Ali H. Demir
19 Mart 2008
Kurumlar içinde görevinin gereğini yerine getirenler yanında getirmeyenlerin olduğu da ortada. Sistem anlayışı ile oluşturulmuş bir yapıda görev ve sorumluluklar insanlar tarafından yerine getirilir. Makineleşmiş sistemlerde dahi sonuçları değerlendirenler insanlar olduğu için istenen sonuçlara ulaşılamayabilir. Bu nedenle örgütsel yapılarda asli unsur insandır. ınsan ise tek başına hareket eden bir varlık, unsur değildir. ınsanlar psikolojik, sosyal, çevresel bir çok faktörün etkisindedir.
Hiyerarşik yapıya dayalı örgütlerde işlerin yapılışı belirli birimlerin çalışmasına bağlıdır. Mevcut birimler arasında var olan hiyerarşik yapı sistemin işleyişini etkilemektedir. Örgütlerdeki birimler arasında hiyerarşinin katıl olması iletişimi olumsuz etkiler. Katı hiyerarşi birimlerde bulunanlar arasında iletişim engeli oluşturur. Katı hiyerarşinin olduğu örgütlerde insan ilişkileri de yeterince gelişmez. ınsan ilişkilerinin yeterince gelişemediği yapılarda belirlenen kalıpların dışına çıkılması güçtür. Çalışanlar, belirlenmiş kalıpların dışına çıkmak istemedikleri için de gönüllü bir işbirliği, katılım, gönül gücünü ortaya koyma neredeyse yok denecek düzeydedir. Bu tür örgütlerde klasik yönetim anlayışı söz konusudur. Aslında her yönüyle klasik yönetim anlayışı vardır demek de yanlış olur. Zira klasik yönetim anlayışının temelinde bilimsel yönetim anlayışı vardır. Oysa betimlemeye çalıştığımız örgütlerde tam bir bilimsel yönetim anlayışından dahi söz etmek zordur. Bu tür örgütler daha çok bilimsel yönetim öncesi çağlarda görülen kişisel anlayış doğrultusunda bireye bağlı bakış açısına göre şekillenen örgüt tiplerinde görülür. Kurumsallaşmanın gelişmediği dönemlerde başarı veya başarısızlık kişisel niteliklere bağlı bir durumdu. Bu nedenle baştaki yöneticinin nitelikleri örgütlerin işleyiş düzenini de doğrudan etkilerdi.
Eğitim sistemimizin mevcut yapısı bu çerçevede değerlendirildiğinde sistemin katı hiyerarşik bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu hiyerarşik yapıda merkez-taşra ayrımı net bir şekilde görülür. Merkez taşra arasında var olan ayrımın benzeri aracı üst kurum diye nitelenen il/ilçe milli eğitim müdürlükleri ile temel kurum niteliğinde olan okullar arasında da söz konusudur. Aynı şekilde il milli eğitim müdürlükleri ile ilçe milli eğitim müdürlükleri arasında da benzer bir ayrımdan söz edilebilir.
Bu hiyerarşik yapı içinde üstten alta bir denetim, kontrol, yetki kullanımı söz konusudur. Bu yetki kullanımı iki taraflı iletişimi engellemektedir. ıletişim şekilsel olmaktan ileri gidememektedir. Üstten alta gönderilen direktifler alt birimler tarafından daha alttakine doğrudan aktarılmakta, en altta asıl eğitim işinin üretildiği yerler olan okullar, okullardaki görevliler de direktifin gereğini yerine getirmiş gibi yapıp geri dönüt olarak istenen verileri üst birimlere aktarmakta ve sonuç olarak süreç tamamlanmış gibi göründüğü için her hangi bir sorun yaşanmamaktadır. Sorunların sistemde görünür hale gelememesi daha büyük sorunlara yol açmaktadır.
Üst birimler alttan istediği verileri aldığını düşünmekte, alt birimler de istenen verileri sayısal anlamda da olsa gönderdikleri için görevlerini yapmış olmanın verdiği ruh hali ile işine devam etmektedir.
Aslında üst birimler denilince hiyerarşik yapıdaki her üst birimin bir alttan kendisine gönderilen verileri analiz edip değerlendirdikten sonra bir üste gönderildiğini kabul etmek doğru olmaz. Sistemimizdeki işleyişin özellikle aracı üst kurumların kendilerine gelen verileri her hangi bir analiz ve değerlendirmeye tabi tutmaksızın sadece birleştirip doğrudan üst birime dolayısıyla en üst birim olan bakanlık merkez teşkilatına göndermeleri şeklinde olduğunu söyleyebiliriz. Bütün illerden gelen veriler bakanlıkta toplanmakta adeta bakanlık merkez teşkilatı bu veri yığını içinde boğulmakta/boğulur hale gelmektedir. Bu bilgi/veri yığınının tek elde toplanmasının değerlendirmeyi güçleştirmesi gayet doğaldır. Sonuçta elde edilen verilerden sayısal bir takım sonuçlar, tablolar, grafikler oluşturulmakta ancak niteliğe yönelik bir değerlendirme, sonuç alıcı etkili bir çalışma yapılamamaktadır. Mevcut yapı çok büyük, karmaşık ve parçalı bir durumda. Böylesi bir yapıda kimin ne yaptığını takip edebilmek, koordinasyonu sağlamak, değişiklik yapmak, değişikliğin yerleşip yerleşmediğini takip edebilmek, yapılması düşünülen değişikliği anlatmak, yerleştirmek oldukça zor.