Mehmet İmre
31 Temmuz 2006
Anlamlarıyla, görünümleriyle şekil ve biçimleriyle insanın ruhuna büyük etki bırakan çiçekler aynın zamanda koku saçma özellikleriyle de her zaman varlıklarını hissetirip, yaşamımızın vazgeçilmez unsurları arasına girmişlerdir. Çiçekler kimi zaman motiflerdeki görünümleriyle, kimi zamanda renkleriyle bulunduğu alanda sembolik özellikler taşımaktadır. Kırmızı gülün aşkı, pembe gülün sevgiyi, sarı güllerin ise hastalığı ve ayrılığı ifade ettiği herkesçe bilinir. Yine islam kültürüne göre kırmızı gül Peygamber efendimiz’i (s.a.v.) sembolize ettiği, lale’nin de Allah’ı (c.c.) sembolize ettiği bilinmektedir. ışte bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hatta çoğu kez çiçekler; türkü, ilahi ve ezgilere de konu olmuştur. “Beyazgül, kırmızıgül, güller arasından gelir.” “Ağlama karanfil sil gözyaşlarını…” “Sordum sarı çiçeğe annen baban var mıdır?” Anadolu’nun kültürel tarihini incelediğimizde kilim dokuma ve motiflerinden ahşaptan, taş içliğine kadar hepsinde çeşitli çiçek motiflerini görmek ve bunların çeşitli sembolik ifadelerin olduğunu ve yine kaynaklardan öğrenmekteyiz. Ülkemizin tarımsal açıdan zengin olması, dolayısıyla çiçek çeşidinin de yaygın olması Anadolu adına sevindirici bir durumdur. Isparta, Antalya gibi illerimizde çiçekçilik mesleğinin gelişmesi, buradaki ailelerin geçim kaynağını teşkil etmesi açısından önemlidir. Ancak diğer illerimizde de zengin çiçek örnekleri olmasına rağmen bilinçsiz davranışlar sonucunda o çiçeklere büyük zararlar verilmektedir. Oysa her şehrin kentsel estetiği açısından, şehir refüjleri ve göbekleri için dünyanın parasını vererek Belediye başkanları çiçek ithal ederler. Bu durum ilimiz içinde geçerlidir. Bu duruma binaen kendi alanlarındaki çiçekler korunup geliştirilirse böylece hem ucuz çiçek elde etme, hemde çiçekleri koruma yoluna gidilmiş olur. ılgi ve sevgiye muhtaç olan çiçekler birer bebek, kimisine göre de birer genç kız, ya da birer hanımdırlar. Onun için koruma, sevme, beslenmesi, iyi yapılmalıdır ki, varlıklarını sürdürebilsinler. Aksi taktirde yok olup biterler. Geçtiğimiz günlerde, “GAP ölgesinde doğal ve kültürel turizm” konulu panele dinleyici olarak katılmıştım. Tabiki panelistler çok güzel konulara, farklı bakış açısı getiriyorlardı. En çok dikkatimi çeken panelist ise Yrd. Doç. Dr. Hasan Akan beyenfendinin “Botanik Turizm” konusu adı altında sunmuş olduğu “çiçeklere yolculuk” adlı önerisi çok hoşuma gitmişti. Neden böyle bir şey olmasın. Her mevsimde doğada çeşitli çiçekler görmek, tanımak, onlarla iletişime geçmek, daha önemlisi de fotoğraflandırıp sergilemek. Bence çevre adına bu müthiş bir fikirdir. Aynı zamanda Ülkenin tanıtım ve ekonomisine katkıdır. Genç nesillere de iş imkanıdır. Umarım bu projeler birilerinin dikkatini çeker. Gün gelir yürürlüğe girer. şunuda vurgulamadan geçmeyeceğim. Bu fikir ortaya atıldığı zaman ilimizin müdürlerinden birinin bunun internet ortamında yapabiliriz önerisine katılmıyorum. Biz yıllarca kitap, dergi, belgesellerde yeterince çiçekleri görmüştük. Ancak burada kastedilen mana çiçekleri yerinde görmek, iletişime geçmek, çiçeklerin konusunu almak, çiçeklerle yetiştiği koşulları öğrenmek açısından önemli bir tekliftir. Bunu birilerinin sitesinden izlemek pekte bir anlam ifade etmeyebilir. Sadece göz doldurma adına bir adım olmuş olur. Temiz bir çevre güzel bir görünüm, sağlıklı yaşam için çevremizdeki çiçekleri korumak sahiplenmek ve onu ileri ki nesillere aktarmak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Aksi taktirde çölleşmiş bir görünüm, beton yığınları ve yapay çiçeklerin içinde yaşamımızı sürdürürüz. Bunun neticesinde de yapay bir hayatımız olur. Umarım herkes bu konuda üzerine düşen hassasiyeti gösterir. Sevgilerimle…