İbrahim Halil Okuyan
6 Aralık 2015
Ambargo ne demek?
Ambargo kelimesinin kaynağı;
“Durdurmak, Önlemek, Sınırlamak”
manasına gelen İspanyolca “ Embargar ” kelimesidir.
İktisadi maksatla uygulanan
Ambargo, Bir ülkenin bir diğer Devleti Ekonomik bakımdan zor duruma düşürmek ve
Belirli Mal ve Hizmetleri üretmesi ve tüketmesine engel olmak için O ülkeye
belirli Malların ihracat ve satışını durdurmasıdır.
Ambargolarda; Bir Devletin Kamu
Düzenini, Ülke sınırlarını ve ekonomisini korumak, Yabancı devletlere zarar
vermek, Mislen mukabelede bulunmak, Karşı tarafa baskı yapmak ve cezalandırmak
gayeleri güdülmektedir.
Türkiye Rusya Uçak Krizi
Suriye ile sınır bölgesinde; Bir
Rus askeri uçağının düşürülmesi olayı, Türkiye ile Rusya arasında, Nasıl
gelişeceği henüz belli olmayan ciddi bir krize Yol açmış bulunuyor.
Bu olayın Türk-Rus ilişkilerini
bozma potansiyeli vardır tabii.
Aynı şekilde Rusya ile NATO
arasında yeni bir gerginliğin çıkması da mümkündür.
Rusya bu krizi tırmandırarak;
Türkiye’ye sürekli olarak; Ekonomik, Siyasi ve Askeri tehditlerde bulunmakta ve
Çeşitli Ambargolar uygulama kararı almıştır.
Putin’in politikaları; Son
dönemlerde hiç olmadığı kadar Rus kamuoyu tarafından tartışılıyor.
Özellikle Suriye’de İran’ın
yanında yer alması ve Avrupa’yı dışlayan tavır Rusların tepkisini çekmiş
durumda.
Öyle ki Rus medyasının bazı
yazarları bizim Suriye’de ne işimiz var diyebiliyor.
Putin işte bu durumdan kendini
kurtarmak için; İçerde icat edemediği düşmanı sertlik yanlısı politikası ile
dışarıda arıyor.
Son dönemlerde yürürlüğe koyduğu;
Uzlaşmaz, kavgacı tavırda bunun en büyük göstergesi.
Rusya Ekonomisini; Ayakta tutan
en önemli kalemlerden biri Petrol ve Doğal Gaz satışları.
Bu iki kalem Rusya ihracatının
yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor.
2012 yılında Ancak, Varil başına
petrol fiyatının; 45 dolara gerilemesi ile bu gelir 230 milyar dolara kadar
düştü.
İşte Rusya’nın izlediği sertlik
yanlısı politikalar, Petrol fiyatlarındaki büyük düşüş nedeniyle.
Rusya petrol fiyatlarını yeniden
yükseltecek bölgesel krizler peşinde.
Bu nedenle düşürülen uçak olayını
büyütüyor.
Batan ekonomisini krizle petrol
fiyatını yükselterek kurtarmaya çalışıyor.
Rusya petrol fiyatlarının sürekli
olarak düşürülmesini kendisine yönelik bir saldırı olarak algılıyor.
Rusya ve özellikle de Kremlin
yönetimi; Ekonomik konuda kendini iki duvar arasında sıkışmış hissediyor.
Bu yükten kurtulmak ve halkın
özgüvenini kaybetmemek için de kendine bir düşman arıyor.
Aslında Petrol ve Doğalgaz sahip;
Pek çok ülkenin başka ihraç
edecek başka ciddi ürünleri yok.
Üretim konusunda fakirler ve de
tembeller, hazırdan yemeye alışmışlar.
Şu anda kullandığımız Rus, İran
ve Körfez ülkelerine ait sanayi ürünü yok.
Bu rahatlık onları petrol
fiyatları düşünce krize sokuyor.
Şimdi Rusya’yı, Petrol Ekseninde
gerilere doğru bir tahlil edelim.
Soğuk Savaş ve Komünist Tehlike
İkinci dünya savaşının ardından
Dünyada yeni bir tehlike ortaya çıktı veya tanımlandı: “Komünist Tehlike”
Dünya yeni bir savaşa doğru
sürükleniyordu: Soğuk Savaş.
Soğuk Savaş; iki süper güç olan
ABD önderliğinde, Batı Bloku ile Sovyetler Birliği’nin önderliğinde Doğu Bloku
ülkeleri arasında 1947’den 1991’e kadar devam etmiş olan uluslararası siyasi ve
askeri gerginliktir.
1950’li yılların sonuna doğru;
Amerika ve Rusya’nın başını çektiği iki kutba ayrılıyor, Savaş tehditlerinin
arttığı, Askeri harcamaların tavan yaptığı senelere giriliyordu.
Dünya senelerce çok büyük bir
savaşın çıkacağı telaşı ile yaşadı.
7 Kız Kardeşin Sırrı…
7 Ağustos 1928’de İskoçya
Achnacarry’de;
Dünyanın en büyük 7 büyük petrol
şirketi; Dünyanın her yerinde;
Exxon, Shell, BP, Gulf, Texaco,
Mobil ve Chevron tabelasıyla boy gösteren şirketler gizlice bir araya geldi.
Amaçları rekabeti ve Petrol
pazarlarının bölünmesini engelleyecek gizli bir ittifak oluşturmaktı.
Yapılan anlaşma bu 7 şirkete
pazarları istedikleri gibi bölüşmeyi ve istedikleri Gibi fiyatları belirlemeyi
sağlıyordu.
Artık “7 Kız Kardeş” olarak
bilinecek bu petrol devleri arasında yapılan bu anlaşma, Dünyanın en büyük
kartelinin doğmasına neden oldu.
Uzun yıllar boyunca en verimli
petrol sahalarını elinde tutan ve Bir dönem dünya petrol üretiminin yüzde
80’ini gerçekleştiren Bu dev şirketlerin saltanatı yaklaşık yarım asır sürdü.
1950’lerde esmeye başlayan; “Millîleştirme” rüzgârıyla güç kaybetmeye başlayan
kız kardeşler, İlerleyen yıllarda petrol endüstrisinin vanası olarak kabul
edilen Petrol kuyularını ve değerli sahaları yerli şirketlere kaptırdılar.
Buna karşın güçlü dağıtım ağları
sayesinde musluğu ellerinde tutmayı başardılar.
Opec
1960’larda bir grup ülke, Büyük
petrol şirketlerine karşı OPEC Petrol Kartelini kurmuştu.
“OPEC” diye meşhur olan Petrol
İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı, Eylül 1960’ta kuruldu. İlk olarak ham petrol
fiyatlarındaki düşüşü durdurmak gayesiyle Venezuela’nın teklifiyle kurulan
teşkilata; Venezuela, İran, Irak, Suudi Arabistan ve Kuveyt katıldı. Daha sonra
sırasıyla;
Katar, Libya, Endonezya, Birleşik
Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvator ve Gabon da katıldılar.
Dünya petrol üretiminin
denetimini elinde tutan ve dünya petrol üretiminin yaklaşık yarısını sağlayan
OPEC ülkeleri ham petrol rezervlerinin Üçte ikisine ve doğal gaz rezervlerinin
de üçte birine sahip bulunmaktadır.
OPEC’in 1980’den itibaren Dünya
petrol fiyatları üzerindeki etkisi azalmaya başladı.
Batılı sanayileşmiş ülkeler başta
kömür ve nükleer enerji olmak üzere Farklı enerji kaynaklarına yöneldiler.
Kendi ülkelerinde petrol arama ve çıkarma çalışmalarına ağırlık verdiler.
Petrol ihtiyaçlarını da; Meksika,
SSCB gibi, OPEC dışındaki petrol ihracatçısı ülkelerden karşılamaya başladılar.
Enerji talebini kısmaya yönelik
tasarruf politikaları uyguladılar.
Bu çabaların neticesinde Batılı
ülkelerin OPEC ülkelerinde üretilen petrole olan bağımlılığı azaldı ve OPEC
1982’de petrol fiyatlarını düşürmek ve üretimi kısmak zorunda kaldı.
Batılı ülkelerin petrol talebinin
azalması, teşkilatın iç çekişmeler ve 1980’de başlayan İran-Irak savaşı
sebebiyle zaten zayıflamış olan iç bütünlüğünü daha da sarstı.
Petrol İhraç Eden Ülkeler
Teşkilatı;
“7 Kardeş” olarak bilinen büyük
petrol şirketlerinin; Kasıtlı olarak ham petrol fiyatlarını düşük
tuttuklarının, Böylece üretici ülkelere düşük bedel öderken, Kendilerinin
yüksek karlar elde ettiklerinin farkındaydılar.
Buna bir tedbir almak lazımdı;
Ambargo.
Petrol Ambargosu
1970’lerin başı, Uluslararası
ekonomide önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönem oldu.
Üretici ülkelerin birlikteliği
1973’te Petrol Ambargosuyla sonuçlandı.
Amerika’daki benzin
istasyonlarında büyük kuyruklar oluştu. Büyük Buhrana yakın ekonomik kargaşa
yaşandı.
Tüm dünyada büyüme yavaşladı,
işsizlik arttı, sabit kur sistemi çöktü.
18 Mart 1974’te ambargo sona
erdiğinde; Ham petrol fiyatlarının varili 1.39 $ dan 8.32 $ a çıkmıştı.
Siyasiler aldıkları dersi hiç
unutmayacaklardı.
Sovyetler Birliği
Zaman içinde; Sovyetler birliği
çöktü. Böylece Amerika’nın savunduğu Liberal Ekonomik Sistem, Dünyaya hâkim
konuma ulaştı. Dağılan Sovyetler birliği gücünü büyük oranda kaybetti ve Soğuk
Savaş sona erdi.
Sovyetler birliği döneminde
Devlet hemen her alana hâkimdi. Kurumların büyük bir bölümü Devlete aitti.
Sistem çökünce Devletin başına Boris Yeltsin getiriliyor ve Böylece Amerika’nın
istekleri doğrultusunda sistem değiştiriliyordu. Rusya liberal ekonomik düzene
sokulmaya çalışıldı.
Devlet kurumları hızlı bir
şekilde Amerikan güdümündeki Rus işadamlarına yok pahasına satılmaya başlandı.
Devlet öyle hızlı küçülmeye
başlamıştı ki, Rusya’ya uygulanan şok terapi ile birlikte ülke ekonomisi,
1990’ların sonunda yüzde 40 küçülmüştü.
Putin
Yaşanan durum halkta ciddi bir
endişe yaratıyor, Devletin orantısız çözülmesi ve 1998 yılında yaşanan kriz
ortamı bir politikacıya inanılmaz yarıyordu.
Bu politikacı iki sene sonra
liderliğe yükselecekti: Putin.
Putin’in gelişiyle beraber,
Rusya’yı kontrol etmeye çalışan odakların oyunu bozuldu.
Devlet yok pahasına sattığı
kurumları geri almaya başladı.
Putin’in talimatıyla bu kurumları
satın alan Amerikan güdümündeki Genç Rus iş adamları tutuklanıyor kaçabilenler
kaçıyordu.
Üç Yeni Aktör
Zaman içinde; Dağıtım ve
pazarlamadaki başarılarıyla yıllardır zirveyi kimseye kaptırmayan Petrol
Kartelleri son dönemde giderek büyüyen bir tehlike ile karşı karşıya kaldılar.
Üç Devlet Şirketi; Rus Gazprom,
Çinli CNPC ve Brezilyalı Petrobras;
Kız Kardeşler veya ‘Büyükler’
(Majors) olarak isimlendirilen kartelin hareket sahasını daraltacak adımlar
atmaya başladı.
Teknolojik altyapı, bilgi
birikimi ve finansal kapasite konusunda büyük mesafe kat eden bu üç şirketin
oyunu küresel düzleme taşımaları kartel için tehlike çanlarının çalmasına sebep
oldu.
Gazprom
Enerji uzmanlarının “Yeni Devler”
olarak tanımladığı şirketlerin en bilineni Rus Gazprom. Yüksek petrol fiyatları
ve Vladimir Putin’in enerjiyi diplomasinin aslî unsuru olarak kullanma
stratejisiyle kısa zamanda “Küresel bir Dev’”e dönüşen Gazprom, Dünya doğalgaz
ihracatının tek başına yüzde 20’sini gerçekleştiriyordu. Daha çok doğalgaz
alanında söz sahibi iken, ülkenin en büyük petrol şirketi Sibneft’i bünyesine
katarak petrol alanında da söz sahibi oluyordu.
Rusya’nın kendi doğal kaynakları
üzerindeki kontrolünü artırma stratejisi Gazprom’la kartel üyelerini karşı
karşıya getirdi.
Ekonomik katkısının yanında
Başkan Putin’in askerî olmayan yollarla Rusya’yı yeniden süper güç haline
getirme doktrininin de omurgasını oluşturduğu için Gazprom’un imzaladığı her
yeni anlaşma Rusya’nın hem gelirlerinin hem de stratejik derinliğinin artması
anlamına geliyordu.
Şirketin salt bir ticarî kuruluş
olmadığı, Yeri geldiğinde; Rusya’ya meydan okuyan ülkelere karşı bir terbiye
aracı olarak kullanılabildiği; Ukrayna, Gürcistan ve Beyaz Rusya’da yaşanan
olaylarla ortaya çıktı.
Rusya zaman içerisinde Batı ile
uyumlu fakat asla müttefik olmayan bir politik sahaya yerleşti.
Bu politik duruş dünyaya uzun bir
süre Barış getirdi.
Devam edecek..
Saygılarımla
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
6.Aralık.2015 Şanlıurfa