Mehmet İmre
11 Ağustos 2006
Resim sanatının ilk bulguları mağara duvarlarındaki resimler olmuştu. Bu örnekler sonraki dönemlerden resim sanatının alt yapısını oluşturur. Dolayısıyla günümüz modern resim sanatının temel dayanağı mağaralardır. ıç duyguların düşe yansıması topluma mesaj vermesi toplumda güzellik adına estetik duyguların geliştirmesi ve ortaya çıkarması adına duvar resimleri önem teşkil eder. Dolayısıyla tuvalden önce belirli dönem ve zamanlarda resim sanatı değişik amaçlarla kendini duvarlarda gösterir. Bu da değişik teknikleri beraberinde tanımlar. Bunlardan biri fresk sanatıdır. (duvarlara yapılan resimler) diğerleri ise mozaik, kabartma, kazma, teknikleriyle çeşitli duvarlar ve tavanlarda resim kompozisyonlarda kendini gösterir. Günümüzde zengin kesimlerin villalarında görülen bu resim örnekleri aynı zamanda alt tabakalı toplumlarda basit teknik ve boyalarla kendini gösterir. Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı yurt genelindeki okul öncesi ve ilköğretim okullarında “Okullar çiçek açtı” projesi adı altında duvar resmini yaygınlaştırması öğrencilerin resim sanatının ve estetiğe karşı duyarlı ve ilgili hale gelmesi amacıyla bu projeyi öğrenciler ve resim öğretmenleriyle işbirliği içerisinde yapmayı planlamıştır. Ancak uyanık okul müdürleri işin kolayına kaçtılar. Kopya sistemiyle boyatıp bu işten kolay sürede kendilerini sıyırdılar. Buna rağmen yurt genelindeki tüm ilköğretim okulların duvarlarında renga renk resim kompozisyonları sergilendi. Bu denli ehemmiyetli duvar resmi her zaman varlığını koruyup geliştirmektedir. Geçtiğimiz haziran ayının başında Urfa’nın 40 derecelik sıcakları altında elektrik trafo kulübeleri tüm dış cephelerin resimlendirildiğini gördüm. Bir Urfa’lı olarak ilindeki bu gelişmeden dolayı çok sevindim. Kulübeleri resimlendiren zatları işbaşında görünce yanlarına yaklaşıp konuyla ilgili sohbet etmeye başladım. Osman Nar, Mustafa Nar iki kardeş Hataylı Osman son derece rahat, Mustafa ise sinirli, kendilerine; “siz kimin tarafından görevlendirildiniz, bu resimleri yapmak için bu işi ihaleyle mi aldınız, konuları siz mi belirliyorsunuz?” bu sorularımı Mustafa Nar’ı kızdırdı ağabeyi Osman Nar ise gayet sakin bir tavırla sorularımı içtenlikle yanıtladı. Daha sonarda öğrendiğim durum ise Mustafa Nar’ın polis memuru olmasıydı. Mesai dışındaki zamanlarını resim sanatıyla uğraşan Mustafa Nar ilimizde kamu kurum ve kuruluşun duvarlarını resimler yaptığını bilmekteyiz. (Tıp Fakültesi Devlet Hastanesi, Polisevi’nin kantini, Zübeyde hanım Anaokulu) vb. örnekleri çoğaltmak mümkündür. Nar kardeşler 15 trafo kulübeleri kısa bir sürede resimlendirip ilimizin değişik bir atmosferle bir görünüm sağladılar. ıpek yoldaki trafonun cephelerinde develerin geçişi, isot döğen kadınlar, Urfa kalesi, ceylanlar, Urfa Lisesinin önündeki trafoda ise Balıklıgöl, Harran Evleri, Askerlik şubesinin önündeki trafoda ise Çanakkale zaferi, Türk askerinin yaralı düşman askerini kucağına alma kompozisyonları güzel bir şekilde işlenmiştir. Diğer trafolarda ise Fatih Sultan Mehmet, Kız Kulesi, Urfa sokakları, natürmontlar, peyzajlar canlı renklerde verilmiştir. Trafoların birer cephelerinin eve benzetip yuvarlak kemerli kapı ve yuvarlak kemerli pencereler kahverengi boyalarla sarı zemin üzerine işlenmiştir. Bu çalışmaların Urfa halkının ilgisi çektiğini ve bu çalışmaların yayılması yönünde büyük talepler olduğu üyesi olduğum sivil toplum örgütleri üyelerinin tarafından arasında konuşulduğunu gördüm. Bana göre de bu trafoların tümünün resimlendirmesi hatta üst geçitlerinde resimlendirmesi gerekmektedir. Ancak resimlerin konularını Urfa ören yerlerini ve Urfa kültürünü ağırlıklı kapsaması Urfa’nın turistik açıdan tanınmasına büyük katkı sağlayacağının kanısındayım. Hatta konu ile ilgili Urfa’lı yüzlerce sanatçımızı bir araya getirip onların görüşlerinin başvurulması ve işbirliği teklif edilmesi yine Urfa adına sağlıklı bir sonuca varmış olunur. Umarım yetkililer bundan sonraki çalışmaları göz önünde bulundururlar.