Mehmet Göncü
15 Şubat 2007
Cömertlik ve tutumluluk iyi bir insanlık ölçüsüdür. Tabiattaki bütün canlılar birbirleri ile yardımlaşma ve dayanışma içinde yaşamın sürekliliğini sağlarlar.
Düşünen ve düşündüğünü anlayan şuurlu bir canlı olan insansa, ne acı ki, eline geçirdiği yaşam kaynaklarının ihtiyacından fazlasını bir ölümsüz gibi yığdıkça yığar. Bu aç gözlülüğü nedeni ile de devamlı kendi, kendisi ile kavga eder.
Dünyamızdaki savaşların temelinde bazı insanların bu doyumsuzluğu yatar.
Yaşamım boyunca öyle insanlar tanıdım ve duydum ki, onlar hep yığdılar, yemediler, içmediler kimseye bir tek çöp bile vermediler. Yardımlaşma ve dayanışma içinde asla olmadılar. Bir güler yüz ve bir selâmı dahi insanlara çok gördüler. Günün birinde gözlerinden daha iyi korudukları mallarından ufak bir parça dahi yanlarında götüremeden ölüp gittiler.
Onlar yaşadıkları sürece yardımlaşma, dayanışma ve paylaşım içinde olmadılar. Ama mezarda onları bir diğer canlılar aralarında güzel bir şekilde paylaştılar ve kendilerine mükemmel bir ziyafet çektiler. Bu gerçeğin farkında olan akıllı insanlar, helâl kazançlarını yediler, yedirdiler ve ebediyen mertler, cömertler makamında şereflerin en yücesine vardılar, rahmet ve dua ile anıldılar ve anılıyorlar.
Değerli hizmet okuyucularım, yukarıda da belirttiğim gibi bazı insanların bitmez, tükenmez bencil ihtirasları sonucu, temel yaşamdaki gelir dağılımı çok bozulmuş ve bunun sonucu olarakta yoksulluk, fakirlik, açlık bazı insanların yaşamlarını berbat ettiği gibi, çekilmez bir hale getirmiştir.
Konuyu dağıtmamak için gelelim esasa; bu yoksullara devletin ve cömert insanların yardım etmesi, ahlaki ve manevi bir görevdir.
Ayrıca, hayırsever ve hamiyetperver olan hemşehrilerimizden, imkânı olanların hayır kurumlarına yardım yapmaları ve katkı sağlamaları gönülden temennimizdir. En önemlisi ve en ideali olan da bu yoksulların birgün iş bulup, üretmek ve yoksulluktan kurtulmuş olmaları halidir.
Evet, inancımıza göre cennettin kapılarını cömertler açacaklardır. Bunun zıddı olan “Cimrilerde şeref ve itibar olmaz” haklı sözünü ise, “Ben ilmin şehri isem Hz. Ali’de kapısıdır” diyerek övdüğü büyük alim ve dört halifeden biri olan Hz. Ali söylemiştir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.