Cüneyt Gökçe
2 Mayıs 2008
ınsanı “insan” yapan ve kendisini “anlamasını” sağlayan unsurların başında eğitim gelir. Hatta toplumsal barış ve huzuru temin eden faktörler arasında da bu değerin çok büyük bir önemi vardır. Nitekim huzursuzluğun kaynakları arasında; ihtilaf ve fakirliğin yanı sıra cehalete de işaret edilir. Bu üç problemi bertaraf etmenin panzehiri olarak da eğitim birlik-beraberlik ve çalışıp çabalama tedbirleri vurgulanır. Orijinal ifadesiyle “cehalet, zaruret ve ihtilaf” düşmanlarına karşı “sanat, marifet ve ittifak” silahları önerilir.
ılk olarak “Oku!” emriyle tebliğatına başlayan ıslam dini de eğitimi çokça önemsemiş ve bir bakıma Allah’ın ilk buyruğunun, bilimsel değerlere önem vermek olduğunu vurgulamıştır. Kur’an’ın deyimiyle Hz. Peygamber’in gönderiliş amacı “Kitap ve Hikmeti öğretmektir.” (Bkz. Al-i ımran suresi ayet: 164) Nitekim Hz. Peygamber de “Öğretmen olarak gönderildiğini” açıkça beyan etmiştir. (Bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 328.)
Hz. Peygamber’in risaletiyle birlikte Müslümanların bilime, okuma ve yazmaya ağırlık vermeleri; ilk vahiyden itibaren gelen mesajların yazılı koruma altına alınması, Daru’l-Erkam’daki eğitim faaliyetleri, hicretten önce Hz. Peygamber’in Medine’ye öğretmen görevlendirmesi ve benzeri hususlar, Dinimizin eğitime verdiği değeri ortaya koymaktadır. Hatta denilebilir ki, ıslam literatüründe; ıslam öncesi döneme cahiliye yani bilgisizlik dönemi denilmesinin sebebi bilime teşvik ve cehaleti yermeye yönelik amaç taşınmaktadır.
Ayrıca, Medine’ye hicret eden Hz. Peygamberin, ibadethanenin yanı sıra eğitim merkezi olarak da “suffe”yi inşa ettirmesi eğitim ve öğretime verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Dikkat çekici bir olgudur ki, Hz. Peygamber, ilim öğrenmek Mescid’e gelenler ile Allah yolunda cihad edenler arasında her hangi bir ayırım yapmamıştır. Böylece mücahedenin çeşitliliğine işaret ettiği gibi; bilimin önemini de vurgulamış bulunmaktadır. şu da bir gerçektir ki, yanı başında bağımsız bilim merkezleri olmayan camilerde de ibadet ve ilim faaliyetleri beraber sürdürülmüştür.
Hz. Peygamber, her fırsatta ilmi faaliyetlerde bulunmuş; yolculuklarında bile fırsat buldukça bilime vakit ayırmıştır
Eğitim-öğretimde kız-erkek farkı gözetmeyen Hz. Peygamber, bütün çocuklarımızın eğitim ve öğretimine önem vermemizi ısrarla belirtmiş ve kendisi de bu konuda bizzat örnek olmuştur. Kendi hanımlarının eğitimine önem verdiği gibi; diğer Müslüman hanımlarında da eğitim hizmeti sunmayı ihmal etmemiştir.
Bu yüzden O’nu örnek alan ümmeti olarak bizler de kız-erkek ayırımı yapmaksızın çocuklarımızın ve eşlerimizin eğitimine önem vermek zorundayız