Remzi Mızrah
28 Nisan 2008
Bir 23 Nisanı daha kutluyoruz. Çocuklara armağan edilmiş, tüm alanlarda çocukları gördüğümüz, onlarla nefes aldığımız., onları anlatıp, anlamaya çalıştığımız bir özel gün.
23 Nisan 1920 tarihi, yeni meclisin kurulmasının onuruna, bütün dünya çocuklarına bayram günü olarak hediye edilmiştir. 1979 yılından itibaren de tüm dünya çocuklarının katılımına açık uluslar arası bir şenliğe dönüştürülmüştür.
Tarih boyunca çocuk hep önemli olmuştur. Temizlik saflık ve erdemlik ona yakıştırılmış birçok toplum geleceğini garantiye almak için çocuk yetiştirmeye çok çok önem vermiştir.
Savaşta cepheye sürülen, kaçırılıp dilenci yapılan, açlıktan ölen, tiner ve bally bağımlısı olan, tacize uğrayan bir sürü çocuk hikâyesi duymuşsunuzdur. Burada size bu duyduklarınızdan biraz daha farklı, aşırılığın dinsel taassubun, saf ve temiz çocukları bile ne şekilde kullandığına iyi bir örnek olan, Çocukların haçlılardan bahsedeceğim. Yıllarca derslerde işlediğimiz, birçok araştırmaya konu olan bu vandalist tarihin, çocuklar üzerinden yaptığı bu din savaşının bile bile ölüme mahkûm ettiği masum binlerce çocuğun hikâyesi her olaya çocukların alet edilmesinin de ilginç bir örneğini oluşturmaktadır.
Tarih 1212.
Dördüncü haçlı seferi başarısızlıkla sonuçlanmış. Fakat haçlı ruhu halen çok sağlıklı. Vaizler, kilise görevlileri kutsal toprakları kurtarma çağrıları yapıyorlar. Ve bu çağrı çocuklara kadar iniyor. Fransa ve Almanya’dan binlerce çocuk savaşmak ve kutsal topraklara ulaşmak amacıyla yaya olarak Marsilya, Cenova ve Birindizi limanlarına ulaşmak oradan da gemilerle Kudüs’e gitmek üzere yola çıkıyorlar. Fransa’dan gelen gruba Stephen, Almanya’dan yola çıkanlara ise Nicholas adlı çocuklar önderlik ediyor.
Çocuk Haçlı Ordusu; tarlalardan toplanmış köylüler, işsizler serseriler, dilenciler ve maceraperestlerden oluşan bir karakterde. Bunun yanında maiyetlerindeki adamları ve süslü çadırlarıyla asilzade çocuklarıda mevcut.
Büyük bir dava uğruna yola çıkan bu çocuklardan 18 yıl boyunca pek haber alınamaz. 1230 da Kutsal topraklardan Fransa’ya dönen dönen bir papaz, çocukları taşıyan yedi gemiden ikisinin karaya oturup battığını gemidekilerin boğulduğunu. kalan beş geminin ise bir Arap deniz filosuna yakalanarak çocukların köle olarak satılmak üzere götürüldüğünü anlatır.
75 bin çocuktan oluşan bu iki çocuk ordusunun büyük bir kısmı açlık, susuzluk salgın hastalıklar ve haydut saldırıları kırk binden fazlası ölmüştür. Bir kısmı kıyıya ulaşmayı başarsa bile Mısıra ulaşan çocuk ordusunun sayısı ancak dört bindir.
Papa III ınnocent zamanında MS 1212–1213 yıllarında gerçekleşen ve felaketle sonuçlanan “Çocukların Haçlı Seferi”, kilise tarihinde bir utanç izi bırakarak yerini alır. Bir iddiaya göre bu seferin amacı avrupadaki, fakir ve kimsesiz çocukları temizlemektir.
Amacı ve hedefi ne olursa olsun toplumun en temiz yanı olan çocukların, böyle kirli bir olaya alet edilmesi insan kirliliğinin zirve noktasıdır.
Savaşsız ve sömürüsüz nice 23 Nisanlara.
* Bu konuyla ilgili Bkz. Norman E. Stephenson. “Çocukların Haçlı seferi”:Bilinmeyen Bir Haçlı Seferinin öyküsü. ıstanbul: Koridor Yayıncılık.2005