Mehmet Göncü
10 Şubat 2015
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi 8 Şubat
2015 tarihinde İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde ülkemizin yetiştirdiği çok
değerli bir musiki sanatçımızı kaybettik.
Bu değerli insan
Müzeyyen Senar hanımefendiydi.
Çocukluk ve gençlik
yıllarımızın büyük bir bölümünde bu usta sanatçının plaklarını dinler, hem
düşünür, hem de eğlenirdik. Çünkü o dönemin musikisi, gerçekten bilim adamları
ve şairlerin hayat olgusu ve döngüsünü objektif ve subjektif değerlendirerek yorumladıkları
eğitici, öğretici ve eğlendirici eserlerdi.
İşte bu eserler güzel
sesler tarafından icra edildiğinde ise gerçekten ruhun gıdası olurlardı.
Biz yaştakiler Müzeyyen
Senar, Muzaffer Sarısözen, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Selahattin Pınar, Sadi
Hoşses, Nuri Sesigüzel, İbrahim Tatlıses, Zeki Müren gibi adlarını daha
sayamadığım bir çok musiki dehalarının eserlerini dinler, duygulanır ve
heyecanlanırdık.
Hemen hemen 50 yıla
yakın bir zaman öncesinde, İstanbul’da memuriyet görevim nedeniyle bulundum. Bu
vesileyle değerli sanatçılarımızın bir kısmını canlı olarak dinleme şansım
oldu.
Yazımın konu başlığında
geçen “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer’ sözünü bu nedenle
kullandım.
Günümüz musikisinin bir
kısmında maalesef yukarıda saydığım güzellikleri ben şahsen göremiyorum. Bütün
içtenliğimle söylüyorum; bana göre yeryüzündeki en güzel musiki Türk Sanat
Müziği eserleridir.
“Müzik ruhun gıdasıdır”
tanımlamasına en yakışan dal Türk Sanat Musikisidir desek yeridir.
Keza; bu konuda
kentimizde sevindirici olan bir güzel uygulama var. Şanlıurfa’da Türk Sanat
Müziği hala zaman zaman usta sanatçılar tarafından icra edilmektedir. Bunlardan
Halil Altıngöz, Bakır Karadağlı, Halil Sezgin gibi isimlerini sayamadığım
değerli sanatçılarımızı dinliyor ve mutlu oluyoruz.
Gerek Büyükşehir
Belediyemiz ve gerekçe Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Devlet Türk Halk
Müziği Koromuz verdikleri konserlerle Türk Sanat Müziğinin asaletini ayakta
tutmaya çalışıyorlar. Kendilerine sonsuz
teşekkürler ediyoruz.
Sevgili okuyucularım,
her fani gibi yeri doldurulmayacak kadar kıymetli olan Müzeyyen Senar da bugün
İstanbul Zincirli Kuyu Mezarlığında ebediyete intikal edecek.
Kendisine Allah’tan
rahmet diliyor, ailesine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.
Özetle; bu günkü yazımızı Yunus Emre’nin şu anlamlı
dizeleriyle bitirmek istiyorum:
Bu dünyaya gelen kişi,
Ahir yine gitse gerek.
Misafirdir vatanına,
Bir gün sefer etse gerek.
Dürüst ve şeffaf bir
toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle
kalın sağlıcakla..