Deniz Güney
29 Aralık 2010
Sabah kahvaltısında köşe yazarları Belediye Başkanı Dr.Ahmet Eşref Fakıbaba ile beraberdi.
Şanlıurfa’nın değerli köşe yazarlarından Naci İpek ağabeyimiz ve Mehmet Göncü de oradaydı. Köşe yazarları gelmiş Fakıbaba bekleniyor. Belediye Başkan yardımcıları arasında Habib Aslan hariç hepsi oradalar. Belediye kimi birim sorumluları da orada tabi.
Başkan geliyor kahvaltı başlıyor. Sonra hizmetlerini anlatıyor. 7 yıllık süreçte 30 yıla değer hizmetlere yaptıklarını söylüyor. İkinci dönemde (20 ay) yaptıklarını rakamlarla anlatıyor.
Sonra medya desteğinin önemine vurgu yapıyor. “Medyanın desteği ile bir şehri ülkenin en güzel şehri yapabilirsiniz” diyor.
Ama kendisine zaman zaman yapılan eleştirilere çok girmiyor. Zaten pozitif eleştirinin haricindeki eleştirileri de dikkate almadığını söylüyor. Sonra köşe yazarlarının masalarını tek tek dolaşıyor. Yazarların bir bir elini sıkıyor. Bizim başkanımız medyanın gücünü bilen bir başkan hiç şüphesiz.
Öyle ya sonuçta medyanın desteği ile SSK Hastanesinin duvarlarını aşıp şehrin yönetimine talip olmuştu. Medya desteği olmasaydı bu gün Fakıbaba da olmazdı. Önce SSK Hastanesindeki küçük ama güzel hizmetlerinin gazete sayfalarında yer almasıyla halk onu tanıdı. Her hastaneye yolu düşen bu haberler üzerinden konuşarak Fakıbaba’ya sempati duymaya başladı.
Sıcak diyalogu sayesinde kendini gazetecilere sevdirdi. Gazeteciler de Belediye Başkan aday adayı olduğu dönemde Fakıbaba’yı sahiplendi.. Bekir Şirinoğlu ağabeyimiz onun için Fakıbaba soyadından yola çıkarak “Fakirin babası” yakıştırmasını yapmıştı. Diğer gazeteci arkadaşlarda Fakıbaba’nın aday adaylığını destekliyor ve haberlerini yaparak onu topluma mal ediyordu. Halkın desteğini de medya sayesinde arkasına alan Fakıbaba sonunda bütün engellemelere rağmen bir anda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanlıurfa’daki Belediye Başkan adayı oldu. Erdoğan’ın rüzgârıyla geldi. Ama Erdoğan’ın, Fakabıba üzerinde esen ters rüzgarı bile siyaset sahnesinden onu silemedi. Yani Başbakan Erdoğan, ikinci dönem 2007 seçimlerinde Fakıbaba’yı aday göstermedi ama medya yine ona sahip çıktı. Medya kamuoyunu da bilgilendirerek Fakıbaba’ya halk desteğini sağladı. Sonunda kazanan yine Fakıbaba oldu. Hiç şüphesiz Şanlıurfa oldu.
Bu gün yine 2011 genel seçimlerine giderken Fakıbaba, medyadan aynı desteği arkasında görmek istiyor. Keşke Fakıbaba da medya çalışanlarını bu süreç içerisinde bir plaketle ödüllendirmiş olsaydı. Sonuçta onunla birlikte Şanlıurfa’nın gelişmesine, kültürüne, kalkınmasına medyanın çok katkısı oldu. Bu kadar desteğe karşılık efsane başkan Fakıbaba’nın bir anısını gazetelerinin bir köşesine her gazeteci taşımak ister.
Sonuçta demokrasi tarihine geçmiş bir başkanımız var. Bu demokrasi zaferinde medyanın da payı çok yüksek.
Ama söz verdim kendime, bu yazımda eleştirimi pozitif yapacağım. Çünkü başkan pozitif eleştiriyi seviyor. Hani haksız da değil.
Ben de yargılayıcı değil algılayıcı olmaktan yanayım. Aslında iyi bir eleştiri insana çok şey kazandırır. İçinden çıkamadığı bir durumu çözmesine yardımcı olur. Eleştiriye açık olan insan kendisi ile barışık insandır. Kendisini bilen, kendi doğrularına inanan, başkalarının doğrularına da açık olan insandır. Eleştiriye açık olan kişi özü çizilmediği sürece birçok şeyi hazmeder.
Daha yaşanılır bir Şanlıurfa için sevgi ile kalın.