Ömer Elçi
15 Mayıs 2009
Doğu ve Güneydoğuda yaşamayan feodalitenin, töre’nin ne olduğunu yüzlerce kitap okusa da, belgesel ve film izlese de sağlıklı olarak anlayamaz.
Anlatılan, yazılan, çizilen, gösterime sunulan feodalitenin; törenin aysbergdir…
Filmlerde, televizyonlarda reyting uğruna feodal yapılanmayla; töreyle uzaktan yakından ilgisi olmayan saçmalıklarda izleyiciye çoğu kez sunulmaktadır.
Labirentlerden yeni labirentlerin oluşumudur feodalite, töre…
Ankara’da, İstanbul’da masa başında oturup medyadaki haberleri izleyerek, romanları okuyarak, filmleri izleyerek feodal sistemi yazanlar Türkiye genelinde kamuoyunu da çoğunlukla yanlış bilgilendirebilmektedirler.
Köyden köye, ilçeden ilçeye, şehirden şehre ince ayrımlar söz konusudur. Yaşamayan bilmez feodalitenin, törenin acımasızlığını ve bununla beraber hoşgörülüğünü…
***
Feodal yapı eğitimle, ekonomik özgürlükle, bireyselleşmekle çözülebilir. Osmanlı ve sonrasındaki Türkiye Cumhuriyeti politikacıları, bürokratları, feodal sistemden nemalananlar ne yazıktır ki yüzlerce yıldır ki hep maskeli olmuşlardır. Feodal yapılanma ve töreye cesaretle, samimice neşter atılmamıştır.
Geçmişte siyah beyazdı feodalite, şimdiyse renkli…
Feodalite kendince önlemler alarak gelecekte üç boyutlu halde varlığını sürdürebilecektir devlet, politikacılar, bürokratlar, yöredeki güç sahipleri ve feodalitenin olumsuzluklarına direnç göstermesi gerekenler gerçekçi ve samimi olmazlarsa…
Eğitimsel ve ekonomik özgürlüğü, bireyselleşmeyi çok daha ileri aşamalara getiremedikçe feodal yapı, töre varlığını hep sürdürür…
Feodal yapının katmanlarındaki insanlar öldürür, öldürtür ve anlamı kalmaz yaşamın köylerde, şehirlerde çoğu kez.
Devlet, siyasiler yöre insanı çözümcü olmazsa kasasında “anlamı kalmadı” yazılı kamyonlar gelecekli yılarda da nice insanı taşır bir yerden bir yerlere; Bilge köyünde olduğu gibi…
***
Katliama, vahşete uluslar arası, ulusal ve yerel medyalarda yüzlerce değerlendirme yapılırken, vahşetin yaşandığı Bilge köyüne basın-politikacılar ve son olarak Cumhurbaşkanın eşinin gitmesi sonucu köy yolu düzeltildi, levhalar dikildi ama Bilge köyünde görünen o ki yaşamın anlamı kalmadı.
Türkiye genelinde kırsala politikacılar seçimden seçime oy istemek için giderse, Başbakan, Cumhurbaşkanı ziyaretlerinde yollarda, alanlarda düzeltmeler yapılırsa Güneydoğu’da, Ege’de, Karadeniz’de ve diğer bölgelerde de sorunlar bitmez.
Merhum Bülent Ecevit ağalık sisteminin kaldırılması yönünde çaba harcarken, merhum Turgut Özal’ın karşı çıktığını “oy istemek için yüzlerce, binlerce insana gideceğimize ağaya gideriz “ yönündeki görüşünü bir kısımlarımız belki anımsar.
Devlet, siyasetçi isterse Doğu’da feodalite batıda ise daha başka isimlerle tanımlanan yapılanma orta vadede kırılganlık gösterir ve bireyselleşmelerle yaşam belki biraz daha anlamlılaşır…
Görünen o ki Bilge köyünde yaşamın 100 yıl için anlamı kalmadı ve belirsizliklere yürüyecek yaşamın her kademesindekiler…
Siyasiler, bürokratlar, medya birkaç günlüğüne anlamlandırdığını sansa da Bilge Köyünü; Bilge köyünde kalanlar ve gidenler için anlamı kalmadı artık yaşamın…
***
Ölenlerin ve yakalanan zanlıların eşleri, çocukları için bundan sonra anlam kalmadı yaşamın…
Her iki tarafta da beyaz papatyalara, gelinciklere, çimenlere kan damladı ve nice yıllar daha damlayacak gibi feodal yapının acımasızlığında, körlüğünde, katılığında…
Ahkâm kesenlerin bazıları travmanın yetim – öksüz kimsesiz çocukların çocuklarına kadar süreceğini belki tahmin edemezler ama her iki taraftan tahmini 100den fazla çocuk ve gencin ruhunun derinliklerinde öldürmenin ve öldürülmek korkusuyla yeniden öldürmenin o lanet tohumcuklarının filizlendiğini, filizlendirileceğini çok iyi bilmelidirler.
Filizlendirilmemeli kin, nefret, öldürmek; filizlendirilmelidir sevgi, saygı ve insanca yaşam…
Devlet, yöre insanı ve kamuoyu gereken hassasiyeti göstermek zorundadır…
Yıllarca geçmişten gelen sorunları, eğitimsizlikten ve ekonomik oluşumlardan kaynaklanan sorunları hasıraltı edenler utanç duymuş mudur anlamsızlaşan yaşama seyirciliklerinden dolayı?
Anneler gününde kırdan topladıkları beyaz papatyaları annelerinin, ablalarının mezarlarına bırakan anlamsızca kameralara, gökyüzüne aslında kör bakan çocuklar unutulursa 100 yıllık süreçte yaşam birçok kereler daha anlamsızlaşır…
Görünen o ki Bilge köyünde yaşamanın anlamı kalmadı şimdilik…
***
***
Doğu ve Güneydoğu’daki Feodal oluşumda günümüzde farkında olarak veya olmadan hepimizin katkısı olmuştur veya olmaktadır.
Bilge köyü ile kamuoyunda Feodalite, töre yeniden tartışılmaya başlandı ama bu tartışmalar medyada reyting için, siyasette oy içinse beyaz papatyalara kan damlar daha nice yıl…
Törelerin, feodalitenin süreğenliğine belki de isyandan gözyaşı dökmekte binlerce yıldır Doğu ve Güneydoğu dağlarında açan ters laleler…
Dilenen o ki, Doğu ve Güneydoğu’da ve Türkiye’nin hiçbir köyünde, şehrinde Bilge köyünde yaşananlar bir daha hiç yaşanmasın…
Dilenen o ki, anneler gününde, babalar gününde çocuklar ve gençler mezarlara papatyalar; karanfiller, gelincikler, ters laleler bırakmasın…
Bilge köyündeki gibi nice köyde, şehirde yaşam anlamsızlaşmasın…
Dilenen o ki, hiç kimse, hiçbir grup kendi menfaatleri için Türkiye’de başkalarının yaşamını sonlandırmasın, anlamsızlaştırmasın…
Anlamsızlıkları anlamlandırmak…