Halit Güllüoğlu
31 Aralık 2009
Gazetemizin haber başlığı ve diğer medyalardaki skandal sayılacak haberi izledik. Doğrusunu ifade etmek gerekirse iki büyük yanlış iç içe girmiş. Amma bundan yarar veya zarar görenleri gözden geçirdiğimizde şaşılacak sonuçlarla karşılaşıyoruz. Karayolları Genel Müdürlüğünün hatası zaten gözle görülmektedir. Ne var ki ortaya bir tarafta şahsi diğer tarafta kamu hakkının ihlaliyle sonuçlar doğmuştur..
Şimdi işin başında Karayollarına karşı dava açan vatandaşın hakkını inkar elbette ki mümkün değildir. Mülkiyet hakkının mukaddesliği de tartışmasızdır. Vatandaşımız el atmanın önlenmesi davasını yıllar sonra kazandı. Bu da güzel.İşte esas üzücü olan yanı Karayollarının yanlışına yapılan bir başka büyük yanlıştır. Öyle ki telafisi imkansız sorunlar çıktı ortaya. Mardin istikametinden gelip ve giden araçlar ve Şanlıurfalının Karaköprü tünel çıkış ağzındaki bölgelere seyahati de önlenmiş oldu. Yeni Otogardaki ulaşım durumu da aynı. Böylece barikatlarla engel koymak hatta duvar örmek hiçte doğru olmamıştır.İşin anlaşılmayan yanı Valiliğin Belediyenin seyirci kalmasıdır.Şimdilik bize ulaşan bilgilere yazıyorum.
Mülkiyet hakkının önemine evet. Ancak kötüye kullanılmasına hayır demek lazım. En azından kamu vicdanını rahatsızlığını düşünmek icap ediyor. Bu yol kesme eylemi Şanlıurfalıya reva görülmemeliydi. Aslında bir bakıma suçta oluşuyor. Çünkü şahısların veya kurumların hatalarından dolayı vatandaşın hürriyeti kısıtlanmıştır. Buna Devletin seyirci kalmaması gerekir. Ayrıca keşke Avukat tavsiyesiyle de olsa böylesi yolu kapatma eylemine kalkışma-saydılar..Umuma açık yolu ve özelikle şehir trafiğinin can damarı olan yolu kesmek .ancak olağan üstü nedenlerle Devletçe yapıldığını biliriz.
Tekrar gelelim vatandaşın iddia ettiği hakka. Anlaşılan mesele kamulaştırma bedeline ilişkin olarak görülmektedir. İtirazlar yola değil bu bedeledir. İşin kolayı dururken Şanlıurfalıyı ve diğer seyahat halindeki araç sürücülerini tedirgin etmek neye. Karayolları eğer kamulaştırma yapmadan el koymuşsa sayın meslektaşımın Hukukçu olarak “kamulaştırmasız el koyma” davası açması mümkün..Hatta men kararından sonra,daha da kolaylaştı tazminini istemek.
Müvekkil beyanına göre bedelsiz el koymadan mağduriyet iddiası var. Yoksa mevcut bir tesisin tahribi ya da engellenmesi de zaten söz konusu değildir. Koskoca Devlet yolunun telafisi mümkün davalarla elde edilmesi yolu tutulmayıp sansasyonel medya haberlerine konu edilmesi bir yana transit yolun kapatılması bizzat infaz edilmekle Şanlıurfa halkına yapılan büyük bir eziyettir. Bunda sakın hak sahiplerini kınadığımız sanılmasın. Biz Hukukçular olarak en olumlu yöntemlerle davayı halletmekle mükellef olduğumuz gayreti içinde olmalıyız.
Yoksa “oh iyi oldu Karayollarının yanlışına biz de yolu kapatarak” cevap verdim demek belki alkış toplar amma diğer yandan Şehir ulaşımını tehlikeye soktuğumuzun sorumluluğunu da bize unutturmasaydı keşke.
2009 yılının olumsuzluğuna rağmen yeni yılımız kutlu olsun”