki programa takıldı gözüm.
Ali Saydam ve Özlem Gürses’in hazırlayıp sunduğu ‘Bildiğin Gibi Değil’ programına katılan Şanlıurfa Valimiz Nuri Okutan’ın, o programa ne için katıldığını ya da ne için çağırıldığını bir türlü anlayamadım.
Önce her halde Şanlıurfa’nın tanıtımına bir katkıda bulunmak için çağırılmıştır dedim.
Ama hiç beklediğim gibi çıkmadı. Biraz daha izledim yine zevk vermiyordu program.
Hiç şüphesiz izleyeniniz olmuştur programı.
Sizi bilmem ama ben, vali Okutan’ın o programa neden davet edildiğini halen anlamış değilim.
Sonra nerden konu açıldıysa bilmiyorum.
Bu ülkede vali olmanız için üniversite mezunu olmanız gerekmiyormuş. Ya da hukuk siyasal, kamu yönetimi bitirmenize de gerek yokmuş. İlkokul mezunu biri de vali olabiliyormuş Bizim vali bey anlatıyordu. Yani Bildiğiniz Gibi Değil Bu Program. Yalnızca okuma yazmanız olsun yeter diyordu. Tabi başbakanın önerdiği bakanların altına imza attığı ve cumhurbaşkanın da onayladığı her Türkiye Vatandaşının ilkokul mezunu biri de olsa vali olabileceğini anlattı programda Programla ne alakası varsa.
Zaten sayın valimizin İç İşleri Bakanlığını çok iyi bilen bir vali olduğunu daha öncede duymuştum.
Ama gene de ben o programa vali beyin neden çağırıldığını halen anlayamadım.
Kaldı ki valimiz programda pek konuşturulmadı da. Şanlıurfa’da yaptıklarını yada Şanlıurfa’yı anlatmadı da.
Yani bana göre geyik bir programdı.
İşin doğrusu program adıyla özdeşleşen bir şeydi. Yani bildiğiniz gibi değildi.
Her halde çalışkan valilerden biri olmasından dolayı mı yoksa özel bir durumu vardı da konuk edilmişti vali bey o programa bilemiyorum.
Ha bre siyasi sorular sordular. Anket sonuçları üzerinden yorumlar yaptırdılar.
Vali beyden siyasi cevaplar aldılar. Programın sunucuları amaçlarına ulaştılar.
Valimize ısrarla “Başbakan Olacak mısınız” sorusunu yöneltmelerine de bir anlam veremedim. Kasılan, sıkılan daralan bir vali portresi vardı beyaz buzlu soğuk camın ardından.
Sonra Sakarya’da yaptığı eğitim çalışmasına Vehbi Koç Vakfın tarafından verilen 100 bin dolarlık ödül konuşuldu. Nuri Okutan şuan Şanlıurfa Valisi olmasına rağmen Şanlıurfa’ya dair bir şey konuşmadı. Yada bu konuda bir şeyler anlattırılmadı.
Şanlıurfa’nın ismi yalnızca televizyonun alt kısmında Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan yazıldığında geçiyordu.
İşte bu yüzden vali beyin o programa neden katıldığına bir anlam veremedim.
Bir ara Vali bey’e Vehbi Koç Vakfından ödül olarak aldığı o parayı ne yaptığı soruldu.
Bu para ile anasının adına bir okul yaptırdığını aktaran vali bey, 80 çocuğun şuan o okulda, okul öncesi eğitim aldığını hatırlattı.
Yani program tam anlamıyla masal gibiydi. Vali bey de masalın içindeki bir kahraman.
Hatta ileri de gidildi. Hayatının film yapılmasının kaçınılmaz olacağı da dile getirildi.
Düşünsenize programda vali beye ne kadar maaş aldığı bile soruldu.
Vali Okutan da 2 bin 500 civarında maaş aldığını söyledi. Ne alakası varsa bu sorunun.
Yani bu kadar az maaş alsa da vali bey, ülkesi için ne kadar çok çalıştığını seyirciye anlatılmaya çalışılıyordu sanırım. Ülke de böyle valilerin de olduğu mesajı verilmeye çalışılıyordu.
Yine söylüyorum anlamış değilim. Hatta vali beyin o programa ne amaçla çağırıldığını da anlamadım. Ama umarım Vehbi Koç Vakfı yada diğer vakıf ve dernekler de vali beye Şanlıurfa’daki çabalarından dolayı bir ödül verir.
Vali bey o ödülle Şanlıurfa’ya da bir okul yaptırır.
Belki şehre köyden çocuklar gelir,
Bir güzel okul olur.
Teneffüslerde okul bahçesinde koşar oynar çocuklar.
Dersliklerinde yeni umutlar yeşerir.
Bir güzel eğitim olur okul sıralarında.
Bütün hayatımız değişir.
Fena mı olur?
Hatırlarsanız vali bey Şanlıurfa’ya ilk atandığında da yerel gazetelerin manşetlerinde, köşe yazılarında böyle bir hava estirilmişti.
Şehre bir vali gelmişti.
İklim sanki Akdeniz olmuştu.
Halkın beklentileri yüksek tutulmuş sonrası malum
Hadi Gülümse…