Mehmet Göncü
29 Ağustos 2007
Türk ulusu tarih boyunca insani ve ahlaki değerleri korumak, vatan, namus, ulusal şeref ve özgürlüğünü muhafaza etmek için ve gerektiğinde mazlum milletlere adalet, kardeşlik ve barış götürmek amacı ile savaşmak mecburiyetinde kaldığında, destanlar yaratacak kahramanlıklar sergilemiştir.
Ağustos ayının, şanlı zaferlerimiz bakımından tarihimizde yeri çok önemlidir. Bu bağlamda en az bin yıllık bir geçmişimizi inceleyecek, olursak ehemmiyeti itibarı ile tespit edebildiklerimizin tarihsel sürecindeki sıralaması ve neticeleri şöyledir:
26 Ağustos 1071’de büyük Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın, Malazgirt’te kazandığı zaferle, küçük asya’da yaşayan Anadolu halklarını Bizansın zulmünden kurtarmış, barış, adalet, kardeşlik ve huzur ortamı sağlamıştır. Nitekim bu durumu dile getiren Urfalı Ermeni tarihçi Mateos Alpaslan’a yazdığı mektupta, “Bizi Bizans’ın zulmünden kurtardınız, size binlerce teşekkür ederiz” demiştir.
24 Ağustos 1516’da Mercidabık savaşının kazanılması ile Ortadoğu’ya barış, huzur ve istikrar gelmiş, Türk uygarlığından Afrika kıtasına bir pencere açılmıştır.
29 Ağustos 1526’da Osmanlı Türk ordusunun Mohaçtaki dillere destan başarısı ile uzun yıllar Macaristan, Erdel, Hırvatistan ve Slovenya’da adaletli ve kalıcı bir barış sağlanmakla kalınmamış, ortaçağın ilkelliğini sürdüren Avrupa kıtasının büyük bir bölümüne uygarca yaşamın koşulları öğretilmiştir. Keza, 8 Ağustos 1635 Erivan’ın teslimi, 17 Ağustos 1645 Hanya’nın alınışı, 24 Ağustos 1514 Çaldıran Savaşında Safevilerin yenilmesi, 28 Ağustos 1521 Belgrad’ın Kanuni Sultan Süleyman’a teslim olması gibi önemli zaferler Ağustos ayında kazanılmıştı. Bu zaferlerden en önemlilerinden biri de; 23 Ağustos 1921’de başlayan ve 13 Eylül 1921’de Türk ordusunun nihai zaferi ile neticelenen Sakarya Başkumandanlık meydan muharebesidir. Bu savaş Kahraman Ordumuzun başarılmış en hayati savaşlarından biridir. Bini subay olmak üzere, yirmibeşbin şehidimizin kanları pahasına kazanılan bu zafer, şanlı ordumuzun ulusumuza bir armağanıdır. Ve bu başarı, istiklal savaşımızın kazanılmasında da büyük moral kaynağı olmuştur.
26 Ağustos 1922’de başlayan 30 Ağustos’ta ordumuzun kesin zaferi ile 9 Eylül’de ızmir’in kurtarılmasına kadar devam eden büyük taaruz, adını verdiğimiz savaşla; Türk ulusunun emperyalist ve onun uşaklarını güzel yurdumuzdan kovduklarının resmen ve fiilen ilanıdır. Ayrıca sömürgeci istilacıların ulusumuz tarafından mağlup edilmesi, Dünya mazlum milletlerine de iyi bir örnek olmuştur.
Özetle; Bu zaferleri milletimize armağan eden kahraman ordumuza ve bir ulusun yok olma felâketini var olma mutluluğuna çeviren, çağından ve çağdaşlarından önde bir lider, bir askeri ve siyasi deha olan büyük vatan kahramanı Ulu Önder Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin kurulmasında emeği geçen tüm arkadaşlarını ve vatanları uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla daima anacağız.
Tüm zaferlerimiz gibi 30 Ağustos Zafer Bayramı da milletimize kutlu olsun.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla …