Ali H. Demir
13 Ocak 2009
Eğitim denilince toplumda hemen herkesin aklına gelen birkaç kavram sıralandığında okul en başta gelecektir. Okullarda yapılan faaliyetler olarak da eğitim öğretim faaliyetleri düşünülür. Eğitim öğretim faaliyetleri de öğretmenin kontrolünde, yönlendirmesi doğrultusunda yapılır. Dolayısıyla eğitim, okul, öğretmen kavramları eğitime dair konuların başlıcalarıdır. Eğitime dair anlayışlar geliştikçe tıpkı bilim tarihindeki alanların gelişen, çoğalan, biriken uzmanlık bilgisiyle birlikte çeşitlenmesi gibi eğitimle ilgili konular, alanlar da çeşitlenmektedir. Bu anlamda okuldaki işler düşünülürken sadece eğitim öğretim faaliyetleri ile sınırlı kalınamayacağı, eğitime dair de sadece okul ve öğretmenle yetinilmemesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Öğretmen okulda eğitim öğretim faaliyetlerini yürütürken toplumun oldukça kompleks bir alanında çalışmakta, her yönden bir çok farklı alanın etkisinde olan eğitim sektörü içinde tek başına sonuç alınamayacak bir noktaya gelinmiş bulunmaktadır. Eğitime dair fikir üretenler eğitimle ilgili olarak siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik, tarihi ve daha bir çok farklı alanın üzerinde durulması gerektiğini vurgulamaktadır. Klasik anlamda bir öğretmen ve okul, defter, kitap gibi bir takım unsurların bir araya getirilmesi ile eğitime dair her şeyin çözümlendiği anlayışı artık çok gerilerde kalmıştır.
Çok da yeni olmamakla birlikte uzun zamandır okullarda yapılan faaliyetler arasında eğitim öğretim faaliyeti bir boyut olarak ele alınmakta ancak bunların yanında yönetim bir ikinci boyut, rehberlik üçüncü bir boyut olarak okuldaki işler arasında temel olarak sayılmaktadır. Bu anlamda eğitim öğretim faaliyetlerine yönelen bir bakış açısı okuldaki işleyişin ancak üçte birlik bir alanına yönelmiş demektir. Üçte ikilik bir kısmı dışarıda tutularak eğitime dair bir takım hedeflere ulaşabilmek imkansız görünmektedir. İyi işleyen bir sistemde her parçanın önemi büyük olduğu apaçık ortadadır. En küçük bir vidanın üzerine düşen işlevi yerine getirmemesi genel anlamda sistemi olumsuz etkilediği gibi birbirinden uyumsuz durumdaki alt sistemlerin iyi bir ürün ortaya çıkarabilmesi tamamen imkansızdır. Okullarda iyi bir sonuç almayı düşünen bir bakış açısının eğitim öğretim kadar yönetime, rehberliğe büyük önem vermesi gerekmektedir.
Özellikle rehberlik faaliyetleri gelişmiş ülkelerde büyük bir ciddiyetle ele alınırken bizim sistemimizde henüz yeni yeni farkına varılmaya başlanmış durumdadır. Eğitim öğretim kavramı bireylere bilgi, beceri, davranış, görgü kazandırmayı hedeflerken hemen bir çok başka alanı gözden kaçırabilmektedir. Yüzyıllar boyu eğitim öğretim faaliyetlerini kişilere bilgi yükleme süreci olarak gören anlayış, ortaya çıkan bilimsel gerçeklerle birlikte bilgi yükleme sürecinin çok daha farklı alanlarla ilgisini fark edince rehberlik faaliyetleri ortaya çıkmıştır. Rehberlik faaliyetleri okuldaki en önemli üç faaliyetten birisi olarak ortaya çıkınca buna göre okulların yeniden dizayn edilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu zorunluluğun bir sonucu olarak okullarda rehberlik faaliyetleri amacına uygun bir şekilde organize edilmiş, ihtiyaç duyulan personel, alt yapı, araç gereç ve mesai düzenlemelerine gidilmiştir. Bu süreci amacına uygun bir şekilde işleten toplumlarda, ülkelerde, sistemlerde rehberlik faaliyetleri istenen sonucu vermiştir. Bireyin tanınması, içinde bulunduğu topluma uyum sağlaması, sahip olduğu potansiyeli en iyi şekilde ortaya çıkarıp toplumun hizmetine sunması toplumsal yaşama oldukça önemli artı değerler kazandırmıştır. Toplumların gelişmesinde en önemli unsur olan insan unsurunun istenen nitelikleri kazanmasında rehberlik faaliyetleri üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirebilmiştir.
Eğitim sistemimiz içinde rehberlik faaliyetlerinin bu anlamda istendiği şekilde örgütlenebildiğini, organize edilebildiğini, personel, alt yapı, araç gereç ve işleyiş anlamında istenen noktalara gelebildiğini söylemek zor görünmektedir. Rehberlik faaliyetleri uzun zamandır eğitim öğretim sürecinin içinde var gibi görünse de rehberliğin amacına uygun bir şekilde yürütülebildiğini söylemek için çok daha fazla veriye ihtiyaç bulunmaktadır. Okullarda rehberlik faaliyeti denilince uzun zaman haftalık ders saatine eklenen bir ders saatini kapsayacak sürede yapılan bir çalışma olarak algılanmış ve öğretmenler kurullarında yapılan dağıtım sonrası sınıf öğretmeni olarak belirlenen kişilerin bu ders saatinde öğrencilerin başında beklemesi şeklinde uygulanmıştır. Günümüzde okullarda yapılan rehberlik uygulamaları da bundan farklı değildir. Sınıf Rehber Öğretmeni diye isimlendirilen kişilerin yaptığı çalışmalar eğitim sistemimiz içinde rehberlik faaliyeti olarak görülmektedir. Bu faaliyetler çerçevesinde ise ilgili öğretmen yılda iki kez öğrenci velileriyle toplantı yapmakta, son yıllarda ortaya çıkan e-okul sistemi uygulamalarına göre öğrencilerle ilgili bir takım bilgileri diğer öğretmenlerden toplamakta, yine yılda iki kez formalite icabı aynı sınıfa derse giren öğretmenlerle birlikte şube öğretmenler kurulu toplantı tutanaklarını dosyalamaktadır. Bunun dışında öğretmenlerin yeterlik düzeylerine, ilgi durumlarına göre öğrencileriyle yakından ilgilenmeye çalışan, kendisine yansıtılan öğrenci sorunlarına yönelik girişimlerde bulunan öğretmenlerin sayısı da az da olsa yok değil. Okullarımızdaki rehberlik faaliyetlerine yönelik olarak son birkaç yıldır hazırlanan programlar doğrultusunda öğrencilere yönelik bir takım etkinlikler de yapılmaya çalışılıyor ancak bunlar genelde öğretmenler tarafından bir angarya olarak görülmekte olup on beş günde bir yapılan bir takım form doldurma faaliyetlerini de istenen düzeyde bir rehberlik faaliyeti olarak ele almak rehberliğin ruhuna, amacına uygun düşmemektedir.
Rehberlik faaliyetleri öğretmenler tarafından değişik nedenlerden dolayı yeterince önemli bir şekilde ele alınmamakta, adeta bir angarya olarak görülmektedir. Bu bakış rehberliğe dair olumsuz bir tutumun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Sonuçta da okulda yapılması gereken üç önemli işten bir tanesi havada kalmakta ve bir bakıma okul üzerine düşen işlevlerden birisini yerine getirememektedir. Bu önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu sorunun sonuçları üzerinde sistemli çalışmalar yapılması gerekmekle birlikte bir yazının sınırları içinde temel bazı sorunlar üzerinde de kısaca durmak yararlı olacaktır. Okulun işlevini eksik olarak yerine getirmesi eğitim hizmetinin eksik yapılmasına yol açmaktadır. Eğitim öğretim faaliyetleri ile sıkı bir bağlantısı olan rehberlik faaliyetlerinin yapılmaması eğitim öğretimde büyük oranda eksikliklerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Toplumun insan gücünü yetiştirme görevini yürütmesi gereken okulların işlevini yerine getirmemesi insan gücü unsurunun heba olmasına, bireysel potansiyelin ortaya çıkarılamamasına neden olmaktadır. İnsan gücünün heba olması bir toplum için az bir şey değildir. Özellikle de her türlü teknolojik imkanların ortaya çıkarılmasında insan unsurunun inkar edilmez önemi karşısında insan unsurunu heba eden bir toplumun bilgi toplumu çağına girmiş bir dünyada istenen noktaya gelebilmesi hayalden başka bir anlam taşımamaktadır.
Eğitim sistemimiz içinde acilen rehberlik faaliyetlerine yönelik ihtiyaç duyulan personel ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Bu anlamda okul öncesinden yüksek öğretime kadar en azından her okula en az bir rehberlik uzmanı görevlendirilmesi gerekir. Rehberlik uzmanlarının rahat çalışabileceği ortamların, araç gereçlerin acilen hazırlanması gerekir. Personel ve alt yapı ihtiyacının karşılanmış olması rehberlik faaliyetlerinin istenen sonucu verir hale getireceğini göstermemekle birlikte en temel adımın atılmasında bir başlangıç olacaktır. Aksi taktirde insan gücümüzü heba etmeye devam edeceğimizden kuşku duyulmaması gerekiyor.
Soru, Görüş ve Önerileriniz için….
Ali Hikmet DEMİR