İbrahim Halil Okuyan
3 Haziran 2016
“Bir gün Hz.
İsa (a.s.) aslandan kaçarcasına bir dağa doğru koşuyordu.
Birisi arkasından
koşup dedi ki: ‘Hayrola peşinde kimse yok, neden böyle kuş gibi kaçıyorsun?’
Hz. İsa, öylesine
hızlı koşmaktaydı ki acelesinden cevap bile veremedi.
Adam, bir müddet Hz.
İsa’nın peşinden koştu, Ardını bırakmayıp bağırdı: ‘Allah rızası için bir an
dur, Neden kaçıyorsun. Merak ettim ey kerem sahibi!’
Hz. İsa dedi: ‘Bir
ahmaktan kaçıyorum. Yürü benim yolumu kesme, Kendimi kurtarayım.’
Adam dedi ki:
‘Körün gözlerini,
Sağırın kulağını açan, gayb efsunlarını bilen, O efsunu ölüye okuyunca dirilten
mesih sen değil misin?’
Hz. İsa: ‘Evet,
benim’ dedi.
Adam: ‘Peki
öyleyse ey tertemiz ruh, dilediğini yaparken kimden korkuyorsun?’
Hz. İsa dedi ki:
‘İnsanı eşsiz, Örneksiz yaratan, Canı ezelden
halk eden Allah’ın tertemiz zatına hamdolsun. O afsunu, o ism-i Azam’ı köre
okudum gözleri açıldı, Sağıra okudum kulakları duydu. Taş gibi dağa okudum
yarıldı göbeğine kadar, Hırkasını yırttı. Ölüye okudum dirildi, Hiç bir şeyi
olmayan, Vücudu bulunmayan şeye okudum meydana geldi.
Fakat ahmağın
gönlüne yüzbinlerce kere okudum fayda vermedi, Adeta bir kaya kesildi. Ondan
bir şey bitmesine imkân yok,’
Adam, ‘Allah
adının köre, sağıra, ölüye tesir edip de ahmağa tesir etmemesinin hikmeti ne?’
Hz. İsa dedi ki:
‘Ahmaklık, Allah’ın kahrıdır. Hastalık, Körlük
kahır değil bir düşkünlük durumudur. Düşkünlük, Acınacak bir illettir, Ona kul
da acır, Allah da.
Ama ahmaklık öyle
bir illettir ki, Ahmağa da zarar verir, Onunla konuşana da.’
Hikâyenin sonunda
Mevlâna hazretleri
“Hz. İsa nasıl
kaçtıysa, Sen de ahmaktan kaç!
Hava, suyu yavaş
yavaş çeker, Buharlaştırıp alır ya, Ahmak da dininizi böyle çalar alır işte”
Diyor.”
Saygılarımla…
İbrahim Halil
Okuyan
İnşaat Yüksek
Mühendisi
03.Haziran.2016
ŞANLIURFA