İbrahim Halil Okuyan
22 Mayıs 2011
Türkiye İstatistik Kurumu,
Kısaca TÜİK,
Başbakanlık’a bağlı bir araştırma kurumudur
Merkezi Ankara ‘da bulunur
18 Kasım 2005 tarihi itibarı ile “T.C.Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü” nün adı “Türkiye İstatistik Kurumu” olarak değiştirilmiştir
Türkiye genelinde 26 tane Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır
Değerlendirmek,
Yayımlamak,
Türkiye İstatistik Kurumu’nun görevleri arasındadır.
TÜİK’in 2009 yılı için açıkladığı Resmi verilere göre…
1-70 milyon 542 olarak belirlenen nüfusun 61 milyonu
“Bir Hafta” bile tatil yapamıyormuş!
2-57 milyon 470 bin kişi, yıpranmış ve eski mobilyalarını değiştiremiyormuş…
3-43 milyon 750 bin kişinin, zor günlerde kullanmak için bir kenara ayırabildiği üç beş kuruşluk “Kefen Parası” bile yokmuş…
4-42 milyon 300 bin kişi parasızlık nedeniyle “iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek” yiyemiyormuş!
5-30 milyon 730 bin kişi “Yeni Giysi” alamıyormuş…
6-29 milyon 540 bin kişinin konutunda çatılardan su akıyormuş, duvarlar nemliymiş, pencere çerçeveleri çürümüş durumdaymış…
7-26 milyon 460 bin kişi, “Yeterince Isıtılamayan Evlerde” yaşamak zorunda kalıyormuş!
Devletin resmi istatistik kurumunun Avrupa Birliği standartlarına göre yaptığı araştırmanın sonucu bu rakamlar!
Peki; bizi yönetenler bu rakamları gördükten sonra
Et yiyemeyenlerin,
Kefen parası bile olmayanların,
Tatile çıkamayanların bu kadar bol olduğu bu ülkede insanların gözüne bakıp hâlâ “Yoksulluk yok” diyebilecekler mi?
Hiç kuşkunuz olmasın; diyecekler!
Çünkü evet, bizde “Yoksulluk” var ama…
En büyük yoksulluk; “Siyasi Ahlak Yoksulluğu!”
Yoksulluk yok ama nüfusun en çok kazanan yüzde 20‘siyle,
En az kazanan yüzde 20‘si arasındaki gelir dağılımı eşitsizliği hızla büyüyor!
Yani; Zenginler daha Zengin, Yoksullar daha Yoksul oluyor,
Bu “Yoksulu Olmayan” ülkede!
Nüfusun en Zengin yüzde 20’si toplam gelirden yüzde 47,6 pay alırken,
En Yoksul yüzde 20 sadece yüzde 5,6’yla idareye etmeye çalışıyor!
Devletin Borcu; 306 Milyar Dolar.
Dış Ticaret Açığı, % 84,5 artarak 71 Milyar 563 Milyon Dolar olmuş.
Cari Açık; 48,5 Milyar Dolar.
8 Yılda borç faizine giden para tutarı; 408 Milyar TL.
8 Yılda vatandaşın bankalara olan borcu % 1280 artmış.
8 Yılda Tüketici kredileri 63 kat artarak,126,9 Milyar TL olmuş.
8 Yılda Kredi Kartı borçları 10 kat artarak,43,6Milyar TL olmuş.
İcralardaki dosya sayısı; 17 Milyon adet.
Genç nüfusta işsizlik oranı % 24 olmuş (Her dört gencimizden biri işsiz).
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü; Türkiye’yi Basın Özgürlüğünde 178 Ülke arasında, 138. Sıraya oturtmuş.
Yolsuzluk ve Rüşvetin yaygınlığı sıralamasında, Türkiye 178 ülke arasında 56.Sırada.
8 Yılda, Tutuklu ve Hükümlü sayısı iki kat artarak 122.404 kişi olmuş.
Durum budur.
Bazılarına göre iyidir bazılarına göre kötüdür bu tablo,
Ama seçim meydanlarında konuşulan daha önemli konularımız vardır,
Belden aşağı vurularak yapılan bir siyaset vardır.
Görünen o ki geniş kapsamlı bir izleme programı yürütülmüştür.
Yapılan kayıtlar arşivlenmiştir.
Bir kısmı deşifre edilmiştir.
Bir kısmı izlenen şahıslara şantaj için kullanılmaktadır.
Bir kısmı izlenen şahısları susturmak için kullanılmaktadır.
Halk olarak kasetler konusunda bize biçilen rolü oynuyoruz.
Bu kasetleri;
Kim?
Neden?
Nasıl?
Yapıyor ve servis ediyor merak bile etmiyoruz.
Esasen bu tür ilişkileri herkes yaşar da biri ortaya çıkınca en çok bağıranlarda aynı işi yapanlardır.
Sanırlar ki çok tepki verince insanlar onlardan şüphe duymayacaklardır.
Rüşvet konusunda da aynıdır, en çok tepkiyi en çok rüşvet yiyenler verirler.
Hani Meşhur söz vardır;
“Dinime Küfür Eden Bari Müslüman Olsa” diye.
Öte yandan Amerika Başkanı; ülke ülke ve detay vererek “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” ni anlatmaktadır.
Bu projede bize biçilen geleceği merak bile etmiyoruz.
Baraj nedeniyle yeterince temsiliyetin olmadığı bir meclisle Yeni Sivil Anayasa yapmayı planlıyoruz.
Meclis yapacak ama nasılsa referandumla halk karar verecek diyoruz ama Baraj nedeniyle mecliste temsil edilmeyen halk kesiminin zaten çıkan Anayasayı ret edecek bir sayısı olamayacak ve yüzden dikkate dahi alınmayacaklar.
Buradan çıkan Anayasanın halkın tamamını kucaklayacağını beklemek fazla iyimserlik olur.
Seçimden sonra nasıl bir tablo çıkacak göremiyoruz.
Puslu bir gelecek var.
Ama Halkımız geçmişte olduğu gibi seçim sonucunda iyi ve Dengeli bir meclis oluşturur “İNŞALLAH” diyelim.
Umarım şans bizimle olur.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
21.Mayıs.2011 Mersin