İbrahim Halil Okuyan
19 Haziran 2011
Bir ömür ve iki hece: BABA
Hepimiz aynı masalın içinden geçiyoruz galiba.
Önce bir Babaya Oğul oluyoruz, sonra bir Çocuğa Baba…
Bu yüzden yıllar geçtikçe daha iyi anlıyoruz Babamızı.
Hangi dilde olursa olsun bazı kelimelerin kalbe, zihne düşürdüğü şeyler birbirine benzer.
“Baba” bu tür kelimelerden biridir, çocukluğunu geride bırakmış çoğu kimse için.
Ve bu iki hecelik kelimeyi telaffuz etmek ya da başkalarından duymak her geçen gün daha da dokunaklı gelir.
Baba kokusu yahut gizli sevda
Çoğumuz için baba sevgisi,
Kelimelerin hep kifayetsiz kaldığı gizli bir sevdadır.
Uzaktan öylece yaşarız bir ömür.
Bir bahçedir babanızın ömrü sizin ayaklarınız altına serilmiş. O bahçede büyür,
Olgunlaşır,
O bahçeyi süslersiniz.
Aydınlık yaz günleriniz ve çocukluğunuz, o bahçenin küçük hatırasıdır.
Her çocuğun yarası
Her çocuğun kabuğunu ne zaman kaldırsanız kanayan ve asla iyileşmeyen yarasının adıdır Baba.
Yavru kuzular gibi ayakta durmaya,
Adım atmaya çalışırken,
Küçücük elimizin tütün kokan avucunda kaybolduğu koca çınardır Baba.
Küçük dünyamızdaki tüm çocukların Babasını dövebilecek Güçte bir Kahraman,
Tüm sorulara cevap verebilecek Bilgedir.
Bayramlarda elini ilk öptüğümüz, sert sakalları yüzümüzü çizse de sesimizi çıkarmadan nazlı kediler gibi yanağımızı yüzüne uzattığımızdır O.
Bizi en çok anlayan
Ve uçurumların kenarından bizi çekendir Baba.
Kalbimizde patlayan ilk azar onun kalın sesidir, unutulur içinde aktığımız ırmaklar duruldukça.
Elbet ömrü boyunca yarası hiç kabuk bağlamayanlarımız da vardır.
Sevdayı yalnız filmlerden,
Kitaplardan bilenler gibi Babasını daima başkalarından dinlemek zorunda kalanlarımız,
Siyah beyaz resimleri kalbinde renklendirip duvarlarına Asanlarımız vardır.
Ve biliriz, Babasız Evlerde Akşam Erken Olur.
Babasız çocukların yüreği bedeninden önce büyür,
Babasız kuşlar biraz geç öğrenir uçmayı.
Çoğalan yalnızlık
Yorgun gemiler açık denizlerde limanlarını nasıl özlerse Baba da öyle özlenir kendisinden uzakta.
Boğazınızda öylece kalan, bir türlü yutkunamadığımız koca bir düğümdür ondan uzakta olmak.
Seneler geçse de bazen geriye döner döner ararsınız yolun karşısına geçerken;
Okula,
Bakkala giderken,
Arkamızdan bakan “O Şefkat Dolu Gözleri”.
Evlenip de ayrıldığımızda evimizden ya da uzak şehirlere gittiğimizde kocaman bir Çınarın gölgesinden,
Bir dağın serinliğinden ayrıldığınızı hissedersiniz.
Uzun yolculuklarda,
Ayrılıklarda yanınızda büyüdükçe büyür Babanızın yokluğu.
Ve içine düşmekten korktuğunuz karanlık, koca bir uçuruma dönüşür.
Yanınızda yakınınızda o yoksa su içen Ceylanlar gibi Ürkek ve Tedirgin kalırsınız hayatın kıyısında.
Kaç yaşında ve kaç çocuklu olursanız olun,
Babanın dizleri dibinde oturmak,
Onunla aynı sofrayı paylaşmak kendinizi güvende hissetmenin tek yoludur.
Yorgun gemiler nasıl özlerse açık denizlerde limanlarını, Baba da öyle özlenir kendisinden uzakta.
Oğul kokusu yahut gizli sevda
Görünenin, bilinenin aksine kırılgan ve yufkadır aslında Babaların da kalbi.
Kırılsa da çocuklarına sesini duyurmazlar.
Ağlamamaya, az konuşmaya az gülmeye mecbur kılınmışlardır sebepsiz.
Onların da kalbinde bir türlü söyleyemedikleri bir çift söz ve kollarında seğirmeler vardır aynı sevdaya dair.
Onların da size söyleyemediği sözler,
Boğazına düğümlenen sebepsiz mutluluklar,
Kederler vardır sizin yüzünüze bakarken,
Size sarılıp da hissettirmeden sizi koklarken.
Ya bir duvarda ya ceplerinin bir köşesinde mutlaka bir Resminiz vardır arada bir içlenerek çıkarılıp seyredilen. Onlar da size fark ettirmeden sizin yüzünüzde kendi Gençliklerine dair çizgileri, izleri ararlar.
Her Baba kendisinin devamı gibi görür çocuğunu ve o yüzden Yarım kalmış umutlarının,
Hayallerinin izini işaret eder size; siz devam edin diye.
Farkında olsanız da olmasanız da biraz da onların Dualarıdır Yolumuzu açan aydınlatan.
Çocukları tamamlasın diye yarım kalmış bir şiir,
Bir Şarkıdır Babaların Ömrü.
Tüm Babalara Selam Olsun ve Mekanları Cennet olsun.
Saygılarımla
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat yüksek Mühendisi
19.Haziran.2011 İstanbul
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın