
İbrahim Halil Okuyan
25 Temmuz 2010
İnsan olarak sen, kendi çocuklarının ve torunlarının geleceğini benim için feda eder misin?
Mesela, ben bir maden sahibiyim ve işçilerime çok kötü davranıyorum.
Sen de bir imalathane sahibisin ve benim ürettiğim madeni işleyip satıyorsun ve ailenin geçimini bu yolla sağlıyorsun. İşçilerimin hatırı için,
Benimle iş ilişkini bozup ekmek tekneni kapatır mısın?
Devletler de insan gibidir.
Devletlerin ailesi, çocukları ve torunları;
Kendi vatandaşları ve gelecek nesilleridir.
Hiçbir devlet, başkalarının veya bazı şeylerin hatırı için, kendi insanlarının ve gelecek kuşaklarının menfaatlerinden fedakârlık etmez.”
Şimdi, bu örneği aklımızda tutalım.
İkinci Örnek:
Bölgesel İnceleme dersleri kapsamında Ortadoğu konusu incelenirken, katıldığım seminer grubunun öğretim üyesi beni yanına çağırarak;
“Sen, Ortadoğu’ya komşu bir ülkenin subayısın.
Bu nedenle, Ortadoğu konusunda uzman sayılırsın.
Arap-İsrail anlaşmazlığı konusunda bir hazırlık yaparak
seminere sunarsan memnun olurum” dedi.
Bana yardımcı olmak amacıyla,
Bu konuda yazılmış bazı makalelerin fotokopilerini verdi.
Makaleleri incelediğim zaman,
Tek taraflı oldukları izlenimi edindim.
Bunun üzerine, anılan öğretim üyesine giderek;
“Ben, ne Arap subayıyım ve nede İsrail subayıyım.
Tek taraflı bir sunumda bulunmak benim akademik anlayışıma
sığmaz.
Bu kolejde eğitim gören Arap ve İsrailli subaylar var.
Onlara gidip görüşlerini alıp seminerde yansıtırım ve sonuç çıkarmayı dinleyicilere bırakırım.
Bunu kabul ediyorsanız, çalışmalarıma devam edeyim.”dedim.
Olumlu cevap aldım.
Bunun üzerine; öncelikle Mısır, Suudi Arabistan,
Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi Arap ülkelerinden gelmiş subaylara gittim.
Konu hakkında görüşlerini sordum.
Anılan subaylar bana,
Ne derece haklı olduklarını iki gün anlattı.
İsrail subaylarına gittiğim zaman,
Kıdemli İsrail subayı ile aramda aynen şu konuşma geçti:
Kıdemli İsrail Subayı:”Bizde para var mı? “
Ben :”Var.“
Kıdemli İsrail Subayı:”Bizde silah var mı?”
Ben :”Var.”
Kıdemli İsrail Subayı:”Bu Araplar bizimle başa çıkabiliyor mu?”
Ben :”Hayır”
Kıdemli İsrail Subayı:”Öyleyse, biz haklıyız.”
Bunun üzerine söz konusu subaya;
“Bak, bunu seminerde aynen söylerim” dedim.
Söyleyebilirsin cevabını aldım.
Şimdi, bu örneği de aklımızda tutalım.
Üçüncü Örnek:
Bir gün, kütüphanede eski gazeteleri karıştırırken;
“Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin’e füze teknolojisi satacağı” yönünde bir haber okudum.
Sınıfa gelince bu konuyu açtım ve “Siz ideolojik açıdan, komünizmin tam karşıtı bir ideolojinin savunmasını ve öncülüğünü yapıyorsunuz.
Nasıl oluyor da, düşmanınıza füze teknolojisi satmayı düşünebiliyorsunuz ?” dedim.
Amerikalı subaylardan şu cevabı aldım;
“Çin vazgeçilemeyecek dev bir Pazar.
Bu pazarı biz doldurmazsak,
Fransa veya başkaları dolduracak.
Evet, biz
füze teknolojisi satabiliriz,
Ama menzil bakımından bu teknolojiyi öyle bir sınırlı tutarız ki,
Rusya’ya tehdit olabilir fakat bize olamaz.
Çin pazarında Amerika’nın menfaatleri vardır,
Bunu görmezden gelemeyiz.”
Bu örneği de aklımızda tutalım.
Dördüncü Örnek :
Bölgesel İnceleme dersleri kapsamında bir bölge incelenirken, milli strateji şablonu kullanılmaktadır.
Örneğin, aşağıda görüleceği gibi,
Ortadoğu incelenirken de ayni yöntem kullanılmıştır.
Bu yöntem, bir dizi soru ve cevaptan oluşmaktadır.
Öyle ki:
1.Soru: Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu’da milli menfaatleri nelerdir?
Cevap:(a) Amerikan sanayisi için gerekli petrolü kontrol
Altında tutmak.
(b) Kafkaslar ve Asya’daki enerji kaynaklarına nüfuz ve
Kontrol için ortam Hazırlamak.
( c)Çin ve Hindistan’ın süper güç haline gelmesini
Engellemek.
2.Soru: Bu menfaatlerimize bizi ulaştıracak milli hedeflerimiz nelerdir?
(a)Mısır, İsrail ve Türkiye arasında güçlü bir pakt
Oluşturmak.
(b)Amerika karşıtı ülkelerde rejim değişiklikleri
Yaratmak.
3.Soru: Milli menfaatlerimiz tehlikeye girdiği zaman askeri hedeflerimiz neler olmalıdır?
Cevap:(a)Kuveyt’in işgali,
(b)Irak’ın işgali,
(c )Birleşik Arap Emirlikleri’nin işgali.
(d)Afganistan’ın işgali.
Şimdi aklımızda tuttuğumuz bu dört örneği üst üste stratejinin ana hatlarını şöyle özetleyebiliriz:
Milli menfaat; ham madde demektir, enerji kaynakları demektir, Pazar demektir, teknoloji demektir, üretim demektir ve güvenlik demektir.
Kısacası; ülkeye ekonomik güç ve refah kazandıran her şey demektir.
Ayrıca, can ve mal güvenliği demektir.
Menfaatlerine uygun olarak, milli hedeflerini doğru saptayacaksın:
Milli hedefler; ülkeyi adım adım belirlenen menfaatlere ulaştıracak ve altyapıyı oluşturacak basamak taşları demektir.
Devam edecek.
Saygılarımla.