Fuat Rastgeldi
3 Şubat 2010
Çare: Nüfus yoğunluğunun azaltılması
Urfa İmar planı yapılırken, büyük suistimaller olmuştur. Sonra rant uğruna imar planımız deline deline eleğe dönmüştür. Geçmiş dönemlerde Belediye Fen İşleri Müdürlüğü, İmar Müdürlüğü görevini tam yapamamıştır.
Bugün Urfa’nın her tarafında insan yoğunluğu nedeni ile büyük trafik sıkışıklığı yaşanmaktadır. Cadde ve sokaklarımızı genişletme imkânımız yok. Bu nedenle trafiğin tek çözüm yolu cadde ve sokakları, kapasitesine göre, nüfus yoğunluğunu ayarlamamız gerekir.
Bunun için Urfa’nın mücavir alan ve İmar planı sınırının genişletilmesi gerekir. Urfa nüfusunu dışarıya taşımalıyız. Büyük nüfusların yaşayabileceği Uydu kentler yapmalıyız. Geniş çevre yollarına ağırlık vermeliyiz.
Urfa’nın içerisinde sanayi, imalat atölyeleri, tamirhane gibi esnaf bırakılmamalı. Geçenlerde yazdığım bir makalemde eski Urfa yerleşim alanında nüfus yoğunluğu yaratan Sağlık Tıp Merkezleri, Doktorlar, eczaneler, beyaz eşya gibi tüketim malları satan mağazalar, Urfa’nın dışına yapılacak çarşılara taşınmalıdır. Büyük marketler ilimizin dışına çıkarılmalıdır. Örneğin Abide’de bulunan bir market geleni gideni ve araç parkıyla büyük trafik sıkışıklığı yaratmaktadır. Karakoyun iş merkezi gibi yapılar yıkılıp, alanı havuz, etrafı yeşil bir park haline getirilmelidir.
Eski Urfa’nın içerisindeki çok katlı betonarme binalar, pasajlar yıkılmalıdır. Örneğin Haşimiye meydanında bulunan Kuyumcular Pasajları oradan kaldırılmalıdır.
Bahçelievler, Yenişehir
Yalnız eski Urfa’nın içi değil, sonradan gelişen Urfa’da da trafik sıkıntısı had safhadadır. 3194 sayılı İmar Kanununda cadde genişliğine göre, Belediyeler kat yüksekliğini verir. Bahçelievler, Yenişehir’de apartman yüksekliği 4 kat idi ve 4 katta kalmalıydı. 7 kat ve inşaat alanının yüzde oranı artırılmamalıydı. Bu değerler artınca Bahçelievler’de ne bahçe kaldı, ne hava alacak bir boşluk, ne de huzur.
Bu nüfus yoğunluğu yalnız araç trafiği değil, hava kirliliği, elektrik, su kanalizasyonda da sorun yaratmaktadır.
Halende bu nüfus yoğunlaştırılması devam ediyor. Hemşerilerimiz ufacık arsalarına lüks otel inşaatı yaptırıyorlar. Ne açık otoparkı var, ne bahçesi var, ne garajı var. Halbuki arsasını satsa o bedelle şehir dışında 10 misli genişlikte arsa alabilir. Araç parkı, bahçesi, düğün salonu, havuzu olan bir tesis yaptırabilir.
Yetkililer de aynı düşüncede..
Eski yapıları yıkıp, yeni yapılar inşa ederek devleti kazandırmayı düşünüyorlar.
Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan eski Kız Sanat Enstitüsü yıkılıp, yerine iş merkezi yapılması düşünülüyordu. Bu düşünceye sorarım: Geleceğe hangi yapıyı bırakacağız? O bina Cumhuriyet tarihinin Urfa’da yapılan ilk betonarme binasıdır. Gelecekte çok kıymetli olacaktır. Restore edilip, tarihi bir misyon üstlenmesi sağlanmalıdır. Bina ve bahçesi ile mıntıkada bir hava boşluğu yaratmaktadır. 3-5 tinerci çocuğun meskeni diye ikide bir yıkılması gündeme geliyor. Bu çocukların oradan çıkarılması çok mu zor?
Şimdiki Vilayet binamız ve etrafında bulunan yapıların oluşturduğu ada alanı rant hesap edilirse yani komple yıkılıp çok katlı iş merkezleri yapılırsa çok büyük kazanç sağlayacağı bir gerçektir. Fakat her yönden vereceği sıkışıklık ve görüntü kirliliği affedilemez. Bu adanın yıkılıp, temizlenip, park olması gerekir. Eğer bu adada bir yapı yapılacaksa eski Urfa mimarisine uygun, Urfa taşı kullanılarak, Mardin’de olduğu gibi tarihi dokuda bir tek Vilayet makamı yapılmalıdır.
Aynı durumda bulunan Halk Eğitim binası ve 11 Nisan Stadyumu’nu da söyleyebiliriz.
Bu yerler için ekonomik hesaplar, rantlar düşünmemeliyiz. Urfa’nın güzelliğini ve geleceğini düşünmeliyiz.
İşte örneği.. Bulvar üzerinde bulunan tarihi taş yapılı Vali evinin 1983 yılında yıkılıp, yerine Cebeci İşhanı’nın yapılması.. Bu işhanı sonra İmar Planında emsal olarak gösterilip, etrafının pasaj ve iş merkezleri ile dolmasına neden oldu. Mal sahiplerine rant sağladı ama görüntü kirliliği yapıp, insan yoğunluğunu arttırıp, trafiği sıkıştırdı. Halbuki bu yapının etrafı açılıp, parklar içerisinde Vali evi misafirhanesi olması güzelliğini tasavvur edebiliyor musunuz?
Son karar merci olan Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım bu projelere son imza atan yetkililer sizlersiniz. Sizler gelip geçici, alacağınız kararlar kalıcıdır.
Menfaatleri uğruna Urfamızı çirkinleştirecek bazı siyasetçi, bazı idareci, bazı müteahhit, ve bazı çıkarcı kişilere imkân vermeyiniz.
Not: 22.1.2010 tarihli makalemde Mukim Tahir’in soyadını Oturan yerine Oturakçı olarak yazmışım, Düzeltirim…