Ali H. Demir
24 Haziran 2008
Öğretmenlik mesleğine dair bir çok şeyler konuşulup tartışılıyor. Öğretmen yetiştiren kurumların gelişim sürecine yönelik değerlendirmeler yapanlar farklı düşüncelerden hareket ederek farklı yargıları dile getiriyorlar. Geçmişte öğretmen yetiştiren kurumlardan birisi olan köy enstitülerini yüceltenler yanında eleştirenler, köy enstitülerinin kapatılmasını haklı görenler yanında haksız görenler, bu tür tartışmaları siyasal alana taşıyanlar, öğretmen okullarının kapatılmasıyla nitelikli bir öğretmen yetiştirme sisteminin yok olduğunu, öğretmen okullarının çalışma sisteminin verimlilik açısından daha iyi olduğunu söyleyenler, yüksek öğretim aracılığıyla öğretmen yetiştirmeyi daha iyi görenler ve daha çok farklı görüşler öğretmen yetiştirme sistemi üzerinde dile getiriliyor. Ancak herkesin ortak kanaati sürekli değişen, sürekli farklılaşan öğretmen yetiştirme sisteminin yarar yerine zarar getirdiğidir.
Eğitime dair sürekli değişmeye yönelik eleştiriler sadece öğretmen yetiştirme sistemine yönelik değil. Eğitim sistemimizin gelen her bakanla birlikte değiştiği, sınıf geçme sisteminin sürekli değiştiği, ders kitaplarının, programlarının sürekli değiştiği, ülkede eğitimin siyasal iktidarların oyuncağı haline geldiği, milli bir eğitim politikasının olmaması, yönetici yetiştirme, atama sisteminin sürekli değişmesi, ders içeriklerine yönelik değişiklikler, bakanlığın okulun çalışmasına yönelik çıkarılmış olan yasal metinlerde sürekli değişikler yapması, Toplam Kalite Yönetimi, Müfredat Laboratuar okulları türü farklı uygulamaların kısa süreli aralıklarla uygulanıp kaldırılması, ortaöğretime geçiş sistemindeki değişiklikler, ortaöğretimde sürekli çeşitlenen farklılaşan okul türleri, yükseköğretime geçişte yeni arayışlar gibi bir çok konu eğitimde yaşanan sürekli değişime örnek olarak verilmekte.
Sürekli değişimin olduğu yerde bulunanlar bu değişimi anlamakta, kavramakta zorlanıyorlar. Bu da doğal bir durum. Zira yapılmak istenenin ne olduğuna dair bir anlayış oturmadan yerine yenileri getiriliyor. Bu da bir güvensizlik, bir istikrarsızlık oluşturuyor. Sürekli değişikliğin olduğu bir sistemde yer alanlar bulundukları konumdan emin olmadıkları için, yarınlarının ne olacağını bilemedikleri için uzun süreli gelecek ve kariyer planlaması yapamıyorlar, idari makamlarda bulunanlar karar almakta zorlanıyorlar. Alınan kararların birkaç yıl geçtikten sonra kaldırılacağı korkusuyla sistemde iş yapmaktan kaçınıyorlar. Yapılan bir yeniliği duyanlar geçmişten bu güne gelen sürekli ve sonuçsuz değişikliklerin sonuçsuzluğunu görünce yeniliğe soğuk bakıyorlar. Bu da kısa bir süre sonra değişir, kalkar, yerine yenisi gelir düşüncesiyle yeniliklere uzak duruyorlar. Geçmişte söylenenler yanlıştı da bu günküler mi doğru, geçmişi savunanlar da bugünkü üst düzey kişiler değil mi, dolayısıyla bu gün doğru denilenlerin yarın yanlışlığının ortaya çıkmayacağı garantisini kim verebilir düşüncesi yapılan yeniliklerin oturmasını, işlemesini, benimsenmesini güçleştiriyor, engelliyor.
Eğitime dair yapılacak değişiklikler, yenilikler bu düşüncelerden dolayı çok dikkat edilerek, özenle yapılmalı, planlanmalı ve uygulanmalıdır. Bu nedenle de sistemde reform türü köklü değişiklikler yerine genel çerçevenin çizilmesinden sonra sistemin sürekli analiz edilmesi, işlemeyen kısımların nedenlerinin irdelenmesi, düzeltmelerin buna göre küçük adımlar şeklinde yapılması gerekiyor. ıyi işleyen bir düzenleme devam ettirilirken aksayan yönler üzerinde dikkatle durulması, ekleme ve çıkarmaların sistemin dengesini bozmadan, genel çerçeveyi köklü bir şekilde değiştirmeden sürekli geliştirme anlayışı ile iyileştirme çalışmalarına yer verilmelidir. Bu durum sisteme istikrarı getirecektir. ıstikrarın olduğu bir sistemde ise iyi ve istendik sonuçlar elde edilebilir.