İbrahim Halil Okuyan
16 Temmuz 2007
Almanya Başbakanı Angela Merkel Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını Portekiz’e devrederken, “Yanlış ettik.. Güney Kıbrıs Rum Devleti’ni Avrupa Birliği’ne almamalıydık” demiş ve eklemiş: “Çünkü, iç problemlerle malül bir devlet AB’ne hiçbir şekilde faydalı olamaz”
Doğrusu Bayan Merkel’in bu görüşüne “Günaydın” demek lazım. Yunanlının bir uzantısı olan Rumları tamtas bir devlet kabul edip aralarına aldılar. Bütün hakları verdiler. şimdi de “yanlış yapmışız” diyorlar.
Peki yanlış yapmışsanız niçin düzeltmiyorsunuz? Kıbrıs’ın öbür yarısı referandumda “Evet” dediği halde halen aranızda değil. Türkiye; Bulgar’ın Romen’in sizin nazarınızda halen gerisinde Fransız ukalası halen uğursuz baykuş gibi ötüyor. Bu mu sizin adalet anlayışınız? Bu mu sizin dostluğunuz?.
Aslında ne söylesek az. Güçlü Osmanlı sillesini terk ettiğimizden beri onlar bizi maalesef her alanda “şamar oğlanı” gibi kullanıyorlar. AB’ne girme sevdasıyla da ipleri onların eline vermişiz. Bizi üzülerek söyleyelim, oynatıp duruyorlar. Cibilliyetlerine uygun düşen ne varsa yapıyorlar.
ınsanlar gibi devletler de yalnız yaşayamazlar. Herkesin bir veya birkaç dosta ihtiyacı vardır. Biz ne yazık ki dost ararken bu nankörleri bulmuşuz. Hep bizi sömürmüşler. Topraklarımızı bin bir hile ve desise ile elimizden almışlar. Neredeyse vatansız kalacak iken Atatürk ve arkadaşları imdada yetişip bizi kurtarmışlar.
Tarihimizdeki bu istiklal mücadelesini milletçe öğrenip bundan dersler çıkarmamız gerekirken ne yazık ki bir gaflet ve delalet içerisinde yine aynı hataları tekrarlıyoruz, dostumuzu, düşmanımızı, hatta kendi varlık ve değerlerimizi tanımadan bir bilinçsizliğe doğru koşuyoruz. Yeni nesiller bu vatanın nasıl kazanıldığından habersiz olarak yetişiyor. Nesiller arasında sağlam tutan tuğlalar kayboluyor dolayısıyla kaleler devrilip gidiyor.
“Bizi biz yapan” değerlere aldırmadıkça bu yıkım devam edecek, bir gün yanlışın farkına vardığımızda bekli de çok geç kalmış olacağız.
Türkler ve Çinliler binlerce yıl aynı kaderi paylaşarak yaşadılar. Bugün çok farklı dünyalar ve konumlardayız. Çin’in bizden en büyük farkı kendi kültür ve tarihine sıkı sıkıya bağlı olmasıdır. Biz ise yazımızdan örf ve adetlerimize kadar değiştirmedik bir şey bırakmadık.Onun için beklide tarihi göçler sebebiyle bir türlü aslımıza dönemiyor ve AB’nin peşinde koşmaya devam ediyoruz.