İbrahim Halil Okuyan
15 Haziran 2006
Ermeni diasporası boş durmuyor. Amerika’dan Avrupa’ya kadar uzanan bir coğrafya’da “Atını nallamış arkamıza düşmüş..” “Soykırım” nakaratı ile dünyayı iğfal etmeğe çalışıyorlar. Tarihi belgeler, tarihçilerin “Bu işe ilim adamları karar versin..” tavsiyelerine aldırdıkları yok. Kandırabildikleri ülkelerde, daha doğrusu menfaat sağladıkları, din birliği veya siyasi avantaj verebildikleri ülkelerde az çok istediklerini yaptırabiliyorlar. Soykırım günleri (24 Nisan gibi), soykırım anıtları diktirme gibi işleri yürütebiliyorlar… Bu gibi kepazelikler yetmiyormuş gibi bir de demokratik ülkelerin muhalefet kanadından 3-5 milletvekilini kandırıp Türkiye aleyhinde karar alınması için Meclis Başkanlığına önerge verdirebiliyorlar. Bunlar da ciddi ciddi gündeme alınıyor. Görüşülüyor veya görüşülemiyor.. Hasılı ülkemiz ve Milletimiz için sürekli bir baş ağrısı… Yakın bir geçmişte Fransa Parlamentosuna Ermenilerin baskısı ile verilen “Soykırım” önergesi, Türkiye’nin karşı atağa geçmesi ile son anda görüşülmeden gelecek Meclis’e bırakıldı. Arkasından aynı mealde Hollanda Parlamentosuna bir önerge verildi. “Soykırım” gene ön plânda olmak üzere “Soykırım”a karşı çıkanların da şiddetle cezalandırılması” öneriliyor. Farz-ı mahal herhangi bir ülkede önerilen doğrultuda bir kanun çıkarılacak olsa o ülkede bulunan bir Türk veya Türkiye sempatizanı bu hayalden ibaret olan soykırıma karşı çıkamıyacağı gibi kabul etmek z orunda da kalacak.. Milletini, Devletini bilen, onun verdiği nimetlerle büyüyüp yaşayan bir insanın böyle bir saçmalığı kabul etmesi mümkün mü? Dolayısıyla ceza da hazır olacak… Ermeni diasporasının Türkiye’yi bu şekilde rahatsız etmesi son bulacağa benzemiyor. Fransa, Hollanda, Danimarka, ısveç, Norveç derken kapı kapı dolaşacaklar. Dostumuz(!) ABD ve AB ülkeleri bu saçmalığa prim vereceklerine, Meclislerinde görüşme açacaklarına ya iddianın bilimsel yolla çözümüne yardımcı olmalı, ya da bu tür değersiz iddiaları gündemlerinden çıkarmalılar. Çünkü, bugünkü dünya meşgaleleri arasında daha önemli ve ciddi meseleler varken, bu gibi boş işlerin revaç bulması onları oldukça şımartıyor. Her Memlekette huzursuzluklara vesile oluyor. Biz asırlarca Ermenilerle ve diğer gayrimüslim azınlıklarla huzur ve sükûn içinde birlikte yaşamışız. Birbirimizden incinmemişiz. Devlet kadrolarını, sosyal hayatımızdaki güzellikleri onlardan, bilhassa Ermenilerden esirgememişiz. Birinci Dünya Savaşı içindeki 1915 olayları da Savaşın musibetlerinden onları koruma maksadıyla yapılmış bir “Tehcir” meselesinden başka birşey değildir. Ermeniler aslında akıllı insanlardır. Gerek Türkiye’deki ve gerekse Ermenistan’daki Ermeniler akıl yolunda olmalı, Türkiye’de yaşamanın ve komşu olmanın haklarından yararlanma yolunda çalışmalı, diasporalarının saçmalıklarını istemiyecek barış ve ekonomilerinin gelişmesine önem vermelidirler. Türkiye’nin gücü ve itibarı diasporanın iftiralarını herzaman bertaraf edecek kudrettedir. Her iki tarafın da güçlerini iyi yolda kullanmaları dururken, bu gücü boş işlere sarf’etmek herhalde kimsenin yararına olmaz. Dünya ve Ortadoğu bugün herzamankinden daha fazla barışa ve ekonomik kalkınmaya muhtaçtır. Bir kısım kıstasların dikkate alınması herkese kazanç getirir. Ermeniler akıllıdır ama, şu diaspora çılgınlarına da bir akıl veren olsa, ne iyi olur.