Mehmet Göncü
27 Mart 2013
Kıymetli okuyucularım, memuriyet görevim nedeni ile güzel yurdumuzun bir çok yöresinde bulunmak mutluluğunu yaşayan şanslı kimselerden biriyim.
Gerçekten ülkemiz Türkiye, adına dünya dediğimiz bu gezegenin cenneti sayılacak güzellikte bir coğrafi konuma sahiptir.
Ben şahsen bu cennet vatana ve bizlere miras kalmış olan en az on bin yıllık tabiat ve kültür varlıklarına aşık olmuş biriyim.
Bu nedenle; Hakkari’de Zap suyunda, Edirne’de ise Meriç’te yıkanırken, aynı mutluluğu yüreğimde his ettim.
Bütün içtenliğimle söylüyorum. Mübarek vatanımızda yaşayan her birey, açık toplumlara özgü bir güzelliğe ve erdeme sahiptir. Nitekim memuriyet görevim esnasında gezdiğim tüm yerlerde tanıdığım bu değerli insanlarla elli yıldan beridir irtibatım kesilmemiştir.
İşte bu sevip saydığım eskimez dostlarımdan biri de Tekirdağ ilimizin Malkara ilçesi eski Belediye Başkanlarından Eczacı Metin İlgün beydir.
Geçen hafta Metin bey beni telefonla aradı. Cuma akşamı İstanbul uçağı ile Urfa’ya Malkara’nın değerli işadamlarından Hakkı Gülerman beyle birlikte geleceğini söyledi.
Bu habere çok sevinmiştim. Bahse konu günde Şanlıurfa havaalanına oğlum İskender’le birlikte gidip kıymetli konuklarımızı karşıladık.
Sevgili okuyucularım, içtenlikle söylüyorum; uzun yıllar sonra eskimez bir dostla karşılaşmanın mutluluğu her hangi bir söz veya yazıyla anlatılamaz. O güzel anı mutlaka yaşamak lazım.
Aziz dostlarımızla birlikte iki gün Urfamızın tarihi çarşılarını ve Balıklıgöl’ü gezdik. Konuklarımız esnaftan İsot gibi bir çok yiyecek ve turistik eşyalar aldılar. Balıklıgöl’de yöresel giysiler giyip fotoğraf çektirdiler. Güler yüzlü esnafımızın çok kibar bir şekilde konuklarımıza çay, kahve ikram etmeleri ve hemen hemen bütün esnafımızın yemek ikramı teklifinde bulunmaları beni çok gururlandırdı. Bir ara ŞURKAV’ın icra-i faaliyet gösterdiği tarihi mekanı gezerken bazı ilk ve orta öğrenim düzeyindeki öğrencilerin koro halinde musiki dersi aldıklarını gördük. Hocaları ilimizin tanınmış müzik öğretmenlerinden eğitmen Halil Balıkçıoğlu idi. Bizi görünce konuklarımıza koro halinde iki sürpriz parça okudular.. Biri Urfa türküsüydü. İkincisi ise Tekirdağ/Şarköy yöresine ait “15 yaşında da Nazife de hanım” isimli eserdi. Öğrenciler bu türküyü çok iyi okuyorlardı. Demek ki repertuarlarında bu eser varmış. Misafirlerimiz bu durumdan çok etkilenmişlerdi. Dikkat ettim, onların da gözlerinde benim gibi duygu gözyaşları vardı.
Özetle; konuklarımız Urfa’nın çok çok temiz olan cadde ve sokaklarını, tarihi mekanlarını, konaklama tesislerini, esnafımızın kibar, dürüst davranışlarını çok beğendiklerini ifade edip, mutlu bir şekilde Pazar günü uçakla ilimizden ayrıldılar.
Cenabı Allah tüm eskimez, vefalı dostlardan binlerce defa razı olsun.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…