Ahmet Karavelioğlu
9 Kasım 2015
Hatırası
hepimizin gönlünde taht kuran, hayatı tarihimizin şanlı sayfalarını şerefle
dolduran, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Atatürk’ü ebediyete intikal
edişinin 77. Yılında minnetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.
Mustafa Kemal’in
babası Ali Rıza efendi, annesi Zübeyde hanımdır. Onun çocukluk yılları ve
gençlik döneminde Osmanlı imparatorluğu en sıkıntılı günlerini yaşıyordu.
Balkanlarda yaşayan milletler 18. ve 19. Yüzyılda Avrupada ortaya çıkan siyasi,
ekonomik ve kültürel değişimlerden etkileniyorlar, en çok da milliyetçilik
duygularından hareketle sık sık ayaklanıyorlardı. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu
sınırları içerisindeki diğer milletler de (Rumlar-Ermeniler, Araplar vs.)
Bunlardan geri kalmıyorlardı.
M.Kemal bu arada başarıyla
okullarını bitirmiş genç bir subay olarak Osmanlı ordusuna katılmıştı. Orduda
çeşitli görevlerde başarılı olmasından dolayı sürekli yükseliyordu. Trablus ve
Balkan savaşları patlak vermiş, kendisi de bu savaşlarda ilk başarılarını
kazanmıştı.
Bu hengamede (1914-1918
yıllarında) birinci dünya savaşı sürüyordu. Bu savaşlarda gösterdiği üstün
başarılarla bütün dünyanın dikkatini çekti. Çanakkale savaşlarında çok büyük
kahramanlıklar gösterdi. Doğuda Ruslar tarafından işgal edilmiş olan Muş ve Bitlis’i
kurtardı (1916) Suriye’de Kolordu Komutanlığı yaparken İngilizleri Halep önünde
durdurdu. 1. Dünya savaşı sonunda yurdumuz düşmanlar tarafından işgal edilince
Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gitti ve 19 Mayıs 1919’da Milli
Kurtuluş hareketini başlattı.
Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş
savaşını Başkumandan olarak yönetti. Sakarya savaşından sonra Mereşalliğe
yükseldi ve Başkumandan, meydan savaşlarını kazanarak yurdumuzu düşmanlardan
kurtardı.
Onun en büyük özelliklerinden
biri de büyük bir devlet adamı oluşudur. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi
ve TBMM tarafından oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi.
Siyasal alanda, hukuk alanında,
eğitim ve kültür alanında, toplumsal alanda, ekonomi alanında bir çok
inkilâplar hep onun zamanında yapılmış olup, Milli dış politikamız ”Yurtta
Sulh, Cihanda Sulh” ilkesine dayandırılmıştır. 24 Kasım 1934’te TBMM, Türk
milletine yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine Atatürk soyadını vermiştir.
Mustafa Kemal’i anlatmak
kitaplara-ciltlere sığmaz. Biz ancak çok çok özetleyerek anlatmaya çalıştık.
Yüce Önder’in şu sözleri hepimize
rehber olmalıdır:
”Büyük olmak için hiç kimseye
iltifat etmeyeceksin; Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için hakiki mefkure
ne ise onu görecek, hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır;
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır; fakat sen buna mütehammil
olacaksın; önüne nihayetsiz mânialar yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük,
zayıf, vasıfsız, hiç telâkki ederek , kimseden yardım gelmeyeceğine kani olarak
mâniaları aşacaksın. Bundan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere
güleceksin” 1929
Sözlerimi şöyle tamamlamak
istiyorum:
İnsanlar vardır çorak bir toprak
gibi verimsiz, faydasız işte varlığı ile yokluğu belli olmayan öyle bir ömür,
yine insanlar vardır verimli, faydalı, karanlık gecelerde parlayan yıldız,
karanlık çağlarda doğan bir güneş gibidir.
İşte ATATÜRK böyle bir vatan evladıydı.
Kendisine ALLAH’tan rahmet
diliyor, minnetle anıyoruz.