Mehmet Göncü
2 Nisan 2008
22 mart dünya su gününde DSı bölge müdürlüğümüzün düzenlemiş olduğu etkinlik bağlamında, su mucizesini yazdıkları kompozizyonlarla dereceye girenlere verilen ödül törenine başka bir toplantıda olduğum için katılamamıştım.
DSı bölge müdürümüz Sayın Mustafa Altundal’ın su ile ilgili paha biçilmez değerdeki bazı bilgileri aynı gün makamına beni kabul etmeleri sırasında öğrenme şansım oldu.
Zati âlilerini kutlarken su ile ilgili topladığım bilgileri de âcizane olarak siz okuyucularıma arz etmek istiyorum.
Bilindiği gibi, Güneş, hava, su ve toprak yaşam mucizesinin dört harika vazgeçilmezleridirler. 510 milyon km2 olan arz alanının 361 milyon km2’sini okyanuslar, denizler, göller ve nehirler oluşturur.
Yeryüzündeki su milyonlarca yıldan beri “hidrolojik dolaşım” adı verilen son derece düzenli ve hesaplı bir devr-i daimle, bir diğer tanımla doğal arıtma işlevi ile yağmur, kar ve dolu olarak yer küreye temiz ve tatlı su olarak geri dönüyor. Böylece hayatın başlangıcı olan su, yaşamın devamı için de rakipsiz şart oluyor.
Su gerek insan hayatında, gerekse tabii hadiselerde son derece önemli bir yer tutar. Su hayat demektir, enerji demektir, bereket demektir. Kısaca canlı cansız her nesne bir aşamada suya muhtaçtır.
ınsanın günlük hayatındaki su ihtiyacı 2,5 litredir. Bu sadece içme ihtiyacı olan miktardır. ınsanın diğer ihtiyaçları için kullanılan su miktarından birkaç örnek verecek olursak suyun ne kadar önemli olduğunu anlarız örneğin;
Dünyanın 4’te üçü sularla kaplı olmasına rağmen mevcut su kaynaklarının sadece yüzde 2,6’sı tatlı su kaynağı özelliği taşıyor. Ve bu tatlı su miktarının yüzde 20’si sınırlı bir faydalanma imkânına sahip Sibirya’daki Baykal gölünde bulunuyor.
21. Yüzyılda dünyamızda suyun öneminin daha da artacağının işaretlerini bu günlerde almaya başladık. Nitekim; bugün Afrika, Ortadoğu, Arap ülkeleri başta olmak üzere 31 ülkede önemli su sıkıntısı çekiliyor. 25-30 yıl sonra 17 ülkede de su sıkıntısının yaşanacağı belirtiliyor.
Çeşitli sebeplere bağı olarak bu ülkelerde su kaynakları yılda yüzde 10 nispetinde azalıyor. Özetle acı bir gerçek ama gerçek. Bu gün yeryüzünde 1,3 milyar insanın içme suyu 1,7 milyar insanın ise temizlik için kullanabileceği suyu yok.
Ülkemiz tatlı su kaynakları bakamından çok zengin sayılmasa da fakir de sayılmasa da tasarruflu kulanırsak çok fakirde sayılmaz. 510 milyar m3 yıllık yağışı ile 26 nehir havzası ve yüzlerce tatlı su göl rezervleri ile şimdilik günü kurtaran bir konumdadır Erozyonu önler, orman varlıklarını koruyabilirsek, bu mutluluğu sürekli kılabiliriz. Bu coğrafyada yaşadığımız için yaradana şükür edip kaynaklarımızı lütfen israf etmeden kullanalım.
Netice itibari ile; su mucizesini ve önemini tüm boyutları ile anlatmaya benim ne bilgim, ne de kalemim yeter. Bir çevre ve doğa aşığı olarak görünen objeyi ve gelen tehlikeleri dile getirmeye çalıştım. Hoşgörünüze sığınarak esefle söyleyebilirim ki, insanın doğaya yanlış, muhteris ve tahripkâr müdahalesi sonucu su kaynakları kirlenmekte ve yavaş, yavaş da kullanılamaz hale gelmektedir. Bilenler söylüyor, söylüyor da ne oluyor sanki çoğunluğun umurunda bile değil. Çevrecileri ve çevre örgütlerini hafife alıp dalga geçiyorlar. Çok uzak değil, tarih kimlerin doğru söylediğini yazacaktır.
Küresel ısınmanın getirdiği kuraklık hadisesine karşı Gelin iş işten geçmeden doğal varlıklarımızı ve su kaynaklarımızı gözümüz gibi koruyup kirletmeyelim. Kirletmeyelim ki onlar da bize hayat ve mutluluk sunsun. Ve unutmayalım ki bir damla su bin varil petrolden daha kıymetlidir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın, çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…