Mehmet Göncü
30 Mayıs 2013
Kıymetli okuyucularım, geçen hafta 23-25 Mayıs 2013 tarihlerinde ilimiz Dedeman Otelinde icra edilen “GAP BİYOÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU’na davetli olduğum için bende katıldım.
Bahse konu sempozyumu Harran Üniversitesi ve GAP İdaresi birlikte organize etmişlerdi.
Konferans ve panel formatında yapılan sempozyumdan ben şahsen çok faydalandım.
Gerek konferansta ve gerekse panelde görev almış değerli hocalarımız GAP bölgesindeki biyoçeşitlilikle ilgili çok anlamlı bilgilerle katılımcıları aydınlattılar.
Bölgemizin iklim ve jeolojik yapısına uygun flora ve faunasındaki canlı türlerinin resimlerini sinevizyondan görünce biyoçeşitlilik bakımından nasıl önemli bir bölgede yaşadığımızın ben şahsen farkına vardım.
Örneğin (Varanus Gıriseus) kertenkelesi (Çizgili sırtlan) gibi ve daha nice bölgemize özgü endemik hayvan ve bitki çeşitliliğine sahip olduğumuz gerçeği karşısında heyecanlanmamak elde değil.
Aslında bu zenginliklerimizi bilmek kadar onları korumak gerektiğini de o günkü toplantıda bazılarımız öğrenmiş oldu.
Sevgili okuyucularım, yazımın başında da belirttiğim gibi iklim koşulları bir bölgenin canlılar açısından yaşam formlarını belirler.
İklim koşulları değişince, bazı tür canlılar bölgeyi terk eder, bazı yeni türlerde bölgeye gelir.
Örneğin GAP bölgesine hayat veren Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde kurulan barajların bölgenin iklimine etki yapacağı bir gerçektir.
Bu durum EKO sisteme de tesir edecektir.
Ancak bu tesirin pozitif ve negatif olarak tespit ve önlemlerini bilim adamları belirleyebilirler.
Nitekim bu konuda çalışmalar yapıldığını duyuyorum. Değerli hocamız Şahin Toprak beyin Urfa Ceylanı yetiştirme başarısını sevinçle biliyoruz.
Bu manada Üniversitemizin ve GAP İdaremizin çok önemli ve faydalı çalışmaları var.
Hem bu çalışmalarından dolayı hem de böyle anlamlı ve toplumu aydınlatıcı sempozyumlar düzenledikleri için kendilerini kutluyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…