İbrahim Halil Okuyan
8 Şubat 2007
13.yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinde var olmağa başlayan ve günden güne gelişerek devam eden “Ahilik Teşkilâtı” sosyal hayatımızda önemli görevler ifa etmiş, Osmanlının son yıllarında işlevini kayb’edince kaldırılmış, yerine çağın gereklerine uygun olarak Cumhuriyet döneminde “Esnaf Odaları” kurulmuştur. Bunlar da yasal çerçeveler dahilinde görevlerini yerine getirerek sosyal, kültürel ve ekonomik alanda yararlı hizmetler vermek suretiyle üyelerine karşı yükümlülüklerini sunmaktadırlar. Hizmet alanları ayrı olmakla beraber bilhassa kurtuluş bayramlarında resmi geçitlerde bunların zenaatlerine uygun figürlerle geçişlerinin hatıralarımızda önemli bir yeri olmuştur. Bu gibi toplumsal etkinlikler dışında tabii ki, her Oda rutin görevlerini yerine getiriyor, fazlasını yapmağa çalışıyorlar. Ancak, bunların içerisinde bir tanesi, “Bakkallar ve Bayiler Odası” öteden beri dikkatimiz çekmekte, halkımızın takdirini toplamaktadır. Biliyorsunuz, Bakkallar halkımızın çok ilişkili olduğu bir esnaf topluluğudur. 7 sinden 70 ine hepimiz mahallenin bakkalını tanırız, onlar da bizi bilirler. Paramız olsun olmasın alışverişi sürdürürler. “Bakkal Defteri”nin çek’le, senetle ilgisi yoktur ama sayfaları her müşteriye dükkân sahibinin gönlü gibi açıktır. Malı, gıdayı alan eli genişlediğinde, tekrar açılmak üzere hesabını kapatır. Çoluğuyla çocuğuyla yine alışveriş devam eder ve bu yıllarca sürer gider. Bu komşuluk ve gönül esnafı marketlerin, büyük gıda mağazalarının açılması ve her tarafı istilâ etmesi ile azaldı. Onlarla rekabet edemez hale geldi. Ama hâlâ şeref ve namusu ile geçimini sağlamak, ailesini kimseye muhtaç etmemek için çalışan, çırpınan, kepengini açık tutan esnafımızın sayısı az değil. Bunların bir de Odası ve çalışkan, ileri görüşlü, bilinçli bir Oda Başkanları var; Mehmet Altun. Bu isim zaten halkımızın da yabancısı değil. Esnafının zor şartlar içinde bulunduğunu, rekabetin güçleştiğini gördüğü için farklılıklar getirmeğe çalıştı. ılk olarak esnafa ve isteyen aile fertlerine bilgisayar kursu açtı. Çağdaşlığın ilk adımı böylece atıldı. Daha sonra ıngilizce kursları başladı. Buna da esnafın iştirak edenleri kendilerine lâzım olan dili oldukça verimli şekilde öğrendiler. Avrupa Birliğine girilse de, girilmese de Bakallar turistle alışveriş yapacak, işlerini görecek derecede lisan bilgisine sahipler. Bu işi tıp mensuplarımız başta olmak üzere müşteri ve hastalarla ikili temaslarda bulunan meslek sahipleri yerel etnik diller de dahil olmak üzere öğreniyorlar. Bakkallar Odasının bu konuda ıngilizceyi ön plâna çıkarması elbette turizm’e ve ileriye yönelik bir çalışmadır. Bu icraatların yanında bu Odanın üyelerinin bayilik ve vergi işlerinde yardımcı olması, gereğinde başka illerden görevli ve uzman getirmesi Sayın Başkan Mehmet Altun’un görev anlayışının kıymetli tezahürleridir. Kendisini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.