Mehmet Göncü
16 Temmuz 2014
Kıymetli
okuyucularım ben yaştakiler çok iyi hatırlarlar. Eski Urfa yaz ayları daha
serin ve daha güzeldi.
Eski
dediğimiz çok eski değil, 50-60 yıl önceleri…
Biz
o tarihlerde hayatlı, yani avlulu evlerde yaşardık. Bu evlerin zerzembeleri
vardı. Bu zerzembeler sıcağı geçirmez buz gibi olurdu.
Eyvanları
vardı bu evlerin. Ekserisi kuzeye karşı idiler. Püfür püfür rüzgar alır, ruhumuzu, bedenimizi serinletirdi.
Kuyudan
su çeker, hayadı, yani avluyu yıkardık.
Akşam
üzeri Haşimiye’den biraz kar veya biraz buz, biraz da biyanbalı şerbeti aldık
mı, kazan kebabı, tehennevi üzümle birlikte buzlu ayran etrafı tırtıklı bakır sinide
yerlerini almış olurdu.
Bakır
sehenlerde bu nimetleri birlikte ailece yer, Allaha hamt ve şükür ederdik.
Akşam
oldu mu çığ çekilmiş tahtlarda, ya damlarda ya da avluda yatardık.
İnanın
eski Urfa yaz gecelerinde tahtta uyurken, sabaha karşı üşümeyelim diye
üzerimize örtü örterdik.
Ben
sabit yıldızları sayarak uyurdum.
Şehir
çok sakin ve sessiz olurdu.
Sabah
ezanı ile uyanır, büyüklerle birlikte Dergah’a namaza giderdik.
O
tarihlerde henüz Leylekler, Deliceler (Atmacalar) şehre küsüp gitmemişlerdi.
Yusufu
tutan yani kumrular ötmeyi şimdiki gibi unutmamış, yanık sesleriyle Urfa’nın bir
müzik duyarı olduğunu bize hatırlatırlardı.
Sevgili
okuyucularım, dikkat edin, Yusufu tutan kuşları artık ötmüyor.
Nasıl
ötsün ki?
Ekzozu
çıkarılmış motor gürültüsünden mi öğrenecek ötmeyi?
Anneleri
bu gürültülü şehirde ötmeyi unuttukları için yavruları da artık ötmüyorlar.
Şimdi
isterseniz bizler neler yapmadık ve de nerelerde yanlış yaptığımızı biraz dile
getirelim.
Şöyle;
–
İlkin küresel ısınmadan ilimiz de çok olumsuz etkilendi.
–
Sonra nüfus çoğalınca insan ofisi dediğimiz çok katlı yüksek binalar yaptık.
–
Hakim rüzgarlar dediğimiz (Garbi) esintilerin önünü kestik.
–
Bina yapmak için bağ bahçeleri kesip yerlerine apartman diktik.
–
Urfamızın dört etrafı bağlık bahçelik şarkısını unuttuk.
–
Ekonomide tüketim için tüketim modeline uyarak ve de biraz da gösteriş için her
eve en az bir araba aldık.
–
Toplu taşımanın alt yapısı olan raylı sistem, metro gibi önemli ulaşım
araçlarını kentimize getirmedik.
–
Su gelince az da olsa rutubette arttı. Bunu absorbe edecek, salma sulama yerine
daha az tebehuraz çıkaran sulamaya geçmeyi düşünmedik.
–
40-50 yıl içinde yeterli ağaçlandırma yapmadık.
–
Kaldırım ve refüjlere dikilen ağaçlara yeterince önem göstermedik. İki gün önce Mehmet Akif Ersoy caddesinde
yürüyordum. Bazı esnaf kapısının önündeki ağaçlara bile su vermeye üşenmiş, bazı
esnaf ise ağaçlara su vermiş. Ben şahsen bu kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
–
En önemlisi ise, geçmişteki bazı atanmış ve seçilmiş yöneticilerimiz bu sıcak
günleri iyi hesaplayamamış ve gerekli önlemleri almamışlar. Örneğin dikkat edin
bugün hemen hemen her evde buzdolabı, çamaşır makinası elektrikli süpürge,
bulaşık makinesi, derin dondurucu, vantilatör, fırınlı ocak ve de hemen hemen
her odaya klima, daha başka televizyon gibi alet edavatlar havayla veya suyla
mı çalışıyor? Tabi ki elektrikle çalışıyor. İşte bu elektriği sağlayacak olan
trafoların güçlerinin artırılması gerekiyor. Ayrıca kayıp-kaçakta elektrikte bu
olumsuz tabloyu ortaya çıkarıyor. Trafoların gücü artırılır, kayıp-kaçakta
ortadan kalkarsa elektrik sorunu da biter.
Özetle;
eski serin Urfa’yı özlüyorsak her türlü israftan kaçınıp, çevremizi lütfen
ağaçlandıralım.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride hazırda önde olan dostlarınızın çok
olması dileğiyle kalın sağlıcakla.