Konuk Yazar
22 Aralık 2016
Dr.Hülya Turgut
varlıktır. Herkes bunu bilir ve sık sık dile getirir. Sosyal varlıklar
olduğumuz için de bir arada yaşarız. Yalnız yaşamanın insan ego’suna zarar
verecek bir durum olduğunu da düşünürsek birlikte yaşamanın kaçınılmaz olduğu
sonucuna varabiliriz. Başta ego’muz olmak üzere tüm varlığımız birlikte yaşama
bağlıysa bunun da beraberinde bir takım bedeller getirmesi de kaçınılmazdır. Bu
bedeli ödemek de zannedildiğinin aksine insanlaşma sürecine pozitif anlamda
katkı sağlar.
Birlikte yaşama
zorunluluğumuz olan, bizi biz yapan ve kendi kimliğimizi ortaya koymamızı
sağlayan tüm insanlara olan borçlarımızın en önemlisi de onlara “empatik
yaklaşma”mızdır. Karşımızdaki her insan bunu hakeder. Ve bunu yapmamız gerekir.
Empati kelimesi içinde birçok anlam barındıran bir kelimedir aslında. Empatiyi
kuru kuruya “kendini karşındakinin yerine koymak” olarak tanımlamak bana göre
çok yetersiz kalır. Çünkü empatik yaklaşabilmek eğitim gerektirir. Ve vicdan
sahibi olmayı gerektirir. Bunların yanında sevgi ve saygı gösterebilmeyi de
biliyor olmak gerekir. Bu donanıma sahip olmayan birinin empati yapmasını
beklemek yanlış olur. Bu donanımın temelleri de çocukluk döneminden itibaren
atılır.
Ne yazık ki
günümüzde çocuk yetiştirme tarzı ve yöntemleri o kadar farklılaştı ki bunun da
topluma yansıması negatif yönde olmakta. Samimiyetsiz, birbirinden uzak,
güvensiz, yardım sevmeyen ve birbirini küçümseyen insanların sayılarının
gittikçe artması bu nedenle de kaçınılmaz. Tüm dünyanın kendi etrafında dönmek
zorunda olduğu, kendi dışındaki her canlı cansız varlığın son derece değersiz
olduğu ve dünyadaki tek ve biricik varlığın kendi olduğu inancıyla cam fanus
içerisinde süper korunaklı ortamlarda eli sıcak sudan soğuk suya değmeden
yetiştirilen bir çocuğun gerek çocukluk döneminde gerekse de yetişkinlik
döneminde empati yapabilecek donanıma sahip olmasını beklemek yanlış olur.
Her şeyin
çocuklukta öğrenilip sonra da ne yaparsak çocuklukla ilgili diye düşünmek de
son derece yanlış olur. Çünkü benliğimizin temeli çocuklukta atılsa da yaşam
boyu öğrenmeye ve değişime yatkın oluruz. Bu nedenle de çocuklarımızı eğitirken
dikkat etmemiz gerektiği gibi yaşam boyu kendi eğitimimizi de ihmal
etmemeliyiz. Bunu kendimiz için değilse bile diğer insanlar için yapmalıyız.
Çünkü hepimiz
birbirimize empatikle yaklaşmayı, saygı duymaya ve sevgi göstermeye borçluyuz…