İbrahim Dülger
13 Mart 2007
ılk Çağ Anadolu Coğrafyasında kadın; en çok yüceltilen değerlerden biridir. Bereketin ve üremenin sembolü olup, Tarih Öncesi çağlarda şişman kadın heykelcikleri ile betimlenmiş, bol ürün alınabilsin diye tarlalara erkek heykelcikleri ile birlikte serpilmiştir. Doğum yapan kadın rölyef ve resimleri tapınaklara, duvarlara yapılmıştır. En eski tapınak sayılan şanlıurfa, Göbeklitepe tapınma taşlarında doğum sahnesi vardır. Anadolu Uygarlıklarından Hititlerde, kralları atayan, koruyan, savaşları yöneten kazandıran; Güneş Tanrıçası Arinna’dır Kral, tanrıça Arinna’nın baş rahibidir. Fırtına tanrısı, Teşup’un eşi Hepat, önemli bir tanrıçadır. Tavanna denilen kraliçe, kraldan sonra en yetkili görevlidir. Evlenme; kadının başlık parası verilip satın alınmasına dayanmakla birlikte; devlet güvencesinde, miras ve mülkiyet hakkı vardır. Ku ba ba, Kibebe de denilen tanrıça, Güneydoğu Anadolu ve Suriye kökenli tapınma kültüdür. Anadolu’ya Balkanlardan gelen, Frigler tarafından benimsenerek Kibele adını alır. Uzun yıllar Anadolu’nun baş tanrıçası olur; toplumsal yaşayış, inançlar bu tapınma üzerine şekillenir ve ilişkileri derinden etkiler. Anadolu’ya gelen halklar, önceki kültürlerin inançlarını da benimseyerek, bu coğrafyayı ”Bin Tanrı ıli” ve ”Hoşgörülü insanların” ülkesi yapmıştır. Mitolojik anlatılarda, Ana Tanrıça Kibele, eşi buğday tanrısı Attisi, domuzun saldırısından korumaya çalışırken, Bölgemize ait mitolojik öyküde de buğday tanrısı Tammuz’u (Adonis) cehennemden çıkaran, domuzdan korumaya çabalayan Aştar’dır (Sonradan Afrodit ismini alır) Ayağını dikene basanca güle, Tammuzun yere sızan kanı da gelincik çiçeğine kırmızı renk verir. Aile yapılanmasında tanrıça kültü nedeniyle kadın akrabalığı önemlidir. Dayılığın akrabalık ilişkilerindeki önemi bundandır. Bazı yörelerde erkek kadının ailesinin yanında uzunca bir süre çalışarak kadını almayı hak eder. Hz. ıbrahim’in Harran’da kalışı bu nedene dayanmaktadır. Uzun yıllar Anadolu’da çok tanrılı din anlayışı egemen olurken; tanrıça kültü, bir dini inanç olarak halk arasında yaşar. Batı Anadolu’da Artemis, Bereket Tanrıça’sı olup 6 Mayıs, bugün bile Artemis’in doğum günü, Hıdır Ellez- Hızır ılyas, olarak kutlanırken; şarap Tanrısı Dianysos ve eşi Demeter adına bağ bozumu şenlikleri, yapılır. ıyon Uygarlığı mitolojisinde Zeus’un karısı Hera, (ınek gözlü) evlenme ve doğum işlerini düzenlerken, kadınların koruyucusudur. Tanrıça tapınımı, inanç sistemi milattan sonra 4. yüzyıla kadar Anadolu’da yaygın olarak devam ederken; Hıristiyanlığın Roma resmi dini olarak kabul edilmesi ile Bizans ımparatorluğu döneminde ıznik Konsülleri ile Hıristiyanlığın öğretileri şekillenir. Güçlenen kilise ve ona destek olan imparator, siyasi erk, Anadolu halkının zorla Hıristiyanlaştırılması için çalışır. Eski Pagan (çok tanrılı tabiat dinleri) inanç sembolleri tahrip, kurumları ve tapınakları yok edilir. ılimizde ilk tapınak kültürünün doğduğu Göbeklitepe gibi tapınma merkezleri, tapınaklar, bu baskı ile tahrip edilmemeleri için inananları tarafından üstleri toprakla örtülerek kurtarılmıştır. Hıristiyanlık, çok köklü olan Tanrıça Kibele inancını yok etmek için kadını ikinci plana iten bir tutum ve propaganda içine girer; kadın, her türlü fenalığın kaynağı gibi gösterilerek manastır yaşamında tanrıya gönüllü hizmetkar olarak yer alır. Aynı coğrafyayı paylaşan ıslamiyet, ilk dönemlerde kadına gereken değeri verirken; diğer kültürlerle etkileşim sonunda kadını erkeğin biraz gerisinde bir konuma getirilir. Günümüzde Ana Tanrıça Kibele Kültü, motif değiştirerek de olsa törenlerimizde, şenliklerimizde, adetlerimizde yaşamakta… Bugün hala evlenen kızlarına annelerin çeyiz içine muhakkak koydukları hamam tasları, üremenin sembolü Kibele’nin form değiştirmiş şeklidir (Yuvarlak tasın ortasında hamile bir kadının karnını andıran kabarıklık neden dersiniz?) Anadolu’da Tanrıça inancı kadının, doğasında varolan sevgi, şefkat, Anadolu insanında hoşgörüyü hakim kılarken; Homeros’u, Tasavvufla birleşerek Yunus’un, Hacı Bektaş’ın, Mevlana’nın, tanrı ve insan severliğinin felsefesini oluşturur. Devlet ana, Hanım ağa, Hatun, Osmanlı Kadın, Afşin (Hanımefendi), Devlet gibi kadın, Anadolu’nun kadın erenleri gibi ünvanlar ve hitaplar, kadını yücelten kültürün etkisiyle oluşmuş kavramlardır. Ana tanrıça inancının hakim olduğu dönemde insanlar, günümüzde çarpık ekonomik ilişkilerin yarattığı acımasız vahşi babalar kültürü döneminden daha mutlu ve sevgiyle yaşadılar herhalde…