Mahmut Çepoğlu
25 Nisan 2007
Beklediğimiz festival görkemli geçti. Kimilerine göre izdiham vardı. Ama altı yüz bin nüfusluk bir şehri bir yere sığdırabilmeyi düşünmek akıl karı değil. Yeni yapılacak stadın bile yetemeyeceğini bilmeliyiz.
şunu değerlendirmede fayda var sanırım. Urfa’nın kurtuluş temsili olarak başlamaları ve mizansen sahneleri kaç yıldan beri yapılıyor? Bu kurmaca olay Urfa’nın Kurtuluş’tan hemen sonra başlamadı. Başka iller örnek alındığı gibi, köyden gelen atlılar, sokağa bayram diye dökülen insanların milli duygularının yanında ağalık gururunun okşanması adına bir kurtuluş bayramına dönüştü. O zamandan beri festival olarak kutlansaydı kim ne diyecekti? Yapılan ve yeniliklere ayak uydurmak zorunda değil ama sevgiyle karşılamak zorundayız. Yoksa basma kalıp söylem ve görüntüler ne zamana kadar sürecekti.
Bir zamanların ellibin nüfuslu şehri şimdilerde altıyüz binleri bulduğunu unutmamak lazım. Bayramın bir festivale dönüşmesi düşünülmüş olumlu karardır. Bayram her sokakta her alanda her platformda kutlanmalı. Temsili gösterilerle kimler tatmin oluyor ki. Önemli olan ruhları şad olsun derken güzellik ve sevgiyle yürekleri buluşturmasını bilmek gerek.
Hem biz askerimize şakadanda olsa, temsili de olsa niçin Fransız elbiseleri giydirelim? Hatırlıyorum. Bir zamanlar bu elbiseler çöpçülere giydirilirdi. ınsanımıza yağdırılan hakaretleri bir görseydiniz yüzünüz kızarırdı. Hata “saco” olarak adlandırılan şahıs bizim mahalle de oturdu. Yaşlı bir amcaydı ama biz onu hep Saco diye tanırdık. Çocukları ile arkadaşlık bile etmezdik.
87 yıl önce Urfalılar emperyalizme karşı verdiği mücadelede kazandığı zaferle özgürlüğünü ülke sathındaki kurtuluş mücadelesi ile pekiştirdi. Ardından birkaç yıl geçince bunu gönüllerden silinmemesi için kurtuluş bayramı adı altında bir günlük temsili gösteriyle bir iki saatlik nutuk ve söylemlerle bitiriliyordu.
O yarım günlük kutlamayı kendimize yeterli bulmuş onunla mutlu oluyorduk. Yıllarca şehir içinde çete adı altında Onbir Nisan günü çeşitli kıyafetler giyip ellerindeki silahlarla güç gösterisinde bulunan bu günkü magandalardan farklı değildiler. At sırtında caddeleri köy alanlarına dönüştürüyorlardı. O günle bu günler arasında yıllar geçti. Trafik çıkılmaz bir halde iken tekrar atlarla sokaklara çıkacak halimiz yok sanırım.
Bir zamanlar aşiretler köylerden kafileler halinde atlarla o günlerin anısını gelişilerini temsil ederlerdi. Günümüzde bunu yapmak mümkün değil. Yine o zamanlar Urfa’da en fazla on okul vardı. ılk, orta, lise hepsi bir bayram alanını ancak doldurabiliyorlardı. şimdi sadece okulların bayrak ve flamaları meydanları dolduruyor.
Tarihi bir süreçten geçiyoruz, dünya ile ilişkilerimizin hayli yoğun olduğu bir dönemde, yine on binlerce insanın çeşitli ülkelerde yaşaması Fransa ile ticari gelişmeler sanatsal ilişkiler, epey gelişmişken yeniden düşmanlık ilişkilerini çocuklarımıza anlatmaya bir anlam veremiyorum. O zaman Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” sözünü anlamada yetersiz kalıyoruz demektir. Sorumluluğunu yükleme anlamında dünya ile entegre olurken milli duygularla, ırkçı yaklaşımlarla dünyaya meydan okumaya bir anlam veremiyorum.
Ülkenin barışa, dostluğa, güler yüzlülüğe ihtiyaç hissedildiği bir zaman dilimindeyiz. Yürekte sevgi pınarı ile el ele güzel günlerle bizleri buluşturacak şenliklere, festivallere, ihtiyaç vardır. Bu festivaller şenliklerin kurtuluş bayramıyla buluşturulması hayli sevindirici oldu. Temsili kurtuluşlar birlikte üç gün boyunca çeşitli kültürel etkinlik tören ve şölenler halkı bir sevgi yumağı haline getirmişti. Üç gün boyunca etkinlikten etkinliği insanlar koşuştu. Folklor etkinlikleri animasyon gösterileri mehteran takımı ve söyleşilir.
Kurtuluş etkinliklerini beğenmeyip uzaktan gazel okuyanlara, eleştirenlere soruyorum. Urfa fıkraları adlı söyleşide, yine Müslüm Akalın’ın “Urfa Kurtuluşu” konulu sunumunda neden yoktular? Bu festivallerin, şenliklerin kurtuluş bayramıyla buluşturulması hayli sevindirici oldu. Temsili kurtuluşa birlikte üç gün boyunca çeşitli kültürel etkinlik tören ve şölenler halkın ufkunu açmış ve daha farklı şeyler temennileri ilgilisini hoşnut ettiğini biliyorum.
Kurtuluş etkinliklerinde eksiklik ve fazlalıklar olabilir ancak belediyenin yaptığı gönülleri doldurdu. Eksik ve noksanlıklar için öneri ve tekliflere yürekten açık oldukları söylemeleri ayrıca takdir edilecek bir davranıştır. Kurtuluşları temsili oyun ve söylemler yerine ülkenin içinde bulunduğu hal üzerinde düşünmeleri çalışmalarımı öyle yoğunlaştırmalı daha etkileyici olurdu.
Fikir ve düşüncelere önerileri yeni buluş ve projeleri yeni yılda uygulanması, Urfa halkına daha faydalı olması bizleri sevindirir. Üç günlük bir festival ama en az altı aylık bir çalışmanın ürünü. Eli kalem tutan, fırsat ellerinde iken eleştirmenin güzelliği ile birlikte, öneri sunmaları hatta gelip proje kapsamında görev almaları saygı ve sevgiyle karşılanır. Urfa’ya hizmet anlamında dünden bu güne ekibiyle büyük fark atan Sayın Fakıbaba ve ekibine bu festivale katacağı çok şeyler olacağına inanıyorum.