Necla Cevheri Saatçi
28 Nisan 2010
Boyumuz neden uzun, saçlarımız neden düz, ellerimiz niçin ufak bunların ve binlercesinin cevabı hep genlerimizde mevcut.
Büyüyüp ergen olduğumuz zaman, hiç görmediğimiz ve tanımadığımız bir kişi tarafından … kişinin mi torunusun diye bir soruyla karşılaşabiliriz. Siz bahsedilen kişiyi hiç görmemiş olabilirsiniz belki de siz doğmadan yıllar öncesinde vefat etmiştir ama yinede ona benzetilebilirsiniz. İşte bu nasıl olabiliyor hep duyduğum bir söz bunu tam anlamıyla doğrulamakta. İnsan yedi göbeğinden ceddine çekebilir.Genetik özelliklerimiz anne ve babamızdan gelen kromozom çiftlerinden oluşmakta .
İnsan vücudunda 100 trilyon hücre ve her birinde aynı DNA bulunmaktadır. Bir DNA molekülünde ise 3,5 milyar şifre olduğu bilinmekte ve bu şifrelerdeki bilgilerin sadece A,T,C,G harfleri ile şifrelendiği kesin olarak bilinmektedir. Bu harflerin 10 veya 15 bini bir araya gelerek bir şifre oluşturmaktaymış.
Bir DNA molekülündeki kayıtlı bilgilerin yazı haline getirilmesi durumunda 500 sayfalık 900 tane kitap elde edilebilirmiş. Bunları bilmek insanda çok büyük bir güven ve hayret duygusu meydana getiriyor. Güven duygusunun oluşmasını da sağlayan yaratılmış olduğumuzu bilmek. Çünkü gen tespiti yapılırken bir harfin bile ne denli önemli olduğu ortaya açıkça çıkmış durumda. En ufak yani bir harflik bir kayma bile tüm cümlelerin birbirine girmesi ve anlamsızlaşmasının sebebi olur. Eğer gen bilimi yaratılmışlığın kanıtı olmasaydı bizimle aynı kromozom sayısına sahip patatesle akraba olmamız yadsınamaz bir gerçek ve yüksek bir olasılık olurdu.
Hücrelerimiz sürekli ölmekte bunu hemen herkes biliyor ve ölen hücreler yenileniyor. Bu yenilenme belli bir zamana kadar devam etmekte sonra bitmektedir. Yani yaşlanmaya başlamaktayız bu yenilenmemeden dolayı çak yaşlı insanların gözleri cam gibi olmakta. Sadece beyin ve kalp hücreleri gelişimini tamamladıktan sonra yenilenmemekteymiş. Eğer yenilenecek olsaymış ölen hücrenin yerine yeni boş hücreler oluşsaydı, hayatımızda ki her şey sıfırlanıp yeniden başlardı. En basitinden gittiğimiz bir yerden evimize dönemezdik. Çünkü beynimizde bizimle ilgili her türlü bilgi kayıtlı bunun içine kişiliğimiz, şahsiyetimiz, bilincimiz girmekte.
Bilmek güzel anlayabilmek ise bilmekten daha güzel. Öğrendiğimiz her yeni bilgi evrendeki küçüklüğümüzün işareti olmakla beraber evrende ne denli önemli bir yere sahip olduğumuzu da açıkça göstermekte. Bu müthiş düzen kainat kurulalı bir harfi bile hatasız devam etmekte. Öyle olmasaydı şu anda dünyada tahmin ve canlandıramayacağımız karışıklar meydana gelecekti. 3,5 milyarlık şifrenin bir tanesi bile diğerinin yerine geçemiyor. Bilmek, öğrenmek ve keşfetmek çok güzel ve mutluluk verici. Her bildiğimiz yeni bilgiler öğrenmemize her öğrendiğimizde yenilerini keşfetmemize sebep olmaktadır. Bu zincirleme reaksiyon çok müthiş. Bu zincirin sağlamlığı da sabır ve sebattan geçiyor. Sabır ve sebat oldukça kuvvetli bir şekilde zincir uzayıp gidecek.
Bilmenin, öğrenmenin ve keşfetmenin mutluluğuna varabilme dileğiyle.
HAFTANIN KİTABI : Sevgi için . L. Buscaglia
HAFTANIN SÖZÜ: Akıllının tahmini, cahilin kesin bilgisinden üstündür.