Halit Güllüoğlu
2 Nisan 2009
Gelmiş geçmiş bunca iktidarın çözemediği Kürt ve Alevi sorununu AKP cesaretle ele alıp mevzuat değişikliği yapmıştır.Bu girişimi destekleyenlere neden tahammül etmeyiz de Diyarbakır’da ve Van’da Hakkari’de tek yolda diretiriz.Halbuki çözümün yöntemi kapsamlı olmalıdır.Etnik kültürel kimlik varlığının yanında ekonomik önlemlerin kenara itilmesi nasıl bir sonuç doğuracaktır..Bu gerçeği ifade için AKP li olmaya gerek yok.Bu Partinin tenkide değer çok yanlarına rağmen iki konudaki girişimini inkara gerek yok.Biz daima toplumun yararına olacak her çözüm ve gelişmenin kimden hangi taraftan gelirse gelsin savunucusu olmalıyız.
Doğu ve Güneydoğuda DTP ye alternatif neden sadece AKP olsun. Çünkü AKP, Kürt sorununa çağdaş bir yaklaşım sergiledi imkanlar ölçüsünde. Bunun için partici olmaya gerek yok. Amma Türkiye Cumhuriyeti içindeki her ferdin kader birliği söz konusu olunca ona göre tavır almak gerekir. Bunun devamı için DTP’nin kendi içinde yakın amma farklı düşüncelere kulağını tıkamaması gerekir. Kendi içinde alternatif görüşlerin de üretilmesine hoş görüyle bakması beklenir. Çünkü Partinin adı “Demokratik Topum Partisidir”.Bu adın içeriğindeki ifade açıktır.
Bakınız şimdi; Demokratik Toplum Partisi nereye gidiyor dendiğinde tek yolu takip ediyor kanısı hakimdir. Şimdilik koskoca bir Ülkede milyonların oyunu alan DTP nin alternatifi sadece AKP mi olmalıdır?Halbuki DTP nin bizzat içinde ileriye dönük Demokratlaşma anlayışında değişik görüşlere yaklaşımı fikir zenginliği yaratacaktır.Bunun yanlışlığını iddia etmek ne derece sağlıklı olur.Yahutta sadece etnik kimlikte ısrar ederek aynı Parti içindeki değişik görüşlere tahammül etmemenin doğuracağı sakıncaları hesap etmesi gerekmez mi?Feodal yapının pençesindeki bazı illerimizin özürlü özgürlükçülüğünü unutmamak lazım.Bölgemizin sorunlarına tek pencereden bakmak geleceğe yönelik yaşam için umut kırıcı olmamalıdır..
Biz Hukukçuların temel insan haklarıyla uygulamalardaki doğrulara bakışımız taraflı olmaz.Bundan dolayı inancı siyasi düşüncesi ne olursa olsun yani “ister sağcı isterse solcu” densin alternatif arayışın içinde kalmak zorunluluğu vardır.Başka türlü Demokratikleşme imkanını var sayamayız.Her düşünce ve hukuki eyleme eşit saygıyı taşımak temel prensiptir.Çünkü fikir özgürlüğü inanç ve davranış özgürlüğü olmadan hukuk da var sayılmayacaktır.Öyleyse Cumhuriyetçi ve Demokrat olmaktan bahsederken bu iki mefhumu birbirinden ayrı tutamayız.Ülkemizde bunun çok yavaş seyrinden büyük maddi manevi zararlar doğdu.Kürt ve Alevi kelimelerini kullanmaktan çekinirken bakın bugün nerelere geldik..
Cumhuriyetçilik başta halkın Milletin temsilcilerini seçme hakkını ifade eder özet olarak ifade eder. Amma bunun zulme ve diktatörlüklere alet edilmesi halinde felaketlere sebep olduğu tarihte görüldü. Bugün de benzer şeylere komşu ülkelerde yaşanmaktadır. Bizdeki gelişmeler farklı olduğunu sanmayınız. Seçimle başa gelen ve CHP dışındaki her halk hareketi “darbelerle” bertaraf edilerek bu günlere gelebildik. Bunun için seçim yatırımı da olsa “Alevi-Kürt açılımı”nı küçümseyenler iyice düşünmelidir.
Hoşça kalın.