Nejat Karagöz
26 Mart 2012
Geçtiğimiz günlerde Nevroz kutlamalarının; kimine göre Pazar günü olması dolayısıyla katılımın fazla olacağı beklentisiyle, kimine göre de önceden planlanmış bir takım provokatif eylemler koymak amacıyla 18 Mart’ta kutlanmak istenmesi ve devletin buna engel olması sebebiyle olaylar çıkmıştı.
Ölümler, yaralanmalar, gözaltına alınmalar yaşandı, tatsız şeyler oldu…
Burada bu tarz eylemleri de, bunları aşırı ve orantısız bir kuvvetle bastırma yoluna gidilmesini de savunacak değiliz. Zaten konumuz da bu değil.
Konu, geçtiğimiz Cuma günü, Cuma namazı öncesinde merkezi sistemden camilerde yayınlanan vaazda, konuşmalarından müftü olduğunu anladığım zatın söyledikleri ve fikirlerini ifade ederken kullandığı üslup.
Camiye girdiğim esnada ilk duyduklarım: ”Azgın hayvanlar, ecnebi gavurunun uşakları, narkozdan uyanan ayılar…. “ gibi, bırakın bir din adamını, sıradan bir insanın bile ağzına yakışmayacak kabalıkla, nezaketten nasiplenmemiş lakırdılardı.
Evet, müftü efendi, başta da söylediğimiz gibi hiç kimse bu olayları tasvip ve taltif etmez, etmemeli de.
Ama sen, hele de cami gibi kutsal bir mekânda, bir mabede bu tarz konuşamazsın. Bu her şeyden önce dinin uzlaştırıcı, barıştırıcı, hoş görücü tarzına aykırıdır. Elbette burada sana dini anlatmak gibi bir küstahlığa kalkışmak niyetinde değiliz ama gerçek bu…
İçim daraldı, kafam allak bullak oldu. Ezan okunup, bitene kadar devam eden o salya-sümük saldırılarını dinlemek zorunda kalmak eminim, benim gibi pek çok insana azap vermiştir.
Yıllarca, camilere siyaset sokulmaması için mücadele verildi bu memlekette. Geçmişte, devlet erkinin zayıfladığı dönemlerde bazı kendini bilmez din adamı kisveli siyaset tellallarının camilere siyaset soktuğuna, hatta çok daha ileri giderek, haddi ve hatta terbiye sınırlarını aşarak; cemaatten bile bazı kimseleri tahkir ve tezyif ettiklerine bizzat şahit olmuştum. Bu sefer de yeniden o günlere mi dönülüyor diye düşündüm inanın.
Netice-i kelam; din adamı zarif, ince, edip olmalı. İtici, ötekileştirici, tahkir edici üslup ve ifadeler den kesinlikle kaçınmalıdır. İstisnasız her konuda, din ne diyorsa onu söylemeli, kendi görüş ve düşüncelerini dinin emriymiş gibi dikte etmemelidir.
Din adamı, siyasetin değil, dinin tarafı olmak zorundadır çünkü…
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın