Mehmet İmre
2 Mart 2006
ÇAğA KÜSEN LEYLA
Söyleyecek sözü var mı kimsenin
Çağına küsmüş gidiyor Leyla
Tutup yakasından döndüremedim!
M. Kurtoğlu
şair Allah’ın verdiği kelime, ifade ve üslup yeteneğini topluma ve kendisinden sonra gelecek nesillere duygu ve düşünceleriyle, fikir ve bilgisiyle, olayları açıklamasıyla ayna olur. Kimi zaman da şair, Allah’ın verdiği yetenekleri nefsi ve şevki doğrultusunda bencil bir şekilde kullanabilme eğilimine de girebilen fikir, edebiyat ve sanat adamıdır. şair bu eylemleriyle kimi zaman gönülleri fetih edip kalplere yerleşen önemli bir insan olurken, kimi zamanda dışlanan kalplerde nefret uyandıran bir kişi olur. Bu sınıflandırmayı gerçekleştiren okuyucusudur. Dolayısıyla şiir yazılıp basılana kadar şaire ait iken, yayınlandıktan sonra topluma ait olur.
Sizlere bugünkü köşemde, kıymetli bir hemşerimizin son günlerde çıkan “Çağa Küsen Leyla” adlı şiir kitabını anlatmaya çalışacağım. Kişisel olarak tanımakta olduğum şair Mehmet Kurtoğlu; bilgili, birikimli, paylaşımcı, sosyal ve mütevazı kişiliğe sahip bir hemşerimizdir.
Urfa kültür ve sanat edebiyatının gelişmesin de önemli katkıları olan şair, aynı zamanda ıl Kültür Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı ile de elinden gelen hizmetleri yapma çabasındadır. Yakın düşünce arkadaşlarını ve içinde bulunduğu kurumları da göz önünde bulundurduğumuzda şairin manevi değerlerine sahip çıktığı görülmektedir.
Ancak piyasaya yeni sürülen bu kitabı okuduğumda kelime haznesinde zenginliğin bulunması, şiir cümlelerinin tamamlanmasının okuyucuya bırakıldığı, edebi kurgunun orta seviyelerde olduğu görülmekle beraber bazı şiir ifadelerinin ahlaki açıdan etik olmadığı milli ve manevi değerlerimizin dışında benzetmelerin eski Yunan ve Roma kültüründen alındığı görülmektedir. Oysa kültürümüzde alınabilecek önemli örnekler bulunmaktadır. şiirlerde konu olarak şehir kültürü, feodalizm, ıslami kültür ve medeniyetini içeren şiirlerin mesajlarının, yanı sıra kadın ve şehevi duygulara yönelmekle yelpazeyi genişletmiştir. Bu da okuyucu arasında şairin kimliksel bunalım içinde olduğu düşüncelere sebep olmaktadır. Hatta kimi şiirlerinde isyan, kimi şiirlerinde ırkçılık, kimi şiirlerinde de tanrısal gücün gösterilmesi, kafaları kurcalamaktadır.
Kitabın dış kapağındaki profilden verilen Avrupalı bayan portresi de, neden kendi kültürümüzü yansıtacak bir görünümde bir figür işlenmemiştir tartışmasını da beraberinde getiriyor Çağa Küsen Leyla.
Ülkemizin son zamanlarda yetiştirmiş olduğu Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve hemşerimiz Mehmet Akif ınan gibi şairlerimiz şiire bir başka boyut kazandırmışlardır. Manevi duygularımızın güçlenmesi, pasif durumlarımızın harekete geçirilmesi ve nefsi isteklerimizin köreltilmesi yönünde çalışmaları ağırlıktadır. Biz son asrımızda yetişen ve yitirdiğimiz bu değerli şairlerimizin eserleriyle her zaman övünmekteyiz.
Aynı kültürün insanları olmamız nedeniyle bu şiir kitabına da bu değerlerle yaklaşmamız şairi farklı bir profilde görmemize neden olmaktadır. Oysa şairde farklı duygular da görülebilir. Nitekim de öyledir. Bizim arzumuz bu yönde değildir.
Çağa Küsen Leyla Kitabının altmış üç ve altmışdörtüncü sayfalarında yazmış olduğu şiirin tamamı ve özellikle son iki mısrası edebi etik açısından yakıştırılamayan bir üslüptadır.
Alıntı yaptığı kimsenin eksiklerini doğrultacağı yerde ona haklı bir gerekçeyle atıfta bulunmuştur. Bu atıfta bulunması bile bu kitaba farklı gözlerle bakılmasına neden olmuştur.
Kadın bizde anadır, bacıdır ve yardır. Bu üç kelime dışında kullanılması hem kültür açısından hem de sosyal yaşantı açısından insanlarda olumsuz düşüncelere neden olur. Ayrıca bu üç kelime dışında kullanılması kadın onurunu rencide etmektedir. Benim burada almaya cesaret edemediğim kelimelerin çok rahat bir şekilde şiirler içerisinde kullanılmasını kadına yapılmış en büyük haksızlık olarak görüyorum.
Çağa Küsen Leyla son günlerde çıkmakta olan birçok kitap gibi eleştirmenlere gönderilmeden çıkarılmış bir kitap olarak algılanıyor. ılk başlardaki şiirlerle kitap yetinmiş olsaydı bu kadar olumsuz eleştirileri de üzerine çekmeyecekti.
Eleştirilerimiz aynı kültürün insanı olmamızdan kaynaklanıyor. Bu eleştirilerimizde şair hemşerimizi rencide etmek niyetimiz yoktur. Ancak bir daha ki çalışmasına yol göstereceği inancını taşımaktayım. Yazıma şairin birkaç mısrasıyla son veriyorum. Yeni çalışmalarında başarılar diliyorum.
Hicret eder
O yürür çöl yorulur
Arkasında Mekke
Önünde Yesrib görünür
Bulut O’nunla yürür
Güneş benimle kalır
Ay ikiye bölünür
Mücize onda
ızi ben de kalır…
Sevgilerimle…..