Halit Güllüoğlu
15 Şubat 2012
Yazıma başlarken çoğumuzun aklına gelen elektrik kesintileri ve sayaçların yanlış okunması,keyfi tutanaklarla vatandaşın maddi-manevi mağduriyeti ile yüzlerce vatandaşın Mahkemelik olması konu edilecek sanılabilirdi. Kurum her şeyde haksızlığını iddia edecek değiliz elbette. Ancak bütün bunları olağan sayarak geçip gidelim. Fakat hukuki olmayan bir uygulamadan söz etmek istedim.
Teknolojinin ve insanoğlunun en çok ihtiyaç duyduğu görünmeyen enerjinin başında olmak hukukun korunmasını da gerektirecektir. Buna aykırılık halinde eleştirilmesi kaçınılmazdır. DEDAŞIMIZIN vatandaşla ve diğer kurumlarla yasal sorunlarının giderilmesi için Avukatlara ihtiyacı vardır. Ancak Şanlıurfa Baromuza kayıtlı bir çok Avukat arkadaşımızın sözleşmeli olarak başarılı çalışmalarına rağmen Kurumun sözleşmelerini tek taraflı fesihte bulunmasını doğru bulmadık. Objektif bulmadığımızdan da yazımıza konu edindik. Çünkü fesih sebebinin tamamen Sübjektif olduğu endişesi hasıl olmuştur. Hukukçu arkadaşların tarafsızlık ilkesini savunmamızı yadırgamayacaklarını zannederim.
Hukuk Devletlerinde yasaların objektif kriterleri taşıması gerekir. Uygulamalarda da aynı beklentinin olması kuralı hakkaniyetin tecellisinde önem arz etmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse herkesin yasal çerçevede eşit yararlandırılması amaçlanır. Olayımızda Avukat arkadaşların yıllık olan sözleşmelerinin bitişi beklenmeden feshi bazı ilkeleri ihlal etmiştir. Dikkat çekici olan sebebin hem keyfi ve hem de hukuki olmamasıdır. Yasalardaki her kuralın yazılı olan lafzıyla hareket etmek yetmez. Aksi taktirde hukukun çiğnenmesinden söz edilir. ünkü “kanun lafziyle ve ruhuyla” uygulandıkça itibar kazandırır güven sağlar.
Şayet iddia edildiği gibi siyasi görüş farklarından kaynaklanan bir fesih sebebi varsa bu daha vahim sonuç doğurur. Baromuzun bu toplu feshe ilgisiz kalmayacağı kanısındayız.
Arkadaşların Baromuza yazılı müracaatı halinde Baro yönetiminin DEDAŞ’tan bu hukuksuzluğun nedenini sorma gereği duyacağı tabiidir.
Sayın Baro Başkanımızın bir çok konuda olduğu gibi toplu kıyım konusundaki hassasiyetinden şüphemiz yoktur.
Mesenin basit bir basın açıklamasıyla geçiştirilmesi yetmez. Bakınız DEDAŞ’ın savunmasına; sözleşmedeki “tek taraflı fesih hakkını” kullandık demişler.Ancak bu cevabın ne derece inandırıcılığını taktire bırakalım.
Sorun sebebin OBJEKTİF olması ve Hukukiliğidir. İnsanlar particilik yapar futbol takımının sempatizanı olabilir,aşiretçilikle akrabasının yanlısı olarak tarafgirliği dahi hoş karşılamak mümkün değildir. Hukukta ise buna asla yer yoktur..
Her şeye rağmen İnsan Hakları Sözleşmesinde imzası olan Türkiye Cumhuriyetinde yaşamaktayız. Avukatların toplu şekilde sözleşmelerinin feshinde siyasi anlayış farkının var sanılması endişe vericidir. Çünkü biz yıllarca ve halen başörtüsü,meslek okulları öğrencileri için hukuksuz yasal uygulamalarının acılarını çektik. Mağduriyetleri üzüntüyle izleyip mücadelesini verdik. Hukuk toplumun ve bireyin vazgeçilemezidir. Uygulamasında tarafların fikir ve kanaatleri asla mağduriyete sebep olmamalıdır.
Buna seyirci kalınması unutulmasın ki,“bugün bana yarın sizedir”denilen o güzelim halk sözünü hatırda tutmayı gerektirir. H
ukuk herkese ve hepimize lazımdır. Bir zamanlar sağcılık solculuk dindarlık ve sair sebeplerle hukukun çiğnenmesine şahit olduğumuzu ne çabuk unutur olduk. Avukatlarla DEDAŞ arasındaki FESİH olayının bireysellikten öte hukuksuzluğu söz konusudur. Hukuku savunmak ve korumakla görevli Baromuza Avukat arkadaşların yazılı baş vuruları halinde Yönetimce gerekenin yapılacağı inancındayım. Hoşça kalın.