Cüneyt Gökçe
15 Eylül 2012
Ezan, çok önemli bir İslamî şiardır. Yani okunan yerde İslam’ın varlığını haykıran ehemmiyetli bir nişan ve belirtidir. Ezanda sarf edilen orijinal ifadelere baktığımızda bu durum net bir şekilde anlaşılacaktır.
Ezanın başında dört defa haykırılan “Allahü ekber” sedası, yüce yaratıcının büyüklüğünü; sonsuz güç ve kudretini kainatın her tarafına ilan etmesi bakımından ciddi bir mesajdır.
Hemen arkasından iki kez duyurulan “Eşhedü en lâ ilâhe illallah” nidası ile de sağlam tevhid inancının temeli atılmakta ve Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilahın olamayacağı hususu imza altına alınmaktadır; nitekim akabinde kayıt altına alınan bir başka gerçek de Hz. Peygamber’in, O’nun elçisi olduğuna yapılan vurgudur. İşte iki kez pekiştirilen o gerçek: “Eşhedü enne Muhammeden resûlullah!”
İbadetin en ehemmiyetlisi olan namaza iki defa yapılan çağrı da dikkat çekicidir: “Hayye ‘ale’s-salâh!” Sadece yüce Allah’ın emir ve rızası gereği ifa edilen bu görevlerin sonunda kişinin mutluluğa ereceği hususuna işaretle iki kez “Hayye ‘ale’l-felâh” şeklindeki nida ile kurtuluş ve felaha çağrıda bulunulmakta; ayrıca tevhid ile nübüvvet inancı ve namazın kulluktaki önemine dikkat çekilmektedir.
Sonunda da tekrar iki kez yine “Allahü ekber” denilerek yüce Mevla’nın büyüklüğü vurgulanmakta ve “Lâ ilâhe illallah” çağrısıyla tevhid inancının temelleri sağlamlaştırılmaktadır.
İşte bu önemli çağrının gelişi-güzel okunması uygun değildir. Bu yüzdendir ki Diyanet teşkilatımız belli periyotlarla “ezanı güzel okuma” kurs ve yarışmaları düzenlemekte ve bu güzelim sedayı gür ve güzel bir sesle duyurmaya gayret etmektedir.
Ancak ne yazık ki, bazen ehil olmayan yetkisiz bir kısım kimselerin işgüzarlıkları, ezanı “tahammül edilmez” hale getirmektedir. Vakitli vakitsiz –tabiri caiz ise- “terbiye edilmemiş” ve “yontulmamış” bazı seslerle “ezan niyetine” yapılan “bağırtılar” ezanın ciddiyetine, kutsiyetine ve şanına yakışmamaktadır.
Bu güzelim ezanın mutlaka ama mutlaka ehil olup sesi gür ve etkileyici olan kimseler tarafından okunması gerekir. Zaman zaman taziyelerde ehil olmayan kimselerin berbat ve yanlış okudukları Kur’an Okumaları nasıl rahatsızlık verici bir durum ise; özellikle sabah namazlarında na-ehil kimselerin –hadlerini aşarak- perişan bir şekilde okudukları ezanlar hizmete değil hezimete sebebiyet vermektedir.
Unutmayalım ki, makamına uygun bir şekilde münasip ve layık bir sesle arz edilen ezan-ı şerifler mütedeyyin olmayan; hatta gayr-ı Müslim kimseleri bile olumlu etkilemekte ve güzel neticeler doğurmaktadır. Yine unutmayalım ki, sırf “güzel bir ezan” dinlediği için İslamiyeti seçen nice insan vardır.
Aman dikkat; yazık etmeyelim!