Mehmet Göncü
6 Ekim 2011
Yol güzergâhındaki kaldırımlar adeta insan kaynıyordu. Yerli ve yabancı turistler rehberler eşliğinde kafileler halinde tarihe tanıklık etmiş kadim şehrimiz Şanlıurfa’yı gezip bilgi alıyorlardı.
Gerçekten ilimiz Semavi dinlerin buluştuğu bir kavşak durumundadır. Her dinin mensubu bu şehirde geçmişi ile ilgili bir eser ve hatıra bulabilir.
Ayrıca Beşeri inançlar bakımından da Göbeklitepe’deki totem tapınaklarla, Soğmatar’daki sabiilik, pağan, zerdüş, manihizm. Putperestlik ve şaman inançlarının nesnel kalıntılarına bazı mekânlarda hala rastlamak mümkündür.
Örneğin; 11 bin 500 yıl öncesine ait ve Balıklıgöl kazılarında elde edilen, aynı yaşlardaki insan heykeli ilimiz müzesinde sergilenirken, yakın bir gelecekte yapılacak olan arkeoloji Müzesine binlerceleri gibi, taşınacağı günleri adeta beklemektedir.
Bütün bu güzel gelişmeler beni çok çok sevindirirken, Balıklıgöl külliyesine geldiğimde, bu sevincim biraz hüzne dönüştü.
Şöyle ki; aslında sudaki planktonlarla beslenmesi gereken bu ‘sazan’ türü balıklar, çarşı pazarda satılan çeşit çeşit yemlerle beslenmektedirler. Bu verilen yemlerin rasyonları bilinmemektedir. Bitki orijinli yem olmazsa bu balıklar yakın bir zamanda obez olup, çeşitli hastalıklara yakalanabileceklerdir.
Eğer bu balıklara gerçekten yem verilecekse Balıklıgöl kenarında yem satanlar haşlanmış nohut hazırlayıp bunları isteyenlere satabilirler. Alıcılar da böylece eskiden olduğu gibi bir nostalji de yaşamış olurlar.
Özellikle Döşeme camisi ile göl arasındaki yolda gezen ziyaretçilerin ayaklarından dökülen tozlar göl etrafında 5 santimlik bile bir bariyer olmadığı için hafif bir rüzgarda bu tozlar göle dolmaktadır. Eskiden bu kıyılarda tozları tutması için bariyerler vardı.
Ayrıca Şazelili Ali hazretlerinin kabrine ait kümbet yapı tamir ve bakıma muhtaç bir haldedir, ilgilenilmesi gerekiyor.
Keza; 700. yıl parkında eskiden var olan oturma bankları her nedense kaldırılmış vaziyettedir. Bu durum ziyaretçileri gerçekten çok rahatsız etmektedir.
Öte yandan tüm Balıklıgöl külliyesindeki mevcut tuvaletlere ilaveten yeni tuvaletler yapılmalı ve ücretlere bir standart getirilmelidir. Parası olmayanlardan da ücret alınmamalıdır.
Benim tespit ettiğim ve okuyucularımın bana bildirdiklerine göre, aksayan bir çok konu daha var ama ben bu yazıda ancak mezkur konuları işledim.
Bizden yazmak. Uygulamak ise ilgililere aittir. Biz siyahı da beyazı da görüp, duyup yazmaya devam edeceğiz.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…