Mehmet Göncü
21 Ocak 2014
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi insan belli bir yaşa geldikten sonra kendini
tanımaya başlıyor. Kendini tanımakla kalmıyor, çevresini dolayısı ile tüm yaşam
olgusunu tanımaya çalışıyor.
Ben
şahsen yaşam olgu ve döngüsü içerisinde insanoğlunun objektif ve sübjektif
hayat sentezinin analizini yaptığımda şu gerçekle karşılaştım.
Ağlayarak
doğdular, bir güldüler bin ah dediler. Acı çektiler ve çektirdiler. Hiçbir şey
götürmeden de ağlatarak gittiler.
Yukarıda
saydığım bu şablona ve bu tabloya uygun binlerce insan tanıdım ve tarih
kitaplarında okudum.
Güncel
yaşamımda bakıyorum, herkesin bir derdi var. Hele kapalı kapılar ardında öyle
dertler vardır ki anlatılmaz.
Onun
için bir deyiş vardır, Urfa’da da çok kullanılır:
“Kendi derdimi dinledim,
kederimden inledim,
Onun derdini gördüm kendi
derdime imrendim”
Bakınız
bu konuyu Yavuz Sultan Selim Han bir şiirinde nasıl dile getiriyor:
“Bütün dünya benim olsa gamım
bitmez nedendir.
Ta ezelden Ğem turabıyla yoğrulmuş
bedendir”
Gerçekten
toprağımız gam turabı olmasaydı insanlık bilinen tarihinde bu kadar ızdırap
çekmezdi.
Cenabı
Allah son yıllarda büyük ızdırap çeken Suriye halkına yardımcı olsun.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok
olması dileği ile kalın sağlıcakla…